Anılarımı henüz yazma yaşına gelmedim ama, geçen hafta "Literatür Yayıncılık" tarafından yayımlanan "Anılarımın Kardeşi İzmir" kitabımda anlattığım bir de Recep Amca vardı o ilkgençlik yıllarımda... Recep Amca bakkal idi, ama bir yandan da tezgâhının altında zeytin-peynir yanında kitap da satar, pek çoğuna da beş-on kuruşa okunmak üzre kiraya verirdi.
Bir günlermiş o günler de...
İster "armağan" olarak ver, istersen üç kuruşa da olsa "kiralık" kitap oku...
Bütün bunlar bir pazar günü rehavetinde nereden aklıma üşüştü? Çünkü yarın, yani 23 Nisan bundan böyle Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile eşim Bilge'nin doğum günü yanında bir de "Dünya Kitap Günü" olarak kutlanacak...
İspanya'da Katalanlar "Saint George Günü" olarak kutladıkları 23 nisanda "Bir Gül Bir Kitap" etkinliği de düzenliyorlarmış... Kadınların sevdiği erkeğe bir "gül", erkeğin ise kadına bir "kitap" armağan etmesiyle başlayan ve gelenekselleşen etkinlik, 1995 yılında Barcelona'da toplanan Uluslararası Yayıncılar Birliği tarafından "Dünya Kitap Günü" olarak ilan edilmiş... UNESCO üyesi bütün ülkelerde kutlanan gün, yarın ülkemizde de hayata geçiriliyor.Ülkemizde kadınların daha çok kitap okuduğu malum. Her ne kadar onlara ek bir külfet getirecekse de, çünkü kitabı onlar alacak, gülü ise erkekler, umarım okuma uğraşına önemli katkısı olur bu günün...
Derim ki, bahane de, vesile de sayılsa yarın siz UNESCO üyesi öteki ülkelerin tavır ve edalarına boş verin, sevdiğiniz kim olursa olsun bir kitabı "gül" ile süsleyerek armağan edin... Yarın ben de Bilge'ye yaş günü armağanı olarak bir gül, Dünya Kitap Günü için de bir kitap vereceğim. Umarım, siz de sevdiklerinize böyle yaparsınız...
Bizans'ın soylu kadınları
Başkenti "Şehirlerin Kraliçesi Konstantinopolis"ten dört bir yanına ışık saçmış olan Bizans İmparatorluğu, yaklaşık 1100 yıl süreyle varlık gösterdi. Ortaçağın en uzun ömürlü siyasi kurumu oldu. İçgüdüsel olarak muhafazakârdı.
Bizans'ın son dönemlerinde bir değişim yaşanıyor ve kadınların toplum içinde kendi yerlerini algılamaya başlıyor.
Bu noktadan hareket eden Donald M. Nicol, "Tarih Vakfı Yurt Yayınları" arasında çıkan "Bizans'ın Soylu Kadınları" çalışmasında, 1250 ile 1500 yılları arasında yaşamış on Bizanslı "hanımefendi"nin portresini çiziyor.
İşte, toplumun ve sarayın kısıtlayıcı geleneklerine rağmen yeteneklerini gösterme fırsatını bulan bu "hanımefendiler":
Sultan II. Murad'ın karısı Mara Brankoviç, İki Sicilya Kraliçesi Elena Dukaina, Taranto Prensesi Thamar, rahibe ve bilgin Theodora Raulina, İmparatoriçe Asenina Kantakuzena, Anna, Anna Notaras Palaiologina ve Trabzon Kraliçesi Komnena...
Hem Bizans İmparatorluğu'na, hem tarihte kadınların rolüne dair yeni bir bakış sunan önemli bir
Refik Durbaş
rdurbas@mynet.com