Türkiye'nin her bölgesinde, 2 bin ayrı noktadan hızlı tüketimin seyrini izleyen Amerikan araştırma şirketi AcNielsen, üretici ve perakende zincirlerine yönelik 'kriz raporları' hazırlamaya başladı. Her ay altı ilde bin 400 kişiye ulaşarak ölçülen tüketici davranışlarına, krize özel olarak spesifik grupları da ekleyen şirket, ev hanımlarına için sorular hazırlayarak tüketimin nabzını ölçtü. Önümüzdeki günlerde sonuçları açıklanacak raporla ilgili ön bilgi veren AcNielsen Genel Müdürü Renan Burduroğlu, kadınların önce giyim, sonra kuaförden vazgeçtiklerini belirterek, "En çarpıcı sonuç da ekonomik olmasına rağmen büyük ambalajların değil, küçüklerin satışındaki artış. Çünkü şirketler gibi vatandaş da likit olmak istiyor" değerlendirmesini yaptı. Burduroğlu, kriz döneminde üretici firmalar ile tüketici davranışlarının nasıl değiştiğini anlattı...
* Sizin bulgularınız uzun süredir tüketimin barometresi gibi görülüyor. Krizle birlikte neler değişti?
En çarpıcı bulgu şu; tüketici küçük ambalajlara yönelmeye başladı. Her ne kadar elindeki paranın değeri saat başı azalıyorsa da likit kalmak, kendini güvende hissetmek istiyor. Çünkü hiç kimse yarın işten çıkarılmayacağının güvencesini taşımıyor. Henkel ile konuşuyordum mesela, yurtdışından küçük ambalajlara yönelin tavsiyesi almışlar. Bunu yaparlar mı bilinmez. Ama gazlı içeceğe baktığınız zaman geçen yıllarda 2.5 litrelik ekonomik boylar çok satılıyordu, şimdi 330 ml. boyundakiler çok satılıyor. Küçük ambalajlara yönelim arttı. Üretici buna uygun olarak bir harekette bulunur büyük ihtimalle.
* Sizin araştırmalarınız değişti mi?
Evet 1994 krizinde de bazı özel anlaşmalar yapmıştık. Bu belki aynı tipte bir kriz değil ama tüketicilerin satın alma eğilimlerindeki değişiklikler çok farketmiyor. O krizin verileriyle bugüne dair bazı ipuçları çıkarmaya başladık. 2001 yılında bazı ürün gruplarında satış tahminleri, satışlar nerede olacak ve hangi fiyatla satılabilir diye bakıyoruz. Bunu tüketicilerle yapacağımız anketlerle destekleyelim istedik. Her ay 6 bin kişiyle zaten konuşuyoruz. Buna yeni sorular ekledik. Hem satış noktasından aldığımız bilgiler hem de tüketiciden aldığımız bilgilerle çok çarpıcı kriz raporları çıktı.
*Fazladan hangi bilgilere ulaştınız?
Her ay altı ilde bin 400 kişiye soru sorarken şimdi özel olarak ev hanımlarını da izlemeye aldık. Ev hanımları hayata nasıl bakıyorlar, neleri nasıl alıyorlar? Krizden evvel ve sonra nasıl değişti tüketim alışkanlıkları? Bunları ortaya koymaya çalıştık. Yaş gruplarına göre baktığımızda biraz yaşlıca olanlar krizi aslında Şubat değil Kasım'dan itibaren algılayıp kendilerini ve alışkanlıklarını değiştirdiklerini söylüyorlar. Öncelikle giyimden ve kuaförden kıstıklarını belirtiyorlar. Bir de 'Deterjanın pahalısını beyaz çamaşırlar, ucuzunu renklilerde kullanıyorum' diyorlar. Bütün bunlar hazır giyimcileri, saç boyası ithal eden firmaları ve deterjan üreticilerini nasıl değiştirecek, rapor haline getireceğiz.
*Üretici ve perakendeci istekleri nasıl değişti?
Küçük firmalar bizimle bazı kontratları iptal ediyorlar. Çünkü üretimini kıstığı malın satışını niye ölçsün? Kriz nedeniyle çok farklı araştırmalara gidiyorlar. Artık aylık değil haftalık raporlar istiyor perakende zincirleri. Ürün gruplarında daralmalar başladı. Ancak raporlar henüz kesinleşmedi.
Üretici firmalar bazı lansmanları erteliyorlar. Ayrıca farklı tüketici gruplarına yönelik ürün çıkarma çabaları var.
* Üreticiler ne yapabilir?
Türkiye'nin başka bölgelerine yönelinebilir. Çünkü harcama grubu açısından İstanbul kadar olmasa da Anadolu'da da alıcılar var. Lokal pazarlama stratejileriyle oralara da yönelinebilir.
*Peki piyasada bundan sonra ne gibi gelişmeler yaşanabilir?
Bence yeni market markaları çıkarmanın tam zamanı. Çünkü yüzde 30-40 oranında daha ucuz ve düşük maliyetli satma olanağı var. Migros'un yüzde 9, Tansaş'ın yüzde 23 gibi bir oranda mağaza markası var. Perakendecilerden sürekli bize bu konuda sorular geliyor. Yurtdışındaki gelişmeleri almak istiyorlar. Bize benzeyen ülkeler market markaları konusunda nasıl bir gelişme izlemişler onu soruyorlar. Kaynakları varsa bence bu dönem çok uygun. Yurtdışında AB gelir düzeyi de dahil herkes market markalarını satın alıyor. Bundan sonra bizde de market markasına kayma olabilir.
Discount(indirimli) marketlere de kayış olacaktır. 2001 için 100 ile 400 metrekare arasında çok ciddi patlama bekliyoruz. Sözgelimi BİM şu anda 580'lerde, yıl sonunda 800'lere ulaşmayı planlıyor. Hem sayısal hem de cirosal. Tüketicilerin discount mağazalara daha fazla gideceğini düşünüyoruz. Orada privat label (market markası) oranı da çok yüksek zaten.
"Türkiye'de küçük ambalaj ancak asker ve öğrenci için ideal. Son dönemde aksine bir gelişme yaşanıyor. Bir apartmanda oturan komşular, 20 kiloluk paket alıp aralarında paylaşıyor. Gramajlar arttıkça maliyet de düşüyor çünkü.
Tüketici likit kalmak istediğinde küçük ambalaja yönelebilir ama ben önermiyorum. Şu anda tüketici, renkliler için ucuz, beyazlar için daha pahalı deterjan kullanıyor. Bizim portföyümüzde Tursil, Persil, Vernel, Pervol, Pril, Dixi ve Yayla var. Tursil'in fiyatı yüzde 20 daha ucuz ve Persil'in satışlarını zorlamaya başladı."
Esen PİŞİRİCİ