Bu müjdeye öyle inanmıştık ki, fışkıracak petrolün ülkeyi tembelliğe zorlayacağı ve kuyulardan çıkan siyah altının bize uğurlu gelmeyeceğini iddia edenler bile oldu. Batman'daki kuyular, verimsizlik ve eskimiş teknoloji vesile edilerek kapatıldı. Ve halk işsiz ve mutsuz oldu. Teknolojinin yenilenmesi için uğraş verenlerin ağızları da rafinerinin patlama ve tüm Batman'ın havaya uçacağı rivayetleriyle kapatıldı.
İkisi İngilizce, 14 yerel gazete çıkan Batman'da halk mutsuz. Kadınlar arası intihar vak'aları çoğalıyor. Sorunlarını anlatmaya çalışan bu kadınlar "Önce dininizi öğrenin, mutluluğu bulun" diyen yobazların eline düşünce ölümü seçiyorlar. Batman'ın ovalarından Hasankeyf'e doğru ilerlerken bir dizi tanker gördük. Anlattıklarını dinledikçe kahrolduk. Bakın ne diyorlar:
"Bugün Habur kapısında 15 bin tanker Irak petrolünü alıp buraya getirmek için sıra bekleniyor. Partide arkan varsa işini bitiriyorsun. Karşıdaki benzin istasyonu Batman milletvekillerinden birinin kardeşine ait! Biz iki aydır ailelerimizi görmüyoruz. Tankerlerde uyuyoruz, yemeği arabada pişiriyor, tarlalarda ihtiyaçlarımızı gideriyor ve karşılığında 150 milyon TL. alıyoruz. Hükümet bizi adam yerine koymazsa, İstanbul'a göçeceğiz. Milletvekilleri bölgemizin kremasını yerken şikâyetlerimizi nereye iletsek?"
Batman'ın ortasından geçen demiryolunun bir tarafında işini bilenlerin diktikleri çirkin, gösterişli yapılar, diğer tarafında,sefalet içinde sürünenleri barındırmaya çalışan gecekondular vardı. Batman'dan suçluluk hissiyle âdeta kaçtık.
Pembe-beyaz çiçekler açan nefis badem ağaçlarına bakarken bile keyfimiz yerine gelmedi.
Leyla Umar