kapat
19.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Küçük köylü çocukları, ya polis olmak ister, ya jandarma...

Gidin, küçük köylü çocukları arasında bir anket yapın: - Büyüyünce ne olacaksın, diye...

Sanırım alacağınız en yaygın yanıt şu olacaktır:

- Polis, yahut jandarma...

Neden küçük köylü çocukları büyünce; polis, yahut jandarma olmak isterler?

Bu sorunun pisko-sosyolojik analizleri yapıldığında; Türkiye'nin "yöneten-yönetilen" ayrımını; "devlet otoritesi ve kul yığınları" olarak değerlendirmekten kurtulamamış olduğu çıkar ortaya.

Bir yandan padişah efendimizle, onu temsil eden devlet görevlileri; bir yanda kul yığınları...

Elbet de, ezik ve adam yerine konmayan kul yığınlarının yeni minikleri, köy çocukları; polis, yahut jandarma olmak isterler.

Tam bir ortaçağ tablosu, hem de Şark ortaçağı..

TV'lerdeki bazı açık oturumlara, siyasetçi olma eğilimindeki gençler de katılıyor... Kendi uğraş alanlarında evrensel bir şahsiyet olmaya özenmek yerine; bilmiyorum neden Türkiye'yi yönetmeye daha eğilimli görünüyorlar..

Evrensel boyutlarda beyinsel ve bilimsel bir kimlik yaratmak yerine; yerel ölçülerde siyasal bir egemenlik, daha çekimli geliyor herhalde kendilerine...

Demagojiler ve küçük kurnazlıklarla, herkesin önlerinde eğileceği saygın bir otorite olmak...

Tam köy çocuğu psikozu...

Hızla değişen dünyada tam boşa basmak..

Demagojiler ve küçük kurnazlıklarla siyasetçi olma dönemleri kapanıyor oysa... Dört ay içinde aynı tip ikinci bir askeri uçak daha düştüğünde; kazada hayatlarını yitiren otuz dört gencecik militere ağıtlar yakmayı ön plana çıkararak; vaktiyle CASA uçaklarının neden yeğlenmiş olduğu sorunu, küllenemiyor artık...

Oktay Ekşi, dünkü yazısında, o uçaklardan biriyle üç-dört yıl önce yapmış olduğu bir yolculuğun dehşet verici öyküsünü anlatıyordu.

Oktay'ın yazısını okurken, kazada hayatını yitiren gencecik militerlerle birlikte, ölüm anını yaşıyormuşum gibi geldi..

Mahut hamaset ve ağıt edebiyatının da ötelerine bakmak dönemlerine gelindiğini düşündüm bir an..

Genç siyaset amatörleri ne kadar bilincindeler, derinleşen bir saydamlık ortamında nasıl davranacaklarının?

Yakında kıskaçları daralacağa benzeyen bir Kıbrıs sorunu var örneğin... Genç siyaset amatörleri, Sedat Sertoğlu'nun Pazartesi günü çıkan yazısı için ne düşünüyorlar acaba..

Sertoğlu o yazısında, durumun çok kritik olduğunu ve Türkiye'nin bir ambargo tehdidiyle karşılaşabileceğini haber veriyordu.

Hamaset edebiyatına abanarak Beşparmak dağlarına renkli ampullerden büyük bir Türk bayrağı yapmak için, 250 bin dolar toparlamaya kalkmak, yetmiyor sorunu çözmeye...

Suyuna tirit dönemler aşılıyor. İttihatçı'ların başlattığı, her türlü ahmaklığı hamaset edebiyatıyla örtbas etme dönemleri de aşılıyor. Global sermaye yatırımları başladığında; amatör siyasetçi kadroları değil, kalite kadroları çıkacak ön plana..

Ve telif hakları en temel sorun olarak sürekli kalmaya başlayacak gündemde..

Türkiye görüntüde değil; özde de aşmak zorunda, içine tıkıldığı Şark ortaçağını...

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır