Win-Türkçe
ASCII

ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Tayyip dönüyor!

"PARTİ kurulduğu an Türkiye genelindeki 300 kent, ilçe ve beldede teşkilat kurulmuş, tabelalar asılmış olacak... Ve ilk etapta 300 belediye başkanı partilerinden istifa edip, bize katılacak..."

Bu sözler, Tayyip Erdoğan'ın en yakınındaki bir kişiye; parti kurma fikri gündeme geldiği günden itibaren onunla omuz omuza çalışan bir belediyeciye ait...

Bu kişinin anlattıklarına göre; Tayyip Erdoğan, hocası Erbakan modelini esas alıp yalnız il ve ilçe bazında değil, mahalle ve hatta sokak bazında teşkilatlanmayı hedefledi... Başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde kendisine yakın Fazilet'li il, ilçe ve belde belediye başkanlarından, hiçbir şaibeli işe girmemiş, adı kirlenmemiş, dürüstlüğü ile tanınıp sivrilmiş, kitleleri yanına çekebilecek, ilk seçimde oy getirecek 15-20 isim belirlemelerini istedi...

Ve parti kurmak için dilekçenin verildiği gün isimleri belirlenip, Tayyip Erdoğan tarafından da onaylanan bu kişilerin bulundukları ilin, ilçenin veya beldenin ilk yönetimini teşkil etmelerine karar verildi...

Çalışmalar bununla bitmedi... Parti kurulduktan sonra yalnız Fazilet'ten değil, ANAP'tan, DYP'den istifa edip kendisinin yanında yer alacak 30 milletvekili ile de temasa geçildi...

Ve bütün hesaplar, çalışmalar ilk genel seçimde yüzde 40'la iktidara gelme üzerine bina edildi...

Kampanyaya katılın!
"PES ETME KEMAL DERVİŞ" başlıklı dünkü yazımla ilgili olarak yoğun telefon, faks ve e-mail aldım... Bir çok okurum bu başlığı bir kampanyaya dönüştürmemi istedi... Hatta bir grup borsacı adına faks gönderen Fatih Tunaer, "Bugünkü yazınız borsacılar arasında elden ele dolaştı" diyerek ekledi:

"Kemal Derviş gibi bir insan bu desteğin çok daha fazlasını hakediyor..."

Okurlarımın isteği üzerine bu köşeden "PES ETME KEMAL DERVİŞ" kampanyası başlatıyorum... Bu kampanyaya katılarak destek verenlerin, Kemal Derviş'e ayak oyunu yapan köhnemiş siyasilere, Bizans entrikası çevirmek isteyenlere "DUR" diyenlerin her gün isimlerini yayınlayacağım... Desteğinizi belirtmeniz için telefonunuzu, faksınızı ve e-mail mesajlarınızı bekliyorum...

Fuat Miras'ın partisi!
ODALAR Birliği Başkanı Fuat Miras yeni bir siyasi oluşumun girişimlerini sürdürüyor... Herhalde böyle bir partinin oyları silip süpüreceğini, tek başına iktidara geleceğini zannediyor... Ama bir gerçeği görmezden geliyor; o da patronların kuracağı veya kurduracağı partiye kimlerin oy vermeyeceği... Örnek mi? Patronlarla çıkarları hep çatışan işçilerin, emeklilerin, memurların, çiftçilerin ve hatta esnafın büyük bölümünün..

2008'i zaten haketmemiştik!
ULUSLARARASI Olimpiyat Komitesi'nin İstanbul'u 2008 için yetersiz görmesi sürpriz olmadı... Hatta bence beklenen bir karardı...

Neden mi?

"İşimiz zor değil hazırız" diyen Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem de, "Bu olimpiyatları alacağız, bundan eminim" şeklinde demeçler veren Devlet Bakanı Fikret Ünlü de ve "Bu kente yakışır" söylemleri çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna da 2 yanlış yaptılar:

1. Olimpiyatlar'ı İkitelli'de inşa edilmekte olan 80 bin kişilik stat sayesinde alacağımızı sandılar... Yani; Olimpiyatlar'a ev sahipliği yapılacak kentlerde tesisler kadar altyapıya, ulaşıma, güvenliğe ve hatta hava kirliliğine bakıldığını anlayıp, kavrayamadılar...

2. Bu organizasyona kitleleri hazırlayamadılar... Olimpiyatlar'ın İstanbul'da yapılmasının bu kente sağlayacaklarını İstanbullular'a anlatamadılar... Olimpiyat meşalesini İstanbullular'ın yüreğinde 8 yıl önce yakamadılar... Birkaç elektrik direğine asılan çirkin flamalarla bu işi kotaracaklarını sandılar...

Dürüst olalım;

* Kent estetiğinden eser bırakmadığımız, * Her yerini talan edip yağmaladığımız, * Ucube gibi binalarla doldurduğumuz, * Her yağmurda yolları göl haline gelen,* Trafikte ömür tüketilen, * 21'inci asırda hala ulaşımı minibüsle temin edilen, * Sokaklarında kapkaççıların kol gezdiği,* Olimpiyat Stadı'nın dibinde bile binlerce gecekondunun yükseldiği İstanbul'un 2008 olimpiyatlarını almaya hakkı var mıydı?

Serbest Kürsü

Esnafa tefeci faizi
ÖĞRENCİ servisi yaptığım minibüsümün onarımı için Esnaf Kredi Kooperatifi'nden evimi ipotek ederek 2 milyar lira kredi çekmek için başvuruda bulundum. Gösterilen geri ödeme planına göre, krediyi yıllık yüzde 40 faizle 3'er ayda bir olmak üzere 10 taksitte ödeyecektim. Ancak 2 milyar liradan yüzde 10 bloke için 200 milyon lira kesildi, 160 milyon lira da "kooperatif masrafı" adı altında alındı. İlk ödeme tarihim olan 20 Şubat 2001'de Karşıyaka Halkbank Şubesi'ne gittiğimde faizin 1 Şubat itirabariyle yüzde 55 olduğunu, 406 milyon lira yerine 426 milyon lira ödemem gerektiği söylendi. İkinci taksidin de 457 milyon liraya yükseltilmesini sineye çekip ödedim. Ancak üçüncü taksitte faizin yüzde 97'ye çıktığını, taksidimin 620 milyon liraya yükseldiğini öğrendim. Yani 378 milyon lira olan taksidim bazı gizli güçler tarafından 620 milyon liraya yükseltilmişti. Elime geçen 1 milyar 634 milyon liraya rağmen 2 milyar lira için faiz işletiliyordu. Sistemin çarpıklığına dikkatinizi çekmek istiyorum... Recep Emekliler