kapat

04.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Artık dayanamıyoruz, Milanlıyız
Hazır milletçe Fatih Terim hastası olmuş, kahvehanelerde İtalyan ligini takip ederken bilelim ki: Fatihimiz 'Artık dayanamıyorum' dedi ve iş bitti. Bundan böyle Fiorentina bizden korksun; çünkü Milan'ın 60 milyon taraftarı var!

OFSAYTA NASIL DÜŞTÜK?
Ona kısaca 'imparatore' diyoruz. Önce Galatasaray'ı, sonra UEFA'yı, ardından İtalya'yı fethetti. Sayesinde Türkler Milano kapılarına dayandı. Son olarak bir reklam filmiyle doğumgününü kutladık. Kabul edelim: Biz bir Fatih Terim girdabına kapıldık! Derken, o istifa etti. Ama biz ondan vazgeçmedik. Terim ne yaptı da bizi efsunladı böyle? Konuyu eski futbolcu, İTÜ'de öğretim görevlisi Mahmut Sert'e ve futbol üzerine araştırmalarıyla, yeni kitabı 'Kesin Ofsayt' ile tanınan Ümit Kıvanç'a sorduk.

Fatih Terim'in istifasını bekliyor muydunuz ve sizce bu istifa Türkiye'de nasıl karşılandı?

Mahmut Sert: Terim çok hesaplı biri olduğundan istifası da öyle olmalı. İstanbul'dan ayrılmadan önce Milan'la anlaştığı söyleniyordu. Gelinen noktayı dikkate alırsak bu söylentilerin pek de yanlış olmadığı görülüyor. Ben istifasının planlı olduğuna eminim. Çünkü o, duygularına kapılan biri değil. Puan kaybettikleri maç sonrasında yönetimle çıkan tartışmalar bardağı taşırmış ve o da "Artık dayanamıyorum" demiş; görünen bu. Çok daha önce ayrılacağını söylemiş. Centilmenlik gereği sezon sonunu bekliyordu. İstifa ederken de gereken yerlere mesaj göndermeye devam etti. Mesela büyük bir tazminatı varmış ama onu kulübe bırakıyor, konuşmalarında seyircileri öne çıkartıyor. Buradan da yine İtalya'da çalışacağını anlıyoruz, bu büyük ihtimalle de Milan olacak. Herkese mavi boncuk dağıtıyor ki, durumunu korusun. Bu yüzden bu istifanın onun için iyi olduğu kanısındayım, Fatih aklını kullanmadan bir iş yapmaz. İstifanın basında yer bulmasına gelince, herkes Fatih Terimci olduğu için kimse olumsuz yaklaşmadı. Can Bartu İtalya'ya gittiğinde 'Artık Fiorentina'nın 60 milyon taraftarı var demişti.' Bu 60 milyon şimdi yine Fatih'i destekliyor.

Ümit Kıvanç: Ben Fatih'in başkana kızıp 'Artık dayanamıyorum' diyerek istifa ettiği kanısında değilim. O, başından beri İtalya'ya Fiorentina için değil çok daha yüksek yerler için gitti. İtalya'da sezon içinde ayrılmalar olduğu için sorun olmazdı. Bir yerle anlaştı mı, bilmiyorum.

Fatih Terim'in başarılarını manşetlere taşıdık. İtalya ligini ulusça izlemeye başladık... Düne kadar İtalyan mallarını protesto ediyorduk. Ne oldu bize, Terim neyi değiştirdi?

ÜK: Biz millet olarak, birisi bizi rahatsız etmeden başarılı olursa onun üzerine atlarız. Çünkü ülke olarak hiçbir başarımız yok.

MS: Bence onun kişisel nitelikleri bizim ataerkil yapımızla örtüştü. Mesela Fazıl Say da dünya çapında ünlü ama çoğumuz adını bile bilmiyoruz.

ÜK: Bir Batı ülkesinde de bir futbol direktörü bir klasik müzikçiden daha çok tanınır. Bu çok doğal bence.

MS: Evet ama ben şunu kastediyorum: Terim, yeri gelince şefkatli bir baba, kimi zaman isyankar bir kahraman. Hem dövüyor hem seviyor. Hareketlerinden konuşmasına müthiş bir karizması var. Bunların yanı sıra Anadolu'dan gelmiş ve düşler şehri İstanbul'da imparator olmuş biri. Elde edilebilecek her başarıyı elde etti. Tüm bunlarda bence Türkiye insanına seslendi. Büyük hayalleri var ve zorluklar karşısında yılmıyor. Bu noktada bizden çok ayrılıyor; çünkü biz zorluklar karşısında hemen yılarız. Atatürk'ün "Türk milleti zekidir, çalışkandır" sözünü Terim somutlaştırmış oldu.

ÜK: İnsanların Nutuk'taki bu sözün somutlaşmasına ihtiyaç duyduğunu hiç sanmıyorum. Zaten elimizde herkesin Terim hakkında ne düşündüğüne ilişkin bilgi yok. Biz basın gaza geldiğinde tüm memleket gaza geldi sanıyoruz.

Peki neden İtalya ligini izliyoruz?

ÜK: Elimizden maç seyretme özgürlüğümüz alındı. Her yer şifreli. Ayrıca Terim milyonlarca insanın her an ilgilendiği bir alanda başarı kazandı, bu yüzden ona duyulan ilgi hiç anormal değil.

MS: Ama Mustafa Denizli de karizmatik bir lider.

ÜK: Fatih Terim daha popüler çünkü başarılı oldu. İtalya'da beş maç başarısız olsaydı ve yönetim tarafından görevden alınsaydı, bu ilgi olur muydu?

MS: Kabul, ama Terim'in başarısı garantili bir başarıydı. Bana bu bir futbol olayıdır, Terim de başarılı bir futbol adamıdır, tüm ilgi de bundandır, demek biraz eksik geliyor.

BİLGE DOĞULU BATIYI FETHETTİ
ÜK: Fatih Terim, ilk kez Avrupa takımlarıyla başa baş oynayan bir takım yarattı. Bunu o yarattı, GS yönetimi de zekice davranıp bunu ona sağladı. Sonunda Avrupa takımlarını yenmemiz doğal hale geldi ve UEFA Kupası kazanıldı. Kahraman olarak da o gözüktü. İtalya'da da başarılı oldu. Bu en önemlisiydi, çünkü Türk milletinin bir asırdır en büyük amacı Batılılar nezdinde başarılı olmaktır.

Fatih Terim'i bir ayna gibi tutup Türkiye'ye bakarsak, mesela AB tartışmaları, ona ilgimizi arttırdı mı?

ÜK: O bizim aynamız olamaz. Çünkü o, Türk milletinden farklı olarak, bir iş için gerekenleri yapan biri. Bizim temel eksiğimiz budur. Emek göstermeden, ayrıntıları gözetmeden sonuç isteriz. Bu karşıdan karşıya geçmekten yemek yemeye kadar böyle. Oysa o tam tersi, gerekenleri birer birer yerine getiren biri. Bu noktada ben Terim'i ideal bir Doğu-Batı sentezi olarak görüyorum. Mesela bir Batılı, GS'li futbolcuları bu kadar başarılı yapamazdı. Ama Batılılar'dan bir şeyler almak gerekiyordu. O bunları çok iyi kavradı. Onun için 'gerekeni öğrenmiş bir Doğulu' diyebilirim.

DEMİREL FUTBOL FİLOZOFU
MS: Ama tam da bu yüzden Türk toplumunun dışında değil, tam göbeğinde biri. Hep verilen örnektir; o ayakkabısının arkasına basarak dolaşmış biri. Onun Batı'yı, Batılı zihniyeti öğrenmesinde sanırım Piontek'le çalışması etkili oldu. Yabancı dil öğrendi, işiyle ilgili teknik bilgiler aldı. Senin dediğin gibi GS'yi bir yabancı teknik direktör başarılı kılamazdı, nitekim Piontek çok başarısızdı. Bu Piontek'in başarısızlığından değil, Türkiye'nin Avrupa'dan farklı olmasından kaynaklandı. Fatih'in başarısında o dönem Olimpiyat milli takımını çalıştırıyor olması da etkili oldu. Bugünün yıldız futbolcuları o zaman yeniydi ve başlarında Terim vardı. O bunlarla milli takımda devam etti, bir kısmı da GS'deydi. Futbolcular onu benimsediler. Piontek'in yerine gelince milli takıma sihirli değnek değmiş gibi oldu. Çünkü futbolcuları gözlerinden okuyabiliyordu.

ÜK: O dönem Almanya'da yaşayan Türkler'in de futbola etkisi vardı. Ayrıca Derwall'in etkileri görülüyordu. Bunlar bize Batı'dan bir zihniyet getirdi. Fatih bunları çok güzel gördü ve kullandı.

Yani Fatih Terim Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Oğuz Atay'ın, Orhan Pamuk'un kafa yorduğu o Doğu-Batı sentezini gerçekleştirmiş biri mi?

ÜK: Tabii ki bunu yapan tek insan değil. Metin Türel, Yılmaz Vural gibi babacan, futbolcularını kendine bağlayan başka hocalar da var. Ama Terim farklı, bu kesin! Örneğin, GS'den ayrıldığında Suat ona bir mektup yazmıştı. İnanılmaz güzel bir mektuptu. İnanıyorum ki, Suat Fatih'le tanışmadan önce öyle bir metni kaleme alamazdı. İçinde çok felsefi sözler vardı. Tüm futbolcuları kontrolü altına alabilmeyi başarmıştı.

MS: Fatih futbolcuların her şeyi ile ilgilenirdi. "GS'li futbolcular bundan sonra 'eee' diye değil düzgün konuşacaklar" bile demişti.

Terim'in farkı nereden geliyor?

ÜK: Düne kadar Avrupa ile yapmış olduğumuz maçlarda hep yenilir ve sorumlu olarak da hakemi tutardık. Karşımızda hep bir Haçlı seferi vardı! Aslında biz çok başarılıydık ama hakkımız yenirdi. Bunu ilk bir Macaristan maçında fark ettim. 2-0 mağluptuk ve son 15 dakikada uğraşıp didinerek skoru 2-2 yapmıştık. Oysa hep 90'ıncı dakikada koşmanın ne alemi var derdik. İşte bu zorluklar karşısında yılmamaktır. Terim tam da böyle biri.

Evet, çok başarılı, karizmatik, hattâ yakışıklı ve konusu da futbol. Ama peşinden koşmamızın, İtalya'yı ikinci memleket ilan etmemizin arkasında başka bir şey daha olmalı. 'Çalışan kazanır' modeline duyduğumuz ihtiyaç olabilir mi? Malum, bizde hamili yakinimdir kartı işliyor...

ÜK: Hangi memleket, bu kadar ilgi duyduğu alanda başarılı olan bir insanına sahip çıkmaz? Hele hele bizim gibi ergenlik çağını bitirmemiş, kompleksli bir toplumda bunun abartılması çok doğal.

MS: İnsanlarımızın yüzde 70'i gecekonduda oturuyor ve her türlü sorunla iç içeler. Rahatlamaya, deşarj olmaya ihtiyaçları var. Özellikle de var olduklarını hissetmeye... Taraftarlık, futbol burada yardıma koşuyor. Çünkü insanlar farklı sınıflardan da olsa, bunun altında buluşabiliyorlar. Parası olmadığı halde stada giden insanlar var, sırf o havayı koklamak için. Başka seçenekleri yok. Efes Pilsen de aynı ayarda başarılı oldu ama GS'nin etkisini göstermedi.

Terim başarısız olursa ne olur?

ÜK: Her şeyi yapmanıza rağmen, futbolda başarısız olabilirsiniz. O yuvarlak şey kaleye girmeyebilir.

MS: Futbolda 'Dün yoktur, bugün vardır' diye bir söz vardır. Bu 'Dün dündür, bugün bugün'e çok benziyor. Anında unutulur. Çünkü başarı düne aittir.

Buket Aşçı

buket_asci@hotmail.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır