kapat

04.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Afrika'da düşler gerçek
Sonsuz yeşilin içinde doğaya teslim olmuştum. Kralla tanıştım, sonra gündoğumu... Kendime "Afrika'da gerçek nerede başlar, düş nerede?" sorusunu sorup durdum. Yanıtını bulamadım

Siz hiç kendi ortamında, özgürce dolaşan bir "aslan"la karşılaştınız mı? Yelelerinde adını bilmediğiniz otların izlerini taşıyan, pençeleri çamurlu, kızıl sarı tüylerle çevrili gözleriyle size dik dik bakan bir aslan...

Ben gördüm. Ve o andan beri ona neden "ormanların kralı" dendiğini daha iyi anlıyorum. Çünkü o bambaşka bir şey. O "aslan" işte, adı üstünde.

Afrika'ya bir yolculuk yaptım geçtiğimiz hafta. Polisan ve 500 bayinin safari turuna katıldım. Meral Okay liderliğinde -ki çoğunluğun aksine biz ona Kasap Melahat değil Oymak Başı diyoruz- Mabula'ya gittik. Rotamız, 'Özel Sahra Parkı'ydı.

Afrika'daydım. Doğanın '5 büyüğü'nün evinde. Belgesellerden izlediğimiz donuklukta değil, gerçek dünyalarında... Aslan, leopar, fil, gergedan ve bufalo.

Afrika yağmuru bir cümbüş hazırlamıştı bize. Adını bilmediğimiz, bu güne kadar hiç rastlamadığımız bir başka dünyaya ait olan yüzlerce bitki, yağmur damlalarıyla coşmuş, inanılmaz bir renk ve koku yayıyordu doğaya. Daha önce gördüğüm hiçbir eflatun bu kadar eflatun değildi ve hiçbir turuncu, turuncu olamamıştı bu güne kadar...

ZARİF ZÜRAFA
Sonsuz yeşilin içinde doğaya teslim olmuştum. İşte o an "kral" sesini duyurdu. Şaşkın şaşkın bitkilere, otlara, çiçeklere bakıp neredeyse büyülenmiş olan bizlere, "Hey, buraların asıl sürprizi benim" diyordu. Bu da bizi kendimize getirmeye yetti. Sonra, çalılıkların arasından yavaşça gösterdi kendisini. Bizlerin duymadığı bir müziğin eşliğinde, ritmini hiç bozmadan, salınarak, sakince, korkusuzca önümüzden geçti.

"Buraların kralı benim" diyordu. Bugüne kadar gördüğüm filmler, okuduğum kitaplar, anlatılanlar onu tanımlayamamış meğerse, cılız bir çaba olarak kalmışlar.

Önce sessiz bir kabulleniş yaşadık, sonra itirafa dönüştü hislerimiz ve duygularımız dile geldi: O 'kral'dı.

Korku? Elbette korktuk. Korku yüzümüze yansımış olmalı ki, rehberimiz, "Parktaki her aslanın kulağında izleme cihazı takılı. Böylece hareketlerini sürekli izliyoruz. Bir olumsuzluk karşısında acil müdahale etme şansımız var" deyiverdi.

Zürafa zarifti, ceylan iğne oyasıyla işlenmişcesine ince ve narin, zebra nedense "nerede akşam orada sabah, yaşar dururum bu savanda" izlenimi bıraktı bende, rahattı.

Gündoğumu görmesini bilenler için her yerde bir şölendir. Ama Afrika'da, bir senfoni olmalı...

Sislerin arasından önce ışınlarını gösterdi güneş. Gördüğüm gerçek miydi yoksa bilinçaltım görmek istediğini kendince yaratıyor muydu? Kendime sürekli "Afrika'da gerçek nerede başlar, düş nerede?" sorusunu sorup duruyordum. Yanıtını bulamadım.

Safaricilere mini notlar
Seçtiğiniz ülkenin safari koşullarını öğrenin. Neyle karşılaşacağınızı bilmeniz gerek. Doğal ortam hakkında bilgi edinin, yaşamınızda belki de bir kez göreceğiniz hayvanların özelliklerini bilerek izlemek daha keyifli olacaktır.

Safariye çıktığınızda gün başlamamış oluyor. Afrika'nın sabahı buz gibi. Turizm şirketi size battaniye veriyor ama yeterli değil. Yanınıza kalın kazak alın ve elbette yağmurluk.

Tropikal iklim size envayi çeşit sinek ve böcek sunacak. Alerjinizi test edin, sinek kovucu krem alın.

Afrika yerlileri özellikle Abanoz ağacından oydukları figürlerle yolunuzu kesebilirler. Fiyatta anlaşmak için sıkı pazarlık yapın. Bu dünyanın her yerinde geçerli bir kural.

Meltem Sukay


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır