Devlet değiştiğini kanıtlamalı
Krizden sonra televizyon ekranında konuşan gazeteci arkadaşların çoğu, hükümete karşı, saklamayı başaramadıkları bir öfke ve aldatılmışlık duygusu içindelerdi.
"Hükümetin açıkladığı programa güvendik. Dövizle borçlandık, evimizi değiştirdik vs. Şu anda çok kötü duruma düştük." diyorlardı.
Bu duyguları dile getirenler sadece gazeteci arkadaşlar değildi.
Türkiye'de halk, hükümete güvenmiyordu.
"Güven" ise bu krizden çıkışın anahtar kelimesi idi.
O zaman ne yapılacaktı?
Ne yapılmalı da halkın devlete olan güveni tekrar sağlanmalıydı?
Sonuçta umutlar Kemal Derviş ismine bağlandı.
Yeni ve aydınlık bir yüz bu güveni sağlayabilirdi.
Derviş'in gelişi büyük bir coşkuyla karşılandı ama aradan geçen süre içinde ne yazık ki onun da altının oyulmaya başlandığını görüyoruz.
Halk bu hükümetin ne yapıp edip, Derviş'in yolunu keseceğini düşünüyor.
Ve Kemal Derviş, sokak eylemlerinde, esnaf yürüyüşlerinde haksız biçimde eleştiriliyor.
Neredeyse fatura, bu krizlerde hiçbir suçu olmayan Kemal Derviş'e kesilecek.
***
Bütün bu kargaşanın altında hükümete, giderek devlete duyulan güvensizlik yatmakta.
Halk devleti, kendi parasıyla saltanat süren bir baskı rejimi olarak görüyor.
Haksız da değil.
Alman devletinden bile çok Mercedes'e sahip olan devlet, israfın, aşırı harcamanın, savurganlığın ve kamu malını ona buna peşkeş çekmenin simgesi haline gelmiş durumda.
Sanki sonsuz ve sınırsız bir kaynak varmışçasına her parti iktidara gelip, bu kaynağı yandaşlarına bölüştürmek istiyor.
Siyaset bunun için yapılıyor.
Devlet akçalı işlerden çekilse, şu andaki siyasi kadronun en az yüzde sekseni başka iş alanlarına kayar.
***
Hükümet yeni bir program açıklayacağını duyurdu.
Halk bu programa da destek verebilir.
Ama bir şartla: Önce devletin iyi niyetine inanması gerekli.
Bugüne kadar çok aldatılmış olduğu için artık sözle, vaatle kandırılacak hali kalmadı.
Bazı somut adımlar atıldığını görmek istiyor.
Bu somut adımlar devletin tasarruf tedbirleri olabilir.
Devlet, söz verdiği gibi hiç vakit geçirmeden; eveleyip gevelemeden, komisyona havale etmeden elindeki lojmanların ve otomobillerin çoğunu satışa çıkarmalı.
Hiçbir modern ülkede görülmeyen "Çavuşesku Saltanatı"nı bitirmeli ve bunu halka göstermeli.
"Artık değiştim. Eskisi gibi değilim. Bundan böyle sizin paranızı çarçur etmeyeceğim, kendi egomu tatmin için kullanmayacağım, yandaşlarımı semirtmeyeceğim" mesajı, yeni programın kilidini açacak olan anahtardır.
Bence kamuoyu çok dikkatli biçimde bu konuyu izlemeli.
Çünkü devletteki zihniyet değişikliğinin, en önemli göstergesi, Ankara saltanatının bitirilmesi olacaktır.
Yoksa bu program da bir aldatmacadan öteye geçemez ve sonu hüsrandır.
|