Win-Türkçe
ASCII

Derviş ilaç gibi geldi
Manken Ebru Şallı'ya göre Bakan Derviş Türkiye'ye ilaç gibi geldi. "Kemal Derviş'i Allah başımızdan eksik etmesin" diyen Şallı, yeni dönemle ilgili görüşlerini şöyle anlattı:

"Derviş bu zorlukları aşmamızda bizlere umut aşıladı. İnsanların krizden işsizlikten yürüyüşler yaptığı ülkemize bir nevi ilaç gibi geldi. Krizin büyük bir bölümünü atlattığımıza inanıyorum. Bu krizi bu kadar çabuk atlatacağımız aklıma gelmiyordu. Ama biz halk olarak inancımız ve sabrımızla bu kötü günleri de atlattık. Bundan sonra daha dikkatli olmamız gerekiyor. Milletvekillerimize bu konuda inancımız sonsuz."

Demet Akbağ (Tiyatro sanatçısı)

Son şansımız
Kemal Bey'in fikirleri gayet olumlu. Alınan tedbirleri ve çalışmaları ülkemiz açısından oldukça yararlı buluyorum. Kemal Derviş, göreve başladığı ilk günden beri insanlara güven verdi. Bu noktada herkesin ona destek olması gerekiyor. Birlik olmalıyız. Zaten Türkiye için bu son seçenek. Adamcağız gecesini gündüzüne katıp çalışıyor. Başta hükümet olmak üzere; iş dünyası, medya, sanat camiası ve halkımız programa destek vermeli. Bence Kemal Derviş kandırılmazsa Türkiye çok büyük bir hamle yapacaktır."

KADİR İNANIR (Sinema sanatçısı)

Geç bile kaldı
Bu kararlar bana göre yıllar önce alınması gereken kararlardı. Bu program Derviş'in değil hükümetin programı. Bunu Derviş de söylüyor zaten. Artık yalnız ülke yok globalleşen dünya var. Eğer gerçekten batılılaşmak istiyorsak, bu şansımızı iyi kullanmak zorundayız. Zaten ekonomik pakette yeralan maddeler olağan şeyler. Eğer tam uygulanırsa ben Türkiye'nin geleceğini çok parlak görüyorum.

MEHMET ALİ ERBİL (Şovmen)

Üretici olmalıyız
YozlaŞmIŞ ve kokuşmuş siyasi kafalar karışmadığı sürece Türkiye'nin önünün çok açık olduğunu görüyorum. Tabi ilk önce arabesk ve alaturka düşünce yapısından kurtulmamız şart. Son yıllarda bilinçli olarak tüketen bir toplum haline getirildik. Eğer tüketicilikten kurtarılıp, üretici bir toplum haline getirilmemiz gerekir.

ORHAN GENCEBAY (Ses sanatçısı)

Gelecek çok iyi
Yozlamış ve kokuşmuş siyasi kafalar karışmadığı sürece Türkiye'nin önünün çok açık olduğunu görüyorum. Tabi ilk önce arabesk ve alaturka düşünce yapısından kurtulmamız şart. Son yıllarda bilinçli olarak tüketen bir toplum haline getirildik. Eğer tüketicilikten kurtarılıp, üretici bir toplum haline getirilmemiz gerekir.

Kemal Derviş'in hedeflerine gönülden inanıyorum. Çünkü, olması gereken hedeflerin tarifini yapıyor. İnşallah onun gösterdiği hedefleri yakalarız. Zaten yakalamamamız için hiçbir neden yok. Çünkü, Türkiye'nin hinterlandı çok büyük. Yapılması gereken her şey devrim niteliğinde. İnsanlarımız ve yöneticilerimiz, dürüst, şeffaf, ve açık yürekli olurlar bilgiye de saygı gösterirlerse ben Türkiye'nin geleceğini çok iyi görüyorum.

Rehavete kapılmayalım
Gerçekçi, Türkiye'nin şartlarına uygun, popülizmden uzak bir program. Daha önce IMF'e verilen niyet mektuplarında rakamlar ön planda tutulmuştu. Bu kez rakamlar ikinci plana itilmiş, rakamların temelini oluşturan ve programın sağlıklı şekilde uygulanmasını ortaya koyacak yapısal sorunların çözümü ön plana alınmıştır. Bu program Türkiye'nin yeniden ekonomik istikrara kavuşması için bir şanstır. Hükümetin ve muhalefetin bu programın gerçekleşmesine, ülke yararını ön planda tutarak destek vermesi gerekir. Ancak uygulanacak program sonucunda 1 yıl içerisinde gelecek 14.8 milyar doların rehavetine de kapılmamak gerekir. Sıkı bütçe uygulanmalı ve disiplin elden bırakılmamalıdır.

OĞUZ TEZMEN (DYP BURSA)

Bazı riskleri unutmayalım
Türkİye bu program çerçevesinde gereksiz ve önemli riskler üstlenmiştir. Bu nedenle önümüzdeki sürece aşırı iyimser gözle bakmak, Türkiye'nin işini daha da zorlaştırabilir. İyimserlik içinde ama bu riskleri de gözardı etmeden uygulama yapılmalı. Sağlanan dış krediye rağmen, borç sorunu çözülmüş değildir. Uzun dönemde potansiyel riskler var.

İSMET ATİLLA (DYP GNL. BŞK.YARD. MALİYE ESKİ BAKANI)

Kemer sıkmaya devam edeceğiz
Geniş halk kitlelerinin yaşam standartlarını artıracak herhangi bir önlemi içermeyen yeni bir program ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla Türk halkı kemer sıkmaya devam edecek. Gelecek kredilerle piyasalarda canlılık yaratılması da mümkün görülmüyor. Çünkü uygulanacak bu program sonucunda vergiyi doğuracak olan kazanç, gelir olmadığı için vergi tahakkuk etmeyecek. Vergi gelirleri de düşmeye devam edecek.