MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından resmi konutuna yapılan davete şu isimler çağrılıydı: SABAH Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Hürriyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin, Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila ve Star Ankara Temsilcisi Esen Ünür.
Konuyu az çok tahmin edebiliyorduk. MİT'in iki numaralı ismi ve Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay'ın Washington'daki Türkiye Büyükelçiliğine Hukuk Müşaviri olarak atanması Ankara'da çeşitli söylentilere yol açmıştı. Atasagun muhtemelen bu konudaki sis perdesini kaldırmak istiyordu.
İlk sürpriz bizleri kapıda karşıladı. Ekim ayında MİT bünyesinde yapılan bir değişiklikle Basın Müşavirliği'ne getirilen Cem Koca ve Mikdat Alpay da oradaydı. Üst kattan gelen Latin müziği eşliğinde üç saat kadar süren sohbet başladı.
İkinci ve daha büyük sürpriz ise sohbetin ortalarına doğru geldi. Atasagun ve Alpay'ın birbirinden önemli açıklamaları başlayınca "Bunları size atfen yazabilir miyiz?" diye sorma gereği duyduk.
Yanıt bir gizli servis başkanının ağzından pek duyulmadığı için şaşırtıcıydı: "İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz." Ve bir iki noktada "güvenlik gerekçesiyle" yazılmaması rica edilen bölümler dışında ortaya okuduğunuz açıklamalar çıktı. Atasagun ve Alpay'ın, Washington kararnamesinin yanı sıra, PKK ve irtica ile mücadele ve Kürtçe TV konusunda söyledikleri yeterince açık.
Evet, Apo'yu getirenler de onlar olmuştu, asılmaması için hükümet nezdinde lobi yapanlar da.
Şimdi "Apo'yu nasıl kullanıyorsak, Kürtçe'yi de ülke çıkarları için kullanırız" diyen de onlar. "Cami cemaatini şeriatçılardan ayıralım, kaybediyoruz" uyarısında da onlar bulunuyor.