kapat
17.05.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

ciceknet

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansbank

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Negatif seleksiyon

Giderek artan bir biçimde, kötü yönetimden şikâyet ediyoruz.

Türkiye'nin durumu iç açıcı değil çünkü kötü yönetiliyor diye düşünüyoruz.

Yöneticilerin niteliği ve yönetim tarzı; gündelik yaşamımızı, ekonomimizi, onurumuzu ve geleceğimizi belirliyor.

Çare arıyoruz.

Türkiye nasıl daha iyi yönetilebilir?

Bu işi kimler becerir?

***
Yukarıdaki soruları sorar sormaz, tarihimizin ve bugünümüzün iflah olmaz hastalığına yani "negatif seleksiyon" olgusuna ulaşıyoruz.

Krizlerimizin ve bu hale düşmemizin başlıca sebebinin "negatif seleksiyon" sistemi olduğunu kavrıyoruz.

Ve ne yazık ki bu kavramın doyurucu bir Türkçe karşılığı yok.

Bu köşede bir aralar "tersine elek" diye bir karşılık geliştirmeye çalıştığımı hatırlıyorum ama "negatif seleksiyon" dendiğinde taşlar daha bir yerli yerine oturuyor.

Kısacası; sistem öylesine ters çalışıyor ki, iyiler eleniyor ve kötüler kalburun üstünde kalıyor.

Bu ülkenin nitelikli, birikimli, namuslu ve ehliyetli insanlarına karşı inanılmaz bir düşmanlık ve tasfiye etme süreci işlemekte.

Hem de yüzyıllardır!

Bu yüzden ortalık önce orta zekâlılara, sonra giderek kötülere, kurnaz cahillere ve hırsı aklından büyük türedilere kalıyor.

Sistem şaşmaz biçimde iyileri ve yeteneklileri ayıklıyor.

Gelişmiş ülkelerde yönetim kademesinde bulunanlar halkın bir adım önündeyken, Türkiye'de tam tersi oluyor ve toplum, bu işi hiç beceremeyen kifayetsiz muhterislerin oyuncak tahtasına çevriliyor.

İşte bu sistemin adı "negatif seleksiyon!"

Ve ne yazık ki, kara bir yazgı gibi ülkenin başına çöreklenmiş durumda.

***
İyi ama bu durumda halk olarak bizim hiç mi kusurumuz yok?

Sadece bizi yönetenler mi suçlu?

Elbette değil!

Bu yöneticileri biz seçtik; onlara "Kurtar bizi!" diye haykırdık, yıllarca başımızda taşıdık, işledikleri suçları görmezden geldik.

Dolayısıyla onları yaratan biziz!

***
Şimdi sisteme rastlantı sonucu aniden giren iki kişi çevresinde yoğunlaşıyor umutlarımız.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Kemal Derviş, politika çarklarından geçerek gelmediler bu görevlere.

Yoksa şimdiye kadar çoktan yıpratılır ve "negatif seleksiyon"un dişlilerine takılırlardı.

Aslına bakarsanız Mustafa Kemal Paşa bile bir cihan savaşının hezimeti üzerine ihtilal yöntemleriyle başa gelebilmişti.

Eğer böylesine büyük bir altüst oluş yaşanmasaydı; zekâsını ve yeteneğini sezerek onu İstanbul'a bile yaklaştırmayan rakiplerinin tuzaklarını aşabilmesi mümkün olmazdı.

Bu olağanüstü insanı, olağanüstü koşullar ortaya çıkardı.

1919 yılında eğer halka, padişahı tasfiye etmek isteyen bir general hakkında ne düşündüğü sorulsaydı, ortaya pek parlak bir sonuç çıkmazdı sanıyorum.

Seçmen, Mustafa Kemal Paşa'yı da negatif seleksiyona kurban ederdi.

***
Dolayısıyla "negatif seleksiyon" denilen sistem bizim geçmişimizi kararttı, geleceğimizi de karartmaya aday!

Hem bu kural sadece siyaset alanında da geçerli değil.

Hemen her alanda kötünün iyiyi kovduğu, yanlış örgütlenmiş bir toplumuz biz. Dertlerimizin çoğunun nedeni de bu.

 
Ekonomik programın başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Evet
Hayır

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır