F.Bahçe nerede oynarsa oynasın, eğer bir G.Saray maçına çıkıyorsa bunu kazanmak için oynar. Muhakkak ki, bu maça da böyle planlarla çıktı. Ama plan daha çok defansif manadaydı. Sadece üç forvet adamı vardı takımda. Kalanı defans oyuncularıydı.
Ve F.Bahçe'nin bir gerçeği daha ortaya çıktı: Bütün oyuncuları ayağına topu aldıkları vakit yavaş hareket ediyor. Tabii, defans adamı oldukları için de daha çok topu ileriye vurarak defanslarını rahatlatmak istediler. Çünkü bu tip oyuncular topu iyi kullanamıyor. Peki bunlar, ilerdeki adamlara topu taşıyacak, topu oyuna sokacak, defans ile forvet arasındaki boşluğu dolduracak adamlar mı? Hayır o da değil.
Kendi yerlerini korumaya çalıştılar sadece. Topu ileri vurup, "Defans görevimi yaptım" demekle olmaz bu işler. Böylece büyük boşluk doğdu. Hakimiyeti rakibine verdi. Oysa kaliteli defans adamı, topu kestiği vakit oyuna sokmasıyla, hücuma katılmasıyla rakibi üstünde etkili olabilir.
Oyun kuramıyor F.Bahçe. Bu, o kadar belli ki Rüştü bile talimatla topu ileriye vuruyor. "Takım arkadaşıma versem, top nasılsa hemen geri gelecek. Bari vurayım da geç gelsin" dercesine...
Bu nedenle Andersson'a top gelmedi. Baliç&Rapajç yakın markajı sevmeyen oyuncular. Baliç, hatta boş saha bulursa deparını atabiliyor. Bu arada Baliç'te düzelme var, bu F.Bahçe adına sevindirici.
Dikkat edin, F.Bahçe güçlü takımlara karşı bocaladı. G.Antep'te kaybetti, Trabzon'u yendi, G.Saray'la berabere kaldı. 9 puanlık seride 5 puan kaybetti.
Orta sahaya topu kullanan oyuncuları monte ederse, F.Bahçe daha iyi olabilir. Onu da Denizli yapacak. Çünkü futbolcuları o aldı. Alırken gördü mü, görmedi mi, tavsiye üzerine mi aldı, bilemem.
F.Bahçe orta sahasında mücadele edecek adam yok. Denizli de belki onun için defans adamı koyuyor, mücadele etsinler diye. O zaman da transferi de, takımı da yanlış demektir. G.Saray'a oranla kondisyon olarak da eksikti Fener. Sahada tek savaşan vardı, Johnson.
Sahaya atılan yanıcı maddelerden ötürü maçın durması, G.Saray'ın hızını ve konsantrasyonunu bozdu. Peki bu meşaleleri içeri kim sokuyor? İyilik meleği büyük kulüp idarecileri var ya onlar. Federasyon bir âlem, polis de bir şey görmez. Bu gidişle işler tehlikeli boyutlara ulaşacak.