  
Yolsuzlukla mücadele
Yolsuzluklar meselesinde toplum "gına" noktasına gelmiştir. Bu aşamada bir tehlike, kuşkusuz "her yerde ve her şeyde yolsuzluk görme" hastalığıdır.
Çözüm hukuk kuralları içinde ve hızlı soruşturmalarla sonuç alınmasındadır, akla karanın çabuk ayrıştırılmasındadır. Toplumda, "yolsuzlukların üzerine gerektiği gibi gidilmiyor" inancının yaygınlaşması da araştırmalardaki yavaşlığın sonucudur.
Strateji-Mori'nin, yolsuzluklarla mücadele konusunda yaptığı bir araştırmada, "idare"ye bakışın farklılaştığı ortaya çıkıyor. 30 Nisan - 1 Mayıs'ta doğrudan görüşmelerle yapılan araştırmada, insanlara "yolsuzluklarla mücadele konusundaki çalışmalardan memnun musunuz" sorusu soruluyor. Sonuç yine Meclis, hükümet ve bürokrasinin aleyhinedir.
Sempatikler ve diğerleri
"Memnunum" diyenlerin oranları şöyle sıralanıyor:
Bu oranlara bakıldığı zaman "jandarma soruşturması" tartışmasının insanlar üzerinde uyandırdığı etki görülüyor. Yargının oranının medyanın da altına kalmasından bir "yavaşlık" şikâyeti olduğu sonucu çıkarılabilir.
Ama hükümet-Meclis-bürokrasi üçlüsünün bu kadar aşağıda yer almasının gösterdiği de, olumsuz bir kanının net biçimde yerleşmiş olmasıdır.
Strateji-Mori'nin araştırmasında, yolsuzluklardan bağımsız olarak "Çalışmalarından memnun musunuz" diye tek tek isimler soruluyor. Bu sorunun cevaplarındaki memnuniyet oranları da "sempati" ve "antipati" durumunu açık olarak gösteriyor.
Bu bölümde "memnunum" diyenlerin oranları şöyle sıralanıyor:
Hükümet ve isimler...
Üç isim; Sezer, Tantan ve Derviş, diğer isimlerin çok "önünde"dirler. Hemen arkalarından gelen İsmail Cem'in de Tantan ve Derviş gibi hükümetin bütünü içinde "görülmediği" anlaşılıyor.
Başbakan Bülent Ecevit'in ise bu kadar düşük bir memnuniyet oranına sahip olması, "şiddetle" anlamlıdır.
Aynı araştırmada "Hükümetin yolsuzluklarla mücadelede başarılı olabileceğine inanıyor musunuz" diye de soruluyor ve yüzde 50.3'lük bir oranda "evet" cevabı alınıyor. Yukardaki oranlarla birleştirildiği zaman bu "inanç" artışının doğrudan Tantan adına bağlı olduğunu söylemek mümkündür.
"Hükümetin ülkedeki ekonomik krizi çözebileceğine inanıyor musunuz" sorusunun cevabı, yüzde 52.9 oranında "evet" çıkmaktadır. Burada da iyimserlik artışının doğrudan Kemal Derviş'in adına bağlı olduğu bellidir.
Kamuoyu, hem yolsuzluklarla mücadele hem de ekonomik durumla ilgili olarak çok kesin kanaat sahibidir ve yönetim kadrosuna da çok açık "notlar" vermiştir.
Bu notlar da açık bir "siyasi yön" göstermektedir.
| Cumhurbaşkanı | %75 |
| Emniyet teşkilatı | %74.2 |
| Ordu | %68.4 |
| İçişleri Bakanlığı | %63.6 |
| Medya | %54.9 |
| Yargı | %54.1 |
| Hükümet | %39.9 |
| TBMM | %32.2 |
| Bürokrasi | %28.4 |
| Cumhurbaşkanı Sezer | %73.7 |
| Sadettin Tantan | %72.6 |
| Kemal Derviş | %63.6 |
| İsmail Cem | %54.4 |
| Devlet Bahçeli | %29.2 |
| Mesut Yılmaz | %26.1 |
| Bülent Ecevit | %16.2 |
|
Magazin
