Fransa'nın ünlü modacısı diye takdim edilen Jean Luc Amsler'le görüşmeye gittiğimizde bizi, yani İstanbul'u tanıdığını öğrendik.

YABANİ İMAJ
Fransa'daki bir röportajında İstanbul'dayken gözaltına alındığını anlatan Amsler, bundan bahsetmedi ama kariyerine nasıl başladığını anlattı: "Yeşilköy'de bir atölyede çizim yapıp kalıp çıkarıyordum. Fabrikadaki şartlara hiç alışık değildim. İlk defa ülkemden uzaktaydım. İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliği karşısında ezilmiştim. Atölyenin sahipleri Deniz ve Gündüz Gürün adında bir karı-kocaydı. Eğer Sabah çok okunan bir gazeteyse onları bulmak istiyorum. Ben İstanbul'da yabani bir imaj edindim o zamanlar. Hiç tanımadığım bir kültürdü ve ben oyunun kurallarını hiç bilmiyordum."

SEKSİ PARFÜM
Peki Amsler Fransa'da nasıl bu kadar ün sahibi oldu? "Paris'e döndüğümde işin teknik kısımlarını kavramıştım. Bilgi yönünden zenginleşmiş, kendime güvenim artmıştı... Çok çalıştım." Enerjisi sayesinde bugünlere geldiğini söyleyen modacının tarzını iki kelime ile özetlersek 'transparan ve pırıltılı' demek doğru olur. Daha çok parti kadınlarına hitap ediyor. Ama yarattığı kıyafetlerin gündüz de giyilmesini istiyor. Bunun Türk kadınları için zor olduğunun farkında. Bu yüzden yeni çıkardığı parfümüne güveniyor... Jean Luc Amsler, kendi adını verdiği parfümle dünya üzerindeki tüm kadınlara ve erkeklere 'dokunmayı' tasarlıyor. Parfümün erkek ve kadın versiyonu birbirine benziyor. Ama her iki koku da bilinenlerden çok farklı. Şişesi bile başaşağı duruyor. Jean Luc Amsler parfümünü "seksi, çarpıcı ve farklı" olarak yorumluyor.

JEAN LUC AMSLER
YSL ve Courreges için taslaklar çizdi.

İki yıl süresince Jean-Louis Scherrer'in stilist asistanlığını yaptı.

Christian Dior, Cartier, Thierry Mugler için serbest sanat yönetmenliği yaptı.

Daniel Hechter öncülüğünde Fransız Hazırgiyim Federasyonu tarafından düzenlenen bir yarışmayı kazanmasının ardından kendi koleksiyonu üzerinde çalışmaya başladı.

Sibel Arna