kapat

20.03.2001
Anasayfa
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Limasollu
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Superbahis
İşte Avrupalı Türkiye
TÜRKİYE'NİN AB'ye üyelik sürecinde en önemli deklarasyon belgesini oluşturan Ulusal Program, dün Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek kabul edildi.

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz toplantıda yaptığı sunuş konuşmasında, programın Türkiye'nin gerçekleri ile Avrupalılık değerlerini bağdaştıran ve üzerinde titizlikle çalışılmış bir metin olduğunu söyledi. Programın Genel Sekreterlik'çe hazırlandığını, liderlerin onayladığını, MGK'nın da benimsediğini belirten Yılmaz'ın bu sunuşunun ardından programın özeti AB Genel Sekreteri Volkan Vural tarafından okundu. Başbakan Bülent Ecevit'in Bakanlar Kurulu toplantısından bir gün önce (Pazar günü) Ulusal Program üzerinde koalisyon ortaklarının tam bir mutabakatın olduğunu açıklaması nedeniyle kabine üyeleri, içerik yerine sadece programın cümle yapısı üzerinde durdu. Programın giriş bölümünde, uluslararası ilişkiler ve KKTC'den ismen söz edilmemesi dikkati çekti. MHP'li bakanlar sadece bazı devrik cümlelerin düzeltilmesini istediler. Yılmaz da bunu kabul ederek, gerekli değişiklikleri yaptırdı. Toplantının ardından Bakanlar Kurulu adına yapılan açıklamada, AB Programı'nın ülkeye hayırlı olması dileğinde bulunuldu. AB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı Yılmaz da AB Genel Sekreterliği yetkilileriyle basın toplantısı düzenleyip programı basına açıkladı. AB Ulusal Programı, özetle şöyle:

Günlük yaşamda Farklı dil serbest
"KÜLTÜREL Yaşam ve Bireysel Özgürlükler" alt başlığında hassasiyet taşıyan "dil" konusu "Kürtçe" sözcüğü kullanılmadan şöyle ifade ediliyor: "Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi ve eğitim dili Türkçe'dir. Ancak bu, vatandaşlarının günlük yaşamlarında farklı dil, lehçe ve ağızların serbest kullanılmasına engel teşkil etmez. Bu serbestlik, ayrılıkçı ve bölücü amaçlarla kullanılamaz."

Güneydoğu orta vadede kalkınacak
PROGRAMIN "Tüm Vatandaşların Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İmkanlarının Artırılması Amacıyla Bölgesel Dengesizliklerin Azaltılması" alt başlığında hükümetin, bölgesel dengesizliklerin azaltılması ve tüm vatandaşlarının sosyal ve kültürel imkanlarının artırılmasına yönelik kapsamlı bir strateji benimsediği kaydediliyor. Bu çerçevede terörün kontrol altına alınmasıyla hükümetin ekonomik ve sosyal kalkınma yolunda bir dizi önlem aldığı, bu stratejinin orta vadede uygulamaya konulacağı da belirtiliyor.

MGK'nın yapısı açıkça belirtilecek
PROGRAMDA, "Milli Güvenlik Kurulu" başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor: "Anayasal bir kuruluş olan Milli Güvenlik Kurulu, ulusal güvenliği ilgilendiren alanlarda bir danışma organı niteliğindedir. Anayasa ve yasanın ilgili maddeleri, Kurul'un yapısı ve işlevini daha açık bir biçimde tanımlayacak şekilde orta vadede gözden geçirilecektir."

İdam orta vadede kaldırılacak
SİYASİ Kriterler bölümünde "Ölüm Cezası'nın Kaldırılması" alt başlığında, idam cezalarının uygulanmasının TBMM'nin yetkisinde olduğuna" dikkat çekiliyor ve şöyle devam ediliyor: "Hükümet, 1984 yılından bu yana yaşam hakkının özüne dokunulmaması yönünde benimsediği uygulamaya saygılıdır. Türk ceza hukukundan ölüm cezasının kaldırılması hususu, şekil ve kapsamı itibariyle TBMM tarafından orta vadede ele alınacaktır."

Gayrimüslimin hayatı kolaylaşacak
ORTA vadede, "Ülkemizde yaşayan ve Türk vatandaşı olmayan gayrimüslim kişilerin de mensup oldukları dinin vecibelerini yerine getirmelerinde ve kendileriyle ilgili diğer uygulamalarda gerekli pratik kolaylıkların kamu düzeninin korunnmasına ilişkin mevzuatımız çerçevesinde geliştirilmesini sağlayacak tedbirlerin alınması" öngörülüyor. Orta vadede ayrıca kadınlara, insan haklarına, kolektif şikayetlere, ayrımcılık yasağına ilişkin Avrupa sözleşmeleri protokollerinin sonuçlandırılması ile özürlülerin mesleki rehabilitasyonu ve istihdamına ilişkin ILO sözleşmesine uygun tedbirler alınacağı da belirtiliyor.

Kadın-erkek eşitliği güvencede
PROGRAMIN Siyasi Kriterler bölümünde yer alan bir diğer alt başlık ise "Tüm Bireylerin Herhangi Bir Ayırım Yapılmaksızın ve Dil, Irk, Renk, Cinsiyet, Siyasi Görüş, Felsefi İnanç Veya Dinine Bakılmaksızın, Tüm İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinden Tam Olarak Yararlandırılması; Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlükleri" olarak yer alıyor. Anayasa'nın 10. maddesinin ayrımcılığı çok kapsamlı bir şekilde yasakladığına dikkat çekilen UP'de, Anayasa ve kanunlar önünde herkesin eşit olduğu ilkesinin beninmsendiği belirtildi. "Bu ilkeye uygun olarak" kısa vadede; BM Her Türlü Irk Ayrımının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'nin sonuçlandırılması öngörülürken, kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip oldukları ilkesine Anayasa'da yer verileceği de belirtiliyor. Bu çerçevede Türk Medeni Kanunu Tasarısı'nın yasalaşması, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı yasasının geçmesi, ILO'nun En Kötü Biçimde Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Sözleşmesi'nin onaylanması planlanıyor.

Düşünce özgürlüğüne önem ve öncelik
UP'un Siyasi Kriterler bölümünün ilk alt başlığı olan "Düşünce ve İfade Özgürlüğü" kısmında, Türk Hükümeti'nin, ifade özgürlüğünün AB ülkelerinin uygulamaları ışığında geliştirilmesine önem ve öncelik verdiği ifade ediliyor. Bu konuda şöyle deniliyor: "Anayasa ve diğer mevzuattaki ilgili hükümlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi çerçevesindeki toprak bütünlüğü ve ulusal güvenliğin korunmasını da öngören ölçütler ile laik ve demokratik cumhuriyeti, üniter devlet yapısını ve milli birliği koruma kriterleri temelinde gözden geçirilmesi öngörülmektedir."

Bu çerçevede ayrıca TCK'nın 312. maddesinin, "koruduğu değerler zedelenmeden gözden geçirilmesi", aynı anlayışla Terörle Mücadele Kanunu'nun 7 ve 8. maddeleri ile RTÜK ve Basın kanunlarının da gözden geçirilmesi kısa vadeli hedefler arasında yer alıyor.

AİHM cezası sorumlulardan tahsil edilecek
ORTA vadede Siyasi Partiler, Polis Vazife ve Selahiyeti, Jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı, 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri kanunları ile tüzüklerinin gözden geçirilmesi öngörülüyor. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uyarınca ödenen tazminatların kusurlu kamu görevlilerinden tahsili için çalışmalar yapılmasının hedeflendiği belirtiliyor. Programda işkenceyle mücadelede kararlılık da belirtilerek, ihlallerin yoğun olarak yaşandığı ortamların teknolojiden daha fazla yararlanılarak etkin denetimi için mali kaynak tahsisi olanaklarının araştırılması, işkenceye uğradığı kanıtlanan kişiye karşı, bu fiili işleyenlerin müşterek ve müteselsil hukuki sorumluluğun yasa hükmüne bağlanması öngörülüyor.

Polislere 7 yılda insan hakları eğitimi
KISA vadede; DGM'lerin gözden geçirilmesini öngören program ayrıca, başta güvenlik güçleri olmak üzere, kamu görevlilerinin insan hakları alanında eğitilmeleri için tüm ilgili kurumların çalışmalar yürütülmesini, polis okullarındaki eğitim süresinin 9 aydan 2 yıla çıkarılmasını, BM programı çerçevesinde 7 yıl içinde tüm güvenlik güçleri mensuplarının insan hakları alanında eğitilmelerini de öngörüyor.

HAYATIMIZ DEĞİŞECEK
* Karakollarda vatandaşlara yönelik kötü muamele ve işkence sona erecek.

* Uzun vadede de olsa idam cezası uygulaması sona erecek.

* Şafak vakti polisler arama izni olmadan vatandaşın evini aramaya kalkıp, ölümüne sebep olamayacak.

* Sabah erken çalınan kapı sadece sütçüyü akla getirecek.

* Milli Güvenlik Kurulu, zaman içinde tam bir danışma organına dönüşecek. Yeni yapılanma ile Kurul'daki sivil üye sayısı artacak.

* Düşünce suç olmaktan çıkacak.

* Bölücü ve yıkıcı içerik taşımadığı sürece ifade özgürlüğü konusundaki kısıtlamalar kalkacak.

* RTÜK sık sık televizyon ve radyoları kapatamayacak.

* Siyasi parti kapatmak zorlaşacak.

* TSK'nın siyaset üzerindeki etkisi sona erecek.

Fikir ve sanat eserleri yasalarla koruma altına alınacak.

* AB tartışmalarının odağı olan Kürtçe ve diğer yerel lehçelerde, bireysel haklar adı altında radyo ve tv yayınlarına izin verilecek.

* Küçük çocukları ailesi bile olsa kimse çalıştıramayacak.

* Post modern de dahil darbe devri tamamen kapanacak.

* Peynirin üzerindeki deliğin kaç mm ya da cm çapında olacağı, Maraş dondurmasında kullanılacak sütün pastörize özellikleri, kasabın hijyenikliği, büyük ve küçükbaş hayvanların beslenme koşulları, gecelerin vazgeçilmez tadı kokoreç ve işkembe çorbalarının nasıl hazırlanacağı, hepsi AB kurallarına uygun olacak.

* OHAL uygulaması, AB uygulamaları gözden geçirilerek değişiklikler yapılacak ve uygun bir sürede sona erdirilecek.

* Anayasa ve diğer yasalarda, cumhuriyetin temel nitelikleri ve vatanın bölünmez bütünlüğünü güvenceye alan hükümler dışındaki maddelerde, değişiklik yapılarak AB müktesebatı uygulanacak.

Çağdaş uygarlıkla buluşma projesi
AB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Ulusal Programı "bir büyük dönüşüm projesi" olarak niteledi. AB Genel Sekreterliği yetkilileriyle Ulusal Programı kamuoyuna açıklayan Yılmaz, belgenin "Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal ve idari yapısının temelden revizyonu ile Türkiye'yi ve Türk insanını çağdaş uygarlığın kriterleri ve standartlarıyla buluşturma projesi" olduğunu bildirdi. Belgenin bir mutabakata dayandığını kaydeden Yılmaz, "Türkiye'nin koşulları ve belirli duyarlılıkları dikkate alınmıştır. Ancak çağdaş uygarlığın ve AB'nin gerekleri de hiçbir şekilde gözardı edilmemiştir" dedi. Programın zaman içinde güncelleştirileceğine işaret eden Yılmaz, "Programın ortaya konuşu kadar uygulaması da önemlidir. Hükümetimiz programı yaşama geçirme konusunda da kararlıdır" diye konuştu. Mesut Yılmaz, Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarını, sürdürülebilir bir kalkınma hedefini, daha hakça bir gelir dağılımını ve kurumlarının sağlıklı işleyişini bu programda ifadesini bulan tedbirlerle gerçekleştirme fırsatı bulacağını da bildirdi. Yeni Ekonomik Program ile UP arasında "çok güçlü bir bağ" bulunduğunun altını çizen Yılmaz, "Fırsatlar zamanında değerlendirildiğinde fırsattır. Toplum olarak bu fırsatı değerlendirecek bir duyarlılık ve anlayış içinde olmamız önem taşımaktadır."

AB Komisyonu memnun
AB Komisyonu sözcülerinden Jean Christophe Flori, Ulusal Program'ın onaylanmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Belgenin henüz ellerine ulaşmadığını, gelecek hafta başında, Dışişleri Bakanı İsmail Cem tarafından resmen Komisyon'a iletilmesinin beklendiğini belirten Flori, Komisyon'un Ulusal Program'ı "mukayeseli" olarak inceleyeceğini, AB tarafından sunulan Katılım Ortaklığı Belgesi'nin (KOB) içeriğiyle karşılaştırılacağını ve ancak bundan sonra ayrıntılı açıklama yapılabileceğini anlattı. Sözcü, bunun zaman alabileceğini de kaydetti. Flori, Ulusal Program çerçevesinde Türk kamuoyunda ve siyasi çevrelerinde gündeme gelen AB ile ilişkiler ve reformlar konulu tartışma ve değerlendirmelerin de olumlu karşılandığını söyledi.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır