Fark kaçtı
Zor geçeceği sanılan Rize deplasmanı G.Saraylı futbolcuların sahadaki laubali ve duygusuz davranışları nedeniyle korku filmi gibiydi. Taffarel ve defans oyuncularının işi ciddi tutmaları 3 puanı getirdi. Sarı-kırmızıların güçlü denilen orta alan oyuncularının inanılmaz pas hataları ve gayrıciddi davranışları takımı olumsuz etkiledi. Ümit biraz gayretliydi. Okan ve Emre sanki rakipten oynuyormuş gibi ayaklarında topu gereksiz yere fazla tuttular; bireysel hareket düşündüler. Bunun sonucunda çok top kaybedip birçok arkadaşlarını oyundan düşürdüler. Bu da G.Saray kalesinde büyük tehlikeler yaşanmasına yol açtı.
Hasan Şaş enerjisini inanılmaz derecede boşa harcıyor. Her aldığı topu üretken olarak kullanmayıp çevresinde topla birlikte döne döne takımı adına yararlı hiçbir şey yapmadı. Yalnız gücünü rakibini yormak için kullandı. Serkan ilk yarı çalışkandı ve her hava topuna çıktı. Gol atabilecek her koşuyu yaparak Rize savunmasını bayağı zor durumlara soktu. Arif eski gücünde değildi. Yoruluncaya kadar defans arasına yaptığı koşular ile gol pozisyonu yaratabilecek atakları sonucunda biraz becerikli olabilse Galatasaray farklı bir netice ile sahadan ayrılabilirdi.
Toparlan artık Emre
Emre'de son haftalarda büyük bir düşüş var. Kendinden yaşça daha büyük olan ağabeyleri sahada büyük özveri ile bütün güçlerini kullandı. Ama Emre'nin güçsüz ve her pozisyonda yerde kıvranması, sonrasında uyuşuk vaziyette kalkıp yüreyerek oyuna devam etmesi kabul edilemez. 20 yaşında yıldız olmaya aday bir futbolcunun şımarık ve ukala tavırlarının hiçbir anlamı yok. Aslında kendisine yardımcı olunması lazım. Bu kafayla Avrupa'da değil takımında bile çok zor oynar. Doğrusu, kendine yazık ediyor.
Hakem Bülent Uzun zor maçı doğru kararlarıyla başarıyla yönetti. Şunu gözlemledim: Futbolcuların hakeme yardımcı olmaları ve futbolcular arasında kurulan iyi diyalog hakemlerimizin sahada daha başarılı olmalarını yetecektir.