kapat
01.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Bardağı boş bırakmaya gelmez


Meksika'da Mayaların izini sürerken, tekila bardağınızı dolduran garsonlara ve beş kez La Bamba çalan şarkıcılara dikkat
İspanyollar Orta ve Güney Amerika'yı ele geçirmeden önce buralarda üç önemli medeniyet bulunuyormuş. Meksika'daki Aztekler ile Peru'daki İnkalar, güneşin doğduğu diyarlardan gelen ve hiç görmedikleri silahlara sahip olan beyaz tenli bu yabancıları yarı tanrı zannetmiş ve hemen teslim olmuşlar. Yukatan yarımadasındaki Mayalar ise İspanyollar daha Meksika'ya ayak basmadan, bilinmeyen nedenlerden görkemli tapınaklar ile süslü şehirlerini terk etmişler. Mayaların yazı yazmak gibi bir adetleri olmadığı için de haklarında çok az şey biliniyor. Ancak Karayip denizine doğru uzanan Yukatan yarımadasında Maya şehirlerinin harabelerini ziyaret etmek mümkün. Bunların en önemlilerinden Chichen Itza 800-1200 yılları arasında Maya medeniyetinin merkeziymiş.

Chichen Itza'daki en iyi korunmuş ve de en önemli harabe İspanyolların El Castillo adını verdikleri Kukulcan Mabedi. Kukulcan'ın döneminin çok etkili bir rahibi olduğu tahmin ediliyor.

Turim cenneti
Bu tarihi şehir sizi Yukatan'a çekmek için yetmiyorsa, biraz da Cancun'dan bahsedelim. Cancun, Chichen Itza'nın iki saat kadar doğusunda Karayip denizinin kıyısında. Daha 20 yıl kadar önce küçük bir köy iken, şimdi Meksika'nın turizm gelirinin yüzde 25'ini karşılayan bir turizm cenneti. 20 yıl önce okyanus kıyısındaki 15 kilometrelik plajının bir ucunda birkaç otel, diğer ucunda ise Club Mediteranee bulunan Cancun'da, aynı sahil şeridi uluslararası zincirlerin birer ikişer oteli ile tamamen dolmuş durumda. Zona Hotelera, yani oteller bölgesindeki restoran, bar ve alışveriş merkezleri her zevke hitap ediyor. Ancak biraz Meksika yaşamak istiyorsanız, eski köydeki Pericos'a gitmeniz gerekecek. Bir Meksika köyü şeklinde tasarlanmış bu restoran-eğlence merkezinde masanıza gelen gitarlı şarkıcılar Red Kit sayfalarından fırlamış gibi. Bahşişi bol verirseniz masanızdan ayrılmıyorlar ve aklınıza İspanyolca şarkı gelmezse beş defa arka arkaya La Bamba söylüyorlar. Garsonların ise ikide bir masanıza gelip ağzınıza bir tekila şişesi dayamak gibi garip bir adetleri var. Bu nedenden olacak Cancun'da sabahları insanın başı ağrıyor.

Yukatan'da hâlâ bir milyona yakın Maya yaşıyor ve bunların çoğu köylerinden Cancun'a göç etmiş durumda. Eskiden İspanyolca bile bilmeyen bu insanlar artık çoğu turist lisanını çözmüş durumdalar. Çalışan yabancı sayısı çok. İtalyan lokantası meraklısı olan okuyucularımız, Cancun'un karşısındaki dalış cenneti Cozumel adasına gidip, İstanbul'un bir zamanlar en ünlü İtalyan şefi olan Mario Parisi'nin restoranına uğrayabilirler.

Otel kaynıyor
Cancun'un 15 kilometre uzunluğundaki muhteşem plajı otel dolu. Ancak bunların arasında Ritz farklılığını hemen hissettiriyor. Gerek lobisi, gerekse havuzbaşı koloniyal dönemin büyük otellerinin lüksünü çağrıştırıyor. Ancak yer olarak en iyi otel tam burunda olduğu için iki tarafı da plaj olan Camino Real. Çok canlı renklerle boyalı odaları farklı bir yerde kalmak isteyenler için ideal. Cancun bir hayli uzak. Her ne kadar Miami'den uçak ile bir saat ise de İstanbul-Miami'nin 12 saat sürdüğünü unutmamak gerek. THY İstanbul'dan Miami'ye haftada üç gün non-stop uçuyor.

Tepeden bakış
Dik merdivenlerden tepesine tırmanılan bu piramidin vaktiyle işlevinin ne olduğunu düşünmek insanın kanını donduruyor. İnsan kurban etmek. El Castillo'nun dik merdivenlerine günlerimizde artık sadece turistler tırmanıyor, tek kurbanlar ise bu dik merdivenlerden düşenler. Onlar için de ağaçların arasında bir ambülans bulunduruluyor. El Castillo'nun tepesinden bütün Chichen Itza görüldüğü için bu yorucu ve biraz da tehlikeli tırmanışa değiyor.

Tapınak ziyaretinden sonra Chichen Itza'daki top sahasını gezmek özellikle spor meraklıları için şart. Dirsekleri ile vurdukları topu duvardaki bir taş halkadan geçirmeye çalışan Mayaların, ligde küme düşmek gibi bir sorunları bulunmuyormuş. Çünkü mağlup takımın oyuncuları kurban ediliyorlarmış.

Teoman Hünal

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır