kapat

20.03.2001
Anasayfa
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Limasollu
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Finansinvest
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )


Kasaba Daltonlar'dan temizlenecek!

Sorunumuz çok ama bu sorunların büyük bir kısmı da "ağzı olanın konuşuyor" olmasından kaynaklanıyor.

Hangi konu ele alınırsa alınsın bir ya da birkaç zeki (!) ve öncü (!) şahıs "Hah, tamam.. Bu benim konum olabilir, birkaç uçuk laf eder, basında yerimi alır, kendimden söz ettiririm" diyerek ileri atılıyor ve başlıyor döktürmeye..

Önce bunlara "Ainesi iştir kişinin lâfa bakılmaz" atasözümüzün özünü öğretmek lazım. Bu millet artık boş lâfa doydu. Lâfla peynir gemisi bundan böyle yürümeyecek. Türkiye'ye ölçülü, bilgi ve sorumluluk sahibi, ağzından çıkan her kelimeyi kulağı duyan, iyi yetişmiş insanlar lazım. Siyasette de, iş dünyasında da, eğitimde de, sanatta da.. Her yerde.

Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Yavuz Donat'la yaptığı konuşmada; "Değişim geciktirilirse kötü şeyler olur. İnsiyaki (içgüdüsel) değişim süreci başlar (ne demekse, bu da yeni icat), bu süreç kanlı mı olur kansız mı Allah bilir" demiş.

Acaba biz farketmeden Erbakan'la filan mı anlaştı Sayın Mumcu, yoksa bu cümleyi söylediği için hakkında dava açılan ve benzer türde konuşmalar nedeniyle siyasetten men edilen Erbakan'ı, Anayasa Mahkemesi'nin RP'yi kapatma nedenleri arasında bu cümlenin de bulunduğunu tümüyle unuttu mu, merak ettim doğrusu..

Demokrasiyle yönetilen bir ülke olan Türkiye'nin, demokratik hükümetinin bir bakanı olarak demokrasilerde "kanlı mı olur kansız mı" gibi soruların sorulamayacağını ve hele önemli bir kamu görevi yürüten insanların bu tür konuşmalar yapmasının çok yanlış ve tehlikeli olduğunu hatırlaması gerekiyor Erkan Mumcu'nun..

İstanbul Üniversitesi'nin açılışında, kendini zorla davet ettirerek, basının ve öğrencilerin önünde rektöre karşı tavır alması, kendisinden konuşma istenmediği halde kürsüye çıkarak basmakalıp sözlerle demokrasi havariliğine soyunması da ortalığı uzun süre karıştırmıştı.

Konuşmasında değişimden söz ediyor yine Erkan Mumcu ve halkın değişim istediğini, Bakan Kemal Derviş'e verdiği desteğin de bundan kaynaklandığını söylüyor. "O ne bir mesih, ne de kasabayı Daltonlar'dan temizleyecek Red Kit" sözlerini ekleyerek.

"Kanlı mı, kansız mı olacak" sorusunun cevabını rejim veriyor zaten. Türkiye, sıkıntı da çekse çözümü demokrasinin içinde bulacak. Sessizce, sorunlarını bir bir hallederek ve başına bela olan yolsuzluklardan, sorumsuz yöneticilerden, ekonomiyi altüst eden savurganlıklardan sırayla kurtularak, yanlış adamların yerine doğrularını getirerek, seçim ve partiler yasalarını çıkararak, dokunulmazlıkları sınırlayarak bulacak.

Bunların hepsi değişimin ta kendisi zaten.

ANAP'lılar değişimden hep "soyut" ve "çok genel" bir kavram olarak söz ediyorlar. Oysa bunu "somut"laştırdığımızda, halkın şu anda istediği ilk değişim, ekonominin bu durumundan sorumlu olan hükümet üyelerinin değişmesi. Bu değişim, elbirliğiyle karşı çıktıkları için yapılamıyor. Acaba Sayın Mumcu böyle bir değişimi nasıl karşılar, keşke önce bu konudaki düşüncelerini öğrensek!

Sonra da bize seçim ve partiler yasasının nasıl çıkacağını anlatsalar!

Kemal Derviş'e gelince Mumcu'nun bu konudaki düşünceleri toptan yanlış. Toplum onu tam anlamıyla bir kurtarıcı olarak görüyor. Sadece ekonomi bilgisinden dolayı değil, dürüst, şeffaf, ihtirası aklının ve değerlerinin önüne geçmemiş biri olduğu için Derviş bir anda baştacı ediliyor, insanların bu özelliklerde önderlere ihtiyacı var.

Getireceği sistemle zaten kasaba Daltonlar'dan temizlenecek. Birileri rahatsız olup önüne dikilmezse tabii.. Türk halkı Kemal Derviş'i destekliyor. Medyatik ucuz kahramanlıklar ona olan desteği inadına arttıracak, bu da unutulmasın!

Kabul etmek ihanettir!
Amerikalı Ortadoğu uzmanı Prof. Justin Mc Carthy "Ermeni soykırımının Osmanlı döneminde olduğunu kabul etmek atalarınıza ihanettir. Yapılan soykırımsa bu tarife göre her millet soykırım yapmıştır. Savaş sırasında karşılıklı ölümler olan, ayrıca Ermeniler'i öldürenlerin hükümet tarafından idamla cezalandırıldığı bir olaya soykırım denemez" diyor.

Onun konuştuğu toplantıya dinleyici olarak katılan bazı süslü hanım ve beylerin ise "Kabul edelim gitsin, bu zahmete ne gerek var?" dediklerini duyduk. Aradaki ciddiyet, ilgi, bilgi farkını anlatmak için konuşmaya gerek var mı?

Hiçbir konuda zahmete gerek olmasaydı, herkes onlar gibi düşünseydi (dün, Medeni Kanun'a karşı çıkanlar için kullandığım sözün benzerini tekrarlayacağım) kendileri bugün o salonlarda gerine gerine gezinemezlerdi.

Saçmalamayı bırakalım da AİHM'ye Fransa aleyhine "Karşı taraf insanlığımı aşağılamıştır ve yaptığı uluslararası yasalara aykırıdır" diyerek dava açan Sedat Vural isimli vatandaşımıza destek verelim. Olayın Uluslararası Adalet Divanı'na gitmesini sağlayalım. Sonradan asırlar boyu dövünmenin yararı olmayacak!

Bülent Tanla'nın düğünü
CHP eski milletvekili "ve bir sonraki seçimde partisi meclise girdiği takdirde tekrar milletvekili seçilecek olan" Bülent Tanla'nın oğlu gösterişli bir düğünle evlendi.

CHP'nin 10-11 Mart 2001'de yapılan Ekonomi Forumu toplantısının nedeni ülkenin ekonomik sıkıntısı ve işsizliğin ciddi boyutlara varmasıydı. Genel Başkan Deniz Baykal ise -çok haklı bir saptama olarak- sorunları çözmek için "hükümetlerin halkı arkasına almasının önemi"nden söz ediyor.

Ve Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birinin içine düşmüşken, halk inlerken sosyal demokrat bir partinin ileri gelenleri muhteşem düğün gösterileri yapıyorlar.

Ne çelişki!

Güzel bir düğünle evlenmek herkesin hayali ve hakkıdır. İmkânı olanlar -yine de sorumluluk sahibi iseler bu durumda israftan kaçınarak- şık, güzel düğün törenleri yapma hakkına da tabii sahiptirler. Ama bu düğünler, ülke böyle bir ortamdayken hiç değilse basına kapalı, aile ve dostlar arasında yapılabilir. Toplumun büyük kesiminin ekmek bulamadığı bir dönemde bu gösterişler çok garip kaçıyor!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır