Win-Türkçe
ASCII

'PARANIN RENGİ OLMAZ'
Ancak Bayram, fabrikayı da 400 bin doları da bir kenara bırakmış, geziye gelen DSP'lisinden DYP'lisine 11 milletvekili ve sürüyle gazeteciye kendini ve Kombassan'ı anlatıyor sürekli.

Yıllardır, "sermayenin rengi olmaz" diyen Bayram pes etme noktasında; "Biz yeşil sermaye değiliz. Büyümemizi engellemeyin" demekten dilinde tüy bitmiş.

Engellerden bıkıp Kompen'in bir bölümünü Romanya'ya taşımış. Sonuç yine başarılı: Kompen 1 yılda 25 şube açmış ve kârda. Beş yıldır rölantide olmasına karşın 30 bin çalışanı, 65 fabrikası ile Kombassan yılda 1.5 milyar dolar ciro yapıyor, 500 milyon dolara yakın da ihracat... "Bir izin verseler" istihdamı, ihracatı katlayacak. Ama adı yeşil sermayeye çıkmış bir kere. Doğru da yapsa eğrisi aranıyor.

Ama bu kez Bayram yeşil sermaye damgasından kurtulup Ankara'nın engellerinden etkilenmemeye kararlı. İşte bu yüzden Bükreş'teki gezi sırasında içki su gibi aktı, servisi mini etekli Romen güzeller yaptı. İmaj 180 derece değişti. "İşte bu sefer yaftadan kurtulduk" der gibiydi Bayram. Ve sürekli tekrarlıyordu: "Biz yeşil değiliz... Biz yeşil değiliz..."

'YENİ MODA: NAMAZ'
Ama her şey bir anda değişiverdi. Otobüslere binilmiş, 100 kişilik ekip bol fıkralı hoş bir sohbete dalmıştı. Tam o sırada Türkiye'den bir haber geldi. Mutlu bir haber. Kombassan'ın sponsoru olduğu Ladik Kompenspor Üçüncü Lig'e yükselmişti. Ama bir de arip garip ayrıntı vardı: Kompensporlu futbolcular yeşil sahada şükür namazına durmuştu.

Bayram'ın yüzü çimen yeşili oluverdi bir anda. Biliyordu çünkü başına geleceği: Yeşil yafta bir kez daha Kombassan'a ilk sayfadan yapıştırılacaktı. Öyle de oldu.

Bayram sinir küpüydü. "Hepsini kovdum" diyordu... "Fener-Antep maçında seyirci namaz kıldı. Trabzon maçında da gördük işte. Bu da moda oldu yani" diyordu. Sonra bir soluk alıp devam ediyordu: "Kötü niyetli değiller ama elmayla armudu da karıştırmamak lazım... Namaz kılacaksa sonra kılsın, başka yerde kılsın... Daha haberleri yok ama kovdum hepsini..."

Şampiyonluk primi olarak Ladikli futbolcu ve yöneticileri atmaya hazırlanıyor şimdilerde. Şükür namazı tam "Allah'a şükür imajı değiştirdik" diyecekken tüm hesapları altüst etti anlayacağınız. Tabii ki Ladikli futbolcuların prim sevdalarını da...

Rus'un beyazı şeytanı şaşırtır
Haşim Bayram'a en çok ter döktüren yatırımlarından biri Beyaz Rusya'da kurduğu mobilya fabrikası olmuş. Oraya 10 Konyalı usta yollamış. Hepsi de akıllı uslu, becerikli Anadolu delikanlısı... Ama daha bir hafta geçmemiş ki, Beyaz Rusya'dan acayip haberler gelmeye başlamış. Bizim Konyalı halim selim çocuklar, Bayram'ın deyimiyle akça pakça beyaz Rus afetleri görünce dağıtmışlar. Para yetse düzinelerce kadına ev açacak hale gelmişler neredeyse. Ustalar ne olduklarını anlamadan Konya'ya yollanıp, yeni ekip gönderilmiş. Sonuç aynı olmaz mı! Bu arada Kombassan'ın emektarlarından, yılların yorgunu, ayakta bile güçlükle duran bir usta "Ben gideyim mobilya fabrikasına" demiş. Sütten ağzı yandı ya, Bayram şart koşmuş: "Hanımınla gidersen olur." Kadıncağıza tenbihte bulunmuş: "Aman teyze Beyaz Rus hanımlara dikkat et, amcayı gözünden uzak tutma" diye... Ama daha bir hafta geçmeden Bayram'ın telefonu acı acı çalmaya başlamış. Teyze ağlamaklı dert yanmakta. Bizim iki büklüm amca bey ise, koşar adım Beyaz Ruslar'ın peşinde, gece bile eve gelmemekte.

Sonuç: Bayram fabrikayı Kazakistan'a taşımış!

MİNE ŞENOCAKLI