kapat
19.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
İPEK CEM(ipekcem@sabah.com.tr )

Kamuda kalite arayışı

Son birkaç ayda ivme kazanan değişim arayışlarının merkezinde, kamu sektöründe bir kalite arayışı yatmakta. Belediyesinden bakanlığına, milletvekilinden polisine, ülkemizin insanı kamudan kalite ve sorumluluk bekliyor. Bu beklenti, bazı alanlarda yoğunlaşan yolsuzluk iddialarıyla, daha da ciddi bir talebe dönüştü. Vergisini ödeyen, SSK'sını yatıran, KDV'sini her alışverişinde veren bir vatandaş, devletten hesap sorma hakkına sahip. Aynen bir işadamı gibi, vatandaş da, finanse ettiği işletmenin, ve maaşını ödediği yetkililerin performansını denetleyebilmeli. 'Devlet baba' tüm gücünü bizim mâli ve etik onayımızdan alıyor. Ancak, ne yazık ki, kendisine sunulan her katkının bize dönüşü kaliteli ve verimli olmuyor.

İsraf mı, yatırım mı?
Devletten ve hükümetlerden hesap sorabilmek, vatandaşın en doğal hakkı. Yalnız burada iki türlü yanlışa düşebiliyoruz. Birincisi, şimdiki olduğu gibi özellikle kriz dönemlerinde devletten tasarruf bekliyoruz. Devlet dairelerinde etkin teknolojiye geçerek kısa dönemli harcama, ancak uzun dönemli tasarruf, verim ve kalite elde edilebilir. Devletin elindeki arabaları ikinci el piyasada satarak gerçek bir tasarruf kalemi oluşabilir. Yoksa daha etkin bir tasarruf, kamudaki çalışan fazlalığını azaltmak olabilir mi? Burada maliyet önemli bir unsur olmakla birlikte, asıl konu, hangi maliyetle ne kalitede işin yapılabildiğidir.

Milletvekili maaşlarına zam geldiğinde veya 06 plakalı siyah bir Mercedes gördüğümüzde, birçoğumuz irkiliriz. Devlet yine bol keseden harcıyor deriz. Belki de bazı durumlarda böyledir. Ancak gelişmiş ülkelerde, siyaset kürsülerini dolduran kişiler, siyaset dışında da kendi kulvarlarında başarılı kişilerdir. Bizim de esas amacımız, Meclis'imizi işte bu anlamda verimli ve kaliteli kadrolarla doldurmak olmalı. Doğru işler, ancak birikimli kişiler tarafından yapılabilir. Çok iyi bir şirkete ve iyi bir sisteme dahi, bilgisiz veya yeteneksiz çalışanlar gelse, o şirket kötü duruma düşer.

Düştüğümüz ikinci yanlış ise, devletten, onun bize verme mecburiyetinde olmadığı bazı konularda beklentimiz bulunmasıdır. Devlet, bazı ekonomik grupları veya sektörleri diğerlerine oranla 'el üstünde tutmak', başarısız işletmeleri sübvanse etmek zorunda değildir. Olmamalıdır da, çünkü bu, sistemin diğer unsurlarına haksızlık yapmak anlamına gelir.

Kamuya ödül
Kamu sektöründe de başarılı olmak için, özel sektördeki prensipler geçerli. Aslında bu yazımın ilham kaynağı, Türkiye Kalite Derneği'nin (KalDer) bu yılki ödülünü ilk defa bir kamu kuruluşuna vermesiydi. Geçtiğimiz hafta yapılan ve KalDer'in evsahipliğini üstlendiği 'Ulusal Kalite Ödülü' etkinliğinde, büyük ödül, T.C. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin oldu. KalDer Başkanı Yılmaz Argüden'in belirttiğine göre, yönetimin kalitesi ve önceden belirlenen bazı yaklaşımları yaygın şekilde uyguluyor olması, bu seçimde önemli bir kriterdi. Ödüle lâyık olmak için, birkaç yıllık veriye dayanılarak ve önceden belirlenen ölçülebilir hedeflere ulaşmak gerekiyor. Ayrıca, benzer kurumların iyi örnekleriyle de olumlu bir kıyaslama içinde bulunmak önemli.

Kamu sektöründe kaliteyi artırmak için öncelikle eğitimli, deneyimli, etik ve etkin yöneticilerin kilit noktalarda yerlerini almaları gerekiyor. Bu kişilerin oluşturacağı kadrolar, şüphesiz ülkemiz için daha doğru kararlar almaya muktedir olacaklardır.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır