|
|
|
Sindiremiyorsa istifa etsin
Pişkinsüt'ün Meclis'i 'cahil' olarak nitelendirmesi infial yarattı; iktidar ile muhalefet tepkide uzlaştı
DSP Aydın Milletvekili, Meclis İnsan Hakları Komisyonu eski Başkanı Sema Pişkinsüt'ün, parlamentoyu "cahil, avam ve taşralı" olarak nitelendirip, yasaların "taşradan gelip yıllarca mesleğini yapmamış avukat camiası ile yapıldığı" görüşü savunması, Meclis'in öfkesini taşırdı. Vekiller Pişkinsüt'ü, "parlamentoyu yıpratma modasına uyma" ve "konjonktüre göre hareket etme" ile suçladılar. Meclis çalışmalarına katılmak üzere geldiği Genel Kurul'da, başta MHP'liler olmak üzere her partiden çok sayıda milletvekilinin öfkeli eleştirilerine hedef olan ve sonuçta salondan ayrılmak zorunda kalan Pişkinsüt ise, yanlış anlaşıldığını savundu. Avam, cahil ve taşralı sözleriyle Meclis çatısı altında görev yapan herhangi bir milletvekilini kastetmediğini, Türkiye'deki mevcut sistemin yarattığı sorunları dile getirmeye çalıştığını söyleyen Pişkinsüt, "Taşralık ve avamlıktan kastım, halkın çıkarlarından önce kişisel menfaatlerin ön planda tutulması, cehaletle anlatmak istediğim, parlamenterlerin halk nezdinde güvenilirliklerinin giderek azalmasının sorgulanmaması." İşte milletvekillerinin Pişkinsüt'e tepkileri...
MHP'li Murat Sökmenoğlu: TBMM halkın meclisi
SAYIN Milletvekili'nin milletin oylarıyla geldiği halde, milletin seçtiği vekilleri küçümseyici ifadeler kullanmasını hayretle karşıladım. Hanımefendi sanırım, TBMM ile İngiltere'deki Avam Kamarası'nı karıştırdı. TBMM elitlerin değil, halkın meclisidir.
MHP'li İsmail Köse: Dinamit koymuştur
MİLLETVEKİLLERİNİ cahillik, avamlık ve taşralılıkla suçlayan Pişkinsüt, TBMM albümüne baktığında kendisinden daha eğitimli milletvekilinin olduğunu görecek. Pişkinsüt, TBMM'nin prestijiyle dışarıdan oynandığı bir zamanda, içerden dinamit koymuştur.
ANAP'lı Yaşar Dedelek: Meclis'te söylenmeliydi
PİŞKİNSÜT bu eleştirilerini basın yoluyla popülizm yaparak değil, Meclis'te dile getirmeliydi. Meclis'i yaralayan bu hanımefendi, bana göre eğer bunu içine sindiremiyorsa, TBMM'yi eleştirmeden önce kendi istifasını gündeme getirmelidir.
MHP'li Mehmet Pak: Açıkça isim versin
ÇOK saygısız bir beyanat. TBMM çatısı altında bulunan bir milletvekilinin, diğer milletvekillerine yönelik bu yakıştırmalarını onaylamak mümkün değil. Sayın Sema Pişkinsüt kimi ya da kimleri kastediyorsa açıkça isimlerini açıklamalı.
DSP'li Erdoğan Toprak: Aynı grupta olmak üzücü
Parlamenterlİk noktasına gelmiş insanların sorumlu açıklamalar yapması lazım. Parlamentonun da ülkenin de sıkıntısı ortada. Sorunları çözmeye yönelik önerilerle gündeme gelmemiz lazım. Pişkinsüt'le aynı grupta olmanın verdiği sorumlulukla üzüntülerimi dile getiriyorum.
DSP'li Yücel Erdener: Sözler beni şok etti
PİŞKİNSÜT'ÜN sözlerini okuyunca şok oldum, afalladım. Doğru buraya gelen herkes liderlerin listesiyle geliyor. Avam da olsa, feodal da olsa sistem bu. İnşallah Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları'nda gerekli değişiklikler yapılır da bundan sonra kimse kimseyi suçlamaz.
DYP'li Erdoğan Sezgin: DSP açısından haklı
SEMA Hanım çok iyi bir gözlemci. Etrafındaki kişileri tabii ki bizden daha net görebiliyor. Doğrudur, DSP grubuna baktığımda Sema Hanım'ın tüm değerlendirmelerine aynen katılıyorum. Biz de böyle düşünüyor ama nezaketimizden söyleyemiyorduk.
'Yanlış anlaşıldım'
DSP'Lİ Pişkinsüt, kendini şöyle savundu: "Kişileri değil sistemi eleştirdim. Yasa yapmak parlamentonun önemli işi. Ancak çıkartılan 18 yasa, teknik hatalar nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Çıkartılan yasalar da kısa bir süre sonra toplumsun talepleri doğrultusunda revize edilmek zorunda kalıyor. Cehaletten kastettiğim bu. Avam ve taşralı benzetmelerini tırnak içi kullandım. Kimse bu sözlerimi çarpıtmasın. Ben de taşralı doktorum. Ben bu eleştirileri ilk kez dile getiriyor değilim. Beni modaya ve konjonktüre uymakla suçlayan arkadaşlarımın, 22 Mayıs 1996'da Meclis kürsüsünden yaptığım konuşmanın tutanaklarını okumasını isterim. Üniversitelerin büro sekreterliği bölümünden mezun olmuş, eğitimli insanlara, gerçek anlamda hukuktan anlayan uzmanlara ihtiyacımız var."
İŞTE TEPKİ ÇEKEN SÖZLER...
DSP'li Sema Pişkinsüt, önceki gün özetle şöyle konuşmuştu:
n Biz halkın milletvekili değiliz. Milletvekilleri halkı değil, feodal yapıyı ve sermayeyi arkasına alarak, liderlerin listesi ile Meclis'e giriyor. Böyle bir durumda kime diyet borcu varsa ona göre davranıyor. Siyasi Partiler Yasası'nın, Seçim Yasası'nın değişmesi şart.
n Parlamentodaki danışmanlık ve sekreterya sistemi de içler açısı. Meclis koridorları basma entarili, ağzı sakızlı, canımlı cicimli konuşan sekreterler ve sarkık bıyıklı, eli tespihli, kapılarını açık bırakarak içerde namaz kılan danışmanlarla dolu.
Peki kimi Kastetti
PİŞKİNSÜT'ÜN eleştirileriyle herhangi bir milletvekilini kastetmediğini vurgulamasına karşın, özellikle hukukçu kökenli parlamenterler DSP'li vekile büyük tepki gösterdiler. Parlamentoda halen 69 avukat,4 de hakim ve savcı kökenli milletvekili bulunuyor. Hukukçu kökenli milletvekilleri arasında, Meclis eski Başkanı Yıldırım Akbulut, DYP Grup Başkanvekili Ali Rıza Gönül, Anayasa Komisyonu Başkanı ANAP'lı Turhan Tayan, Adalet Komisyonu Başkanı DSP'li Emin Karaa, Enerji Bakanı Bakanı Cumhur Ersümer, FP'li TBMM Başkanvekili Yasin Hatipoğlu, Bağımsız Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman, FP Grup Başkanvekili Bülent Arınç, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, TBMM Başkanı Ömer İzgi, ANAP'lı Yaşar Topçu da yer alıyor.
AŞİRET DESTEĞİ VAR
DOĞU ve Güneydoğu kökenli milletvekillerinin büyük bölümünün arkasında da aşiret gücü ve desteği bulunuyor. DYP'den Salim Ensarioğlu, Necmettin Cevheri, dokunulmazlığı kaldırılan Van Bağımsız Milletvekili Mustafa Bayram, ANAP''tan Urfa Milletvekilleri Mehmet Güneş, Cenap Gürpınar, Batman Milletvekili Ataullah Hamidi de bu durumdaki milletvekilleri arasında gösteriliyor.
|
|
|
|