Sen Türküler Söyle adlı ilk solo albümüyle çıkış yaparak, türkü denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Yavuz Bingöl, "Üşüdüm Biraz" isimli albümü ile dikkatleri üzerine çekiyor. Bingöl, yeni kasetinde halk türkülerinin yanı sıra kendi şarkılarına da ağırlık veriyor. Anadolu halkının sevgilerini, açılarını ve sevdalarını yansıtan türküleri kendine has üslubuyla yorumlayan Yavuz Bingöl ile türküleri, yaşadıkları ve annesi Aşık Şahsenem Bacı üzerine konuştuk.
* "Sen Türküler Söyle" isimli albümünüzden sonra Türkiye pek ilgi duymayan gençler bile türkü dinlemeye başladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Katılıyorum, çünkü birçok insan hep aynı şeyi dile getiriyor. Benim müziğimin gidişatını belirleyen onların olumlu- olumsuz eleştirileridir. Aslında türkü bu coğrafyada, bu topraklarda hep vardı. Ama ifade ediş biçimlerimde farklılık var. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
* Sizin yoğurt yiyişinizdeki farklılık nedir?
Ben annemden öğrendiklerimi yansıtıyorum. O da Ruhi Su'dan, Pir Sultan Abdal'dan öğrenmiş. Herkes benim kadar şanslı değil. Annem ozan olduğu için ozanlık geleneğini öğrendim. Sonra Batı konservatuvarı eğitimi aldım. İşin mutfağına girip gazinolarda, düğünlerde çaldım. Sonra yedi yıl boyunca grup çalışması yaptım. Aslında Yavuz Bingöl, 23 yıldır bu işin içinde, 10 yıldır profesyonelce yapıyor, ama 5 yıldır tanınıyor.
* Konservatuvarı neden bıraktınız?
12 Eylül öncesine denk geliyor benim okul yıllarım. O dönemlerde okumak zordu. Siyasi politik hareketliliğin ve kardeş kanının akıtıldığı dönemdi. Bir de babamla annem yeni ayrılmıştı benim çalışmam aileme katkıda bulunmam gerekiyordu.
* Annenizle birlikte bir çalışma yapmayı düşünmüyor musunuz?
Hayır. Ben annemin kendine ait bir kasetinin olmasını istiyorum. Ama içinde bir-iki türküye de ben eşlik edebilirim. Birlikte bir klip çekebilirdik. Belki Sony müzikle annemin albümünü yapıp ben de içinde konuk sanatçı olabilirim.
* Çıkış yaptığınız kasetten önce başka kasetler de yapmışsınız onlar neden tutmadı?
Onlar grup kasetleriydi. Protest müzik yaptığım dönemdi. Nerde hata yaptığımıza gelince, Türk halkı çok önemli üç büyük darbe gördü bu nedenle biraz siyasetten uzak duruyor, örgüt kelimesinden bile ürküyor insanlar. Oysa Avrupa'da örgütsüz hiçbir insan yok. Mutlaka bir dernekle, bir sendika ve kitle örgütleriyle ilişki içindeler.
* Sanatçının toplumdaki yeri ne olmalı?
Biz türküleri siyasallaştırmasak bile türkünün başlı başına bir muhalif yanı var zaten. Türkü söyle yeter.
* Yeni kasetinizden bahsedelim biraz...
Bu kaset "sitemdir" albümünün bir devamı. Bundaki farklılık; biraz daha kendi şarkıllarımın fazlalığı. Bunun da eleştirisini hemen aldım. "Neden eski türküler az" diyorlar. Bundan sonra bir denge kuracağım. Ben ısmarlama türküler yapmıyorum. Kendi kasetimi kendim yönetiyorum kendi kapasitemi yansıtmaya çalışıyorum. Bunu yansıtırsanız dinleyici sizi ve yaptıklarınızı samimi buluyor. Beni etkilemeyen hiçbir şarkıyı koymam kasetime.
Keşke bana zaman ayıracak, beni biraz çalıştıracak bir yönetmen olsa da biraz yeteneğim varsa sinemada oynasam. Dizi teklifi çok aldım ama ben sinema yapmak istiyorum.
* Sony Müzik'e geçme nedenlerinizden biri de dünyaya açılma değil mi?
Dünyaya açılmak zor. Birileriyle düet yaparak olmuyor bu işler. Pop müziğini dünya çok iyi biliyor, benim yaptığım tür etnik olduğu ve sesimin renginden dolayı kendimi daha şanslı görüyorum. Dünya insanın ilgisini daha çabuk çekebilirim. Belki 3. kasette olabilir.
* Unesco ile ilgili bazı çalışmalarınız var..
Türkiye'de bir tane Unesco barış elçisi var o da Zülfü Livaneli. Bu tüm sanatçıların hayalidir. Zülfü Livaneli bir süre sonra yerini başkasına devredecektir. O kişi de ben olmak istiyorum.
*Son olarak merak edilen soruyu sormak istiyorum bıyıklarınızı neden kestiniz?
Bir trafik kazasında airbag patladı ve dudaklarım yaralandı. Tedavi için kesmem gerekiyordu.
AYSUN ÖZ