kapat
17.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

Suyun kenarında

Türkiye suyun kenarında durdu. Kemal Derviş, boğulmamak için kaçınılmaz olan, ama yine de büyük direnişlerle karşılaşan programı bir kez daha açıkladı. Uluslararası Para Fonu da, 15 milyar dolarlık dış desteğin ilk bölümünün hemen verilmesi için karar aldı.

Bunlar olmasaydı ne olacaktı?

Boğazımıza kadar suya batacaktık, yüzmeye benzer hareketler yaparak kendimizi hayatta tuttuğumuza sevinecektik. Sonra takatimiz kesilecek ve biraz daha batacaktık.

Derviş'in açıkladığı kararların bütünü, yeni bir çizgi çekiyor. Bir "mantık" bu çizginin altında kalıyor; çizginin üstünde ise yeni bir mantık şekilleniyor.

Altta kalan mantık eskimiş, dökülmüş, bütün cilaları gitmiş, herşeyi sırıtan, inandırıcılığı kalmamış bir siyaset ve yönetim mantığıdır.

Çizilen bu çizgiyle, Türkiye'nin "ikili" bir yönetimi olduğu tescil edilmiştir. 17 kez istikrar programı yapıp, hiçbirini uygulayamayan, hiçbirini gerçekleştirmeyi başaramayan yönetim anlayışı, siyaset üslubu hem çizginin altında hem de suyun altında kalmıştır.

Koalisyon dörtlü değil, ikili
Türkiye de, bu üslup tarafından dizlerine, hatta beline kadar suyun içine çekilmişken durabilmiştir. Çünkü kasım ve şubat krizleri herkesin gözünü açmıştır. Ülkenin çok büyük bir kesimi desteğini "yeni"ye çevirmiştir ve bu destek sürmektedir.

Artık dörtlü değil, ikili bir koalisyon hükümeti vardır: Bir yanda tek başına Kemal Derviş, diğer yanda da Başbakan, Başbakan yardımcıları ve bütün bakanlardan oluşan "eski üslup".

Program açıklanmıştır, dış kredi muslukları açılmıştır. "Eski üslup"; ülkenin son anda suyun kıyısında durmasında, boğulmanın engellenmesinde hiçbir katkısı olmadığını bilmektedir. "Yapılması gerekenleri biliyordunuz da neden bugüne kadar yapmadınız" sorusunun cevabını verme imkânları yoktur.

Hükümetin üç partiden oluşan kanadı bu programı sonuna kadar destekleyecek midir, programın başarısı için çalışacak mıdır, uygulamaların hızlanması için uğraşacak mıdır?

Kritik soru budur.

'Eski üslup'tan yeni oyun
Bugüne kadar hükümetin diğer kanadı daha çok "direnmiş," zorunlu kararları son ana kadar bekletmiştir. Türkiye'ye çok zaman kaybettirmişlerdir. Ama artık zaman kaybına en küçük tahammül olmayan bir noktadayız.

Hükümetin ikinci kanadı, dış kredi açılmazsa boğulmamızın an meselesi olduğunu anlayınca Derviş'e tahammül etmeye başlamıştır.

Şimdi, 15 milyar dolarlık kredinin acil bölümü olan 4 milyar dolar gelecektir. Bu kaynak devreye girip piyasalarda rahatlama hissedildiği andan itibaren "diğer" hükümetin kendi yöntemleriyle "harekete geçmesi" sürpriz olmayacaktır.

Onlara göre, Derviş görevini yapmış, "parayı bulmuş"tur; daha fazlasına karışmasına gerek yoktur, bir süre sonra evine gidebilir. Ve onlar da bu kez gücün yeni adı olan "üst kurullar" üzerinden gücü paylaşmaya, "siyasi" yönlendirmelere ve oyunlara devam edebilirler. Eski üslup, yeni durumda oyununu böyle oynamaya hazırlanmaktadır.

İkili koalisyonun "inkıta"ları oynayan bölümü, mantığını değiştirip, "yeni bir Türkiye" için yeni bir üslupla hareket etmeyi hâlâ içine sindiremiyor. Bu yüzden de yarı belimize kadar suyun içinde durmaya devam ediyoruz.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır