Win-Türkçe
ASCII

TASARRUF PAYI
Gülgun Hanım nerelerdesiniz? Ne oldu ne bitti, anlamadık...

Ben de çok anladığımı söyleyemeyeceğim. Kurumların bazı tasarrufları var ve ben bu tasarruflara her zaman saygı duydum. İşte ben de bunlardan birinde yer aldım.

Gülgun Feyman'dan da tasarruf edilir mi diye düşünmediniz mi? Allak bullak olmadınız mı?

Samimi konuşacağım sizinle. Röportajlarımızda ne şiş yansın ne kebap diye bir süzgeç kullanıyoruz, istediğimiz şeyleri söyleyemiyoruz, hatta tam tersini söylüyoruz. Bu sefer samimi olacağım. Kırıldım elbette, ne oldu diye de sordum. Ancak bu kırılganlığım kısa sürdü ve sonra doğru bir süreç başladı benim için dedim. Bir sürprizdi benim için ama iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Ahla vahla geçirseydim ömrümü, bir korku olsaydı üzerimde sağlıklı düşünemeyecektim ve bundan iyi pay çıkaramayacaktım.

Nasıl bir pay çıkardınız peki?

Aşağı yukarı 24 yıllık bir koşu bu. Beni her gün ekranda gören seyirci artık kanıksamıştı. Düğmeye bastığı zaman evinin koltuğu gibiydim orada. O kanıksayan seyirci bir müddet sonra sizi o kadar kabulleniyor ki artık baksa da olur, bakmasa da. Sizi dikkate almıyor. Bu sefer siz dikkat çekmeye çalışıyorsunuz. Saçınızla başınızla... Artık bunlarla dikkat çekme arzusu doğuyor. İşte bu yüzden, istemim dışında ama çok işime yarayan bir süreç oldu. Biraz uzaklaşmış oldum. İnsanlar beni görmedi. Her gün aynı saatte aynı şeyleri yapmak beni de monotonlaştırmıştı. Yaratamıyorsunuz, düşünemiyorsunuz, kısırlaşıyorsunuz. Kendinizi eleştiremiyorsunuz. Uğur Bey'in gelip başlama süreci benim o yorgunluk sürecimle cuk oturdu anlayacağınız ve anladım ki dinlenmem gerekiyormuş. Bu aslında bütün profesyonellerin yapması gereken bir şeymiş.

İCRA ÖNEMLİ
Yani siz "Yükseğe çıkarken düşmeye de hazırım" diyenlerdensiniz?

Benim mesleğimde grafik her zaman yukarıda olmadı. İlk başladığımda devlet memuruydum. TRT vardı. Bugün televizyondayken yarın radyoda, bugün TRT'de ana haber bülteni sunarken birden TRT 4'te çalışmışızdır. Önemli olan bu mesleği icra edebilmeniz. Önemli olan yayıncılığın her kademesinde hizmet verebilmeniz.

Televizyon karşısında otururken eski kanalınız denk gelince burada ben vardım, ben olmalıyım diyor musunuz?

Vallahi hiç demedim. Haber sunmayı özledim, ama bu radyo da olabilir, haber seslendirmek de olabilir. Ben şöhret ne demek onu biliyorum. Mesleğimin ilk üç, beş, altı yılında benim için tanınıyor olmanın bir havası olabilirdi. Hafif sarhoşluğuyla gezebilirdim ama şimdi ünlüymüşüm ünsüzmüşüm umrumda değil. Bir müddet sonra onu kanıksıyorsunuz.

Duygularımı kamufle edemedim
Türkiye'de kadın gazetecilerin önü kesiliyor denir. Siz ne düşünüyorsunuz?

Dünyada bizimki gibi mesleklerde tecrübe esastır. Yabancı bir kanalda tecrübeli bir kadın spikerin yüzündeki çizgilerin daha bir güven verdiği düşünülüyor. Üzerine fırfırlı etek giyip dekoltesinin kuvvetli olmasının önemi yok. Bizde ise kadın güzelse televizyona çıkartırız ama erkekler daha akıllı diye bir düşünce var. Oysa kadın bilgiliyse, tecrübesi varsa, ekran duruşu da iyiyse niye o kadını uzaklaştıralım?

Siz tecrübelisiniz ama bazıları da sizi çok antipatik buluyordu.

Bir dönem kamera arkasında çok kavga ediyorduk. Aslolan, hiçbir şey olmamış gibi haberi sunmaktır, ama ben duygularımı çok iyi kamufle edebilen biri değilim. Ya dudağım çarpılıyordu ya gözlerimden sevgisizlik akıyordu. Kulağınızda kulaklık var ve eğer o anda röportaj yapıyorsanız anormal istekler gelebilir. Çıldırırsınız, bir şey yapamazsınız. Haberi yazanlar çok zorlayıcı şeyler yaptılar. Haberi okumak istemiyorum dediğim çok oldu. Ebru Şallı boşanmış. Boşanmasının birinci günü, ikinci günü, üçüncü gününde ne yaptı, okudum. En sonunda 13. gününde konuk olarak aldık. Yöneticilerle gırtlak gırtlağa geliyorduk. Son 1.5 yılımızı selamlaşmadan geçirdik. Olacak şey mi?

Gencim, sağlıklıyım, güzelim
Hürriyet gazetesi yöneticilerine bir haber yüzünden küfür ettiğiniz söylendi. Kendinizden 10 yaş küçük olan Siret Derman'la yaşadığınız ilişki var. Çapkın olarak tanınıyorsunuz. Fütursuz birisiniz galiba?

Bunlar çılgınlık olabilir. Yaşamımın hiçbir döneminde doğru bildiğimden şaşmadım. Hürriyet gazetesi olayında doğru bildiğimi yaptım. Asker kızı olduğum için çok küfür bilirim, bastım küfürü. "Oh be" dedim, rahatladım. Sevgilim mi var? Evet var, adı da bu. Ben Rahibe Teresa değilim. Evlendim ayrıldım, sağlıklıyım, genç bir kadınım. Yaşamayı seviyorum.

Kızlarınız 17'sinde. İncinmelerinden korkmadınız mı?

Psikolojik olarak anne babası ayrılmış çocuklar, babanın ya da annenin hayatındaki başka birine tahammül edemezler. Ünlü bir kadın olduğum için her adımım haber oluyordu. İişkilerimi hiç gizlemiyordum. Yüz kızartacak bir şey değil. Kızlarım üzülmüş olabilir, ama onlarla konuştum, şimdi algılıyorlar. Kırgınlıkları oldu. Zorlukları yenmeye çalıştım, tabii ki sınırlarımı korudum.

Aslı E. Perker