kapat
30.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )

Zaman tünelinde yolculuk

Bugün olmazsa yarın... Yarın olmazsa üç yıl sonra "seçim de yapılacak... Alternatif de bulunacak."Ama acaba, Türkiye'yi... Türk solunu... Yeni bir seçime... Yeni bir döneme, tarihi şahsiyet Ecevit taşıyabilecek mi?

Adet yerini bulsun... Yasal gerek yerine gelsin... Dostlar alışverişte görsün... Çelebi, böyle olur bizde kurultay dediğin... Tiyatro... Kendin pişir, kendin ye.

Dünkü DSP kurultayı için "yukarıdaki nitelemeleri" yapsak... Sayın Başbakan'ı ve delegasyonu incitir miyiz acaba?

SALON
Gittik...

1.800 polisin görev yaptığı salona "binbir güçlükle" girdik.

Ecevit, 11.40'ta kürsüye çıktığında ise hâlâ pek çok milletvekili, delege, medya mensubu "kuyruktaydı."

Salona girmeye çabalıyorlardı. Salonda ilk işimiz "çevreyi incelemek" oldu.

"Kır, kent karışımı" bir kalabalık.

Kadın var, ama çok değil.

Genç sayısı, daha da az.

Salonun içi, dışı "on binler."

Ama heyecanın dozu, kalabalık ile ters orantılı. Nerede o "eski Ecevit, eski heyecan?"

AK GÜVERCİN
Ve lider kürsüye çıktı.

- Teröristbaşı Apo getirildi... PKK darmadağın edildi.

İşte o anda, bir görevli, iki ak güvercin uçurdu. Ortalık, alkışa boğuldu.

Lider devam etti:

- Mafyalar, çeteler göz açamaz hale getirildi.

İki ak güvercin daha havalandı.

Yine alkış yağmuru.

- Balina, Paraşüt, Buffalo, Beyaz Enerji, Akrep operasyonları...

İki ak güvercin.

Alkışlar.

- Kasım ve Şubat krizlerini maalesef önleyemedik... Biraz da muhalefetin kışkırtmasıyla, hükümet istifa diye bağıranlar var...

"Görevli" iki ak güvercini daha havaya bıraktı. Ama "alkış gelmedi."

Lider, "görevliye" döndü:

- Arkadaşım, güvercini sonra uçurun, dikkatim dağılıyor.

ZAMAN TÜNELİ
Bülent Ecevit "eşim ve ben bu partiyi, zemin katında, iki odalı bir yerde kurduk... Boğuşa boğuşa iktidara taşıdık" derken...

Bir "iddiayı... İnancı" sergiliyordu.

"Gerçeğin ta kendisini" söylüyordu.

Ecevit'in "söylemi" sürerken...

"Maziyi" hazırladık.

Türk solunu ilk kez yüzde 41.3 oya taşıyan... 450 sandalyeli Meclis'e, ilk kez 213 kişiyi taşıyan işte bu Ecevit'ti. (1977)

1980 ihtilali ile siyaset ormanı benzin dökülüp, yakılınca...

Eşiyle birlikte didine didine... Boğuşa boğuşa, DSP'yi kurup, 1991'de yüzde 10.8'le... Yedi milletvekili ile Meclis'e sokan yine oydu.

Ve 1999'un "engelli yarışının" galibi yine o.

Üçlü koalisyona "koordinatör Başbakanlık" yapan... MHP ile uyum içinde çalışan... Uzlaşı kültürünün yerleşmesine katkıda bulunan da o. 1957'de Meclis'e giren Ecevit, çok partili siyasal dönemin "önemli şahsiyetlerinden."

VİZYON
Kurultay salonunun duvarında bir afiş asılıydı:

"Hacı Bektaş, Mevlâna, Yunus'lardan etkilendik."

Afişi okurken, aklımıza Mevlâna'nın şu sözleri geldi:

"Dün geçmiş ola; onunla gider dünkü sözün."

"Her yepyeni gün için bir taze söz bulmak ne güzel."

Ecevit'in uzun söyleminde ise "yeni bir söz... Türkiye'yi yarına taşıyacak bir vizyon" yoktu.

HOŞGÖRÜ
Davullar, zurnalar... Ak güvercinler...

Türküler...

Güzel bir havada, güzel bir kurultay salonunda sergilenen güzellikler "bir tablo ile" gölgeleniverdi. Tablo, "Sema Pişkinsüt'e yapılan muamele."

"İtiş... Kakış... Hakaret... Taciz."

Suçu (!) ise:

"Ben de adayım" demek.

"Yukarıda" Yunus, Mevlâna, Hacı Bektaş "söylemi."

"Aşağıda" da, Sema Hanım'ı, anasından doğduğuna bin pişman etme "eylemi."

Hani, nerede "Yunus... Mevlâna... Hacı Bektaş hoşgörüsü?"

ÜÇBUÇUK DANIŞMAN
Yunus Emre der ki:

"Dosttur bizi okuyan,

Üstümüze şakıyan,

Şimdi üçbuçuk okuyan

Derin danışman olur."

Galiba, Ecevit'in bugünkü danışmanları "üçbuçuk okuyan" takımından.

Eskisi gibi, kendisine danışman seçerken "Necdet Uğur... Turan Güneş... Mustafa Üstündağ kalitesini" arasaydı...

Dün Sema Hanım o hakaretlere maruz kalmazdı. "Kurultayda bir çiçek" muamelesi yapılır... Güçlü ve tek adam Ecevit'in karşısında "üç beş oy alır" ve tıpış tıpış evine yollanırdı.

Hatta...

"Kurultaya renk kattığı için" kendisine teşekkür bile etmek gerekirdi.

ORHUN YAZITLARI
Dünkü kurultay ve Ecevit'in söylemi bizi "hayli gerilere" götürdü.

Önce "Orhun yazıtlarını" hatırladık.

Orada "Kağan'ın, halkına hesap verişi" vardır.

"Anıtta" yazılıdır ki:

- .....Geceleri uyumadım, gündüzleri oturmadım... Yurdum ve ulusum için çalıştım.

Ecevit'in dünkü konuşması, uzun yıllar hizmetinde bulunduğu partisine ve halkına bir hesap verme gibi.

ÜSLUP
Daha sonra da, yüce peygamberimizin "Veda Hutbesi" aklımıza takıldı.

"Ey insanlar" diye başlayan tarihi konuşmasında, peygamberimiz de "kendisine inananlara... Peşine takılanlara" hesap verir.

Ecevit'in dünkü üslubu da "yağmurda çamurda... İhtilalin çileli, iktidarın neşeli günlerinde kendisine güvenenlere hesap veren adamın üslubu" değil miydi?

TÜRKİYE'Yİ TAŞIMAK
Ecevit dün "hükümete alternatif arayanlara" kızdı ama... Hele "seçim isteyenlere" daha da kızdı ama...

Bugün olmazsa yarın... Yarın olmazsa üç yıl sonra "seçim de yapılacak... Alternatif de bulunacak."

Ama acaba, Türkiye'yi... Türk solunu... Yeni bir seçime... Yeni bir döneme, tarihi şahsiyet Ecevit taşıyabilecek mi?

Dün kurultayda "böyle bir ufuk ve enerji" göremedik.

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır