|
'Mesih olduğunu kanıtla'
Hıristiyan dininin önde gelen isimleri ve Vatikan, mesih olduğunu öne sürenlerin bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini söylüyor
Kapatılan Refah Partisi eski milletvekili Hasan Mezarcı'nın kendisini "Mesih" ilan etmesinden sonra Hıristiyan dininin önde gelen isimleriyle görüştük. Açıklamalarıyla Mezarcı'ya adeta "meydan okuyan" Vatikan basın bürosu yetkilileri, bu tip bir iddiayla ortaya çıkan birinin, Mesih olduğunu kanıtlaması gerektiğini vurguluyor.
ÖNCE İNCELEME YAPILIR
Katolikler'in ruhani lideri Papa 2'nci Jean Paul'ün bir anlamda sözcüsü de sayılan Vatikan basın bürosu yetkilileri, bu tip olayları ciddiye almadıklarını belirtti.
Vatikan'ın üst düzey, en eski ve en deneyimli kardinallerinden oluşan basın bürosu yetkilileri, "Kendisinin Mesih olduğunu iddia edenler, öncelikle çıkıp bunu kanıtlasınlar" şeklinde konuştu. Kardinaller, mucize, kutsal kişilerin görünmesi, mucizevi iyileşmeler gibi konuların da büyük bir dikkatle, özel olarak oluşturulan komisyonlar tarafından yıllarca incelediğini de sözlerine eklediler.
ESKİDEN OLSA...
Tarih boyunca ortaya çıkıp kendisini Mesih ilan edenler, Engizisyon mahkemeleri döneminde işkenceye uğruyor ve yakılıyordu. Ancak bugün, "Mesih'lere" Vatikan hafif bir gülümseme ile yaklaşıyor. Kardinaller, Mezarcı'nın kendisini Mesih ilan etmesi konusunda "Bir tek mesih var. Bir tek kurtarıcı var. Bugünkü kurtuluşumuzu bize veren İsa'dır" şeklinde konuşuyor.
Daha önce de Papa 2'inci Jean Paul'e suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca'nın da tıpkı Mezarcı gibi Mesih olduğunu iddia ettiğini hatırlattğımızda, Vatikan basın bürosu yetkilileri, "Ağca ya da Mezarcı fark etmez. "Mesih" olduğunu iddia edenlerin bunu kanıtlaması gerekiyor. Ortaya çıksın, bunu kanıtlasın, bu dünyada bir şeyler kurtarsın. Hz. İsa bunu yaptı. O Dünya'nın kurtarıcısıydı ve bunu gösterdi. 'Mesih'im' diyen de çıksın kanıtlasın" dedi. Mezarcı, Almanya'nın Berlin kentinde yaşadığı için bu konunun Berlin Piskoposluğu'nun konusu olduğunu belirtti.
MEZARCI DELİ OLMALI
Vatikan'ın Berlin Piskoposluğu yetkilileri ise Hasan Mezarcı'nın kendisini "Mesih" ilan etmesinden habersiz olduklarını, zaman zaman bazı "delilerin" kendilerine başvurduğunu belirtti.
Piskoposluk adına konuşan Andreas Herzig "Aslında Piskoposluğa değil bir doktora ihtiyacı olan pek çok insan bize telefon ediyor. Aralarında 'Ben İsa'yım' diye arayanlar da oldu. Bunları ciddiye almamız mümkün değil. Elbette kim olduklarını, müridleri olup olmadığını, nerede faaliyet gösterdiklerini araştırıp, bu konularda ve bu kişiler hakkında bilgi topluyoruz. Hasan Mezarcı adını ise hiç duymadım. Sıradan bir deli olmalı" dedi.
Berlin Piskoposluğu yetkilisi Herzig, Hasan Mezarcı'nın başvurması halinde, kendisi hakkında gerekli bilgilerin toplanıp Vatikan'a iletilebileceğini sözlerine ekledi. Herzig, bu olayın ciddiyetine kesinlikle inanmadığını da belirtti. Piskoposluk yetkilisi son olarak "Bize başvursalar bile fark etmez, biz kendilerine bir doktora ihtiyaçları olduğunu söylüyoruz" dedi.
SARI SAÇLARIN SIRRI
AraŞtIrmacI-Yazar Aytunç Altındal, milyonlarca insanın ölümüne neden olan Adolf Hitler'in yaptırdığı 'Alman Hıristiyanlığı İncil'inde Hz.İsa'nın sarı saçlı, mavi gözlü bir Alman olarak tanıtıldığını, Mezarcı'nın da bu tanımlamadan esinlendiğini söyledi. Altındal "Bilinmeyen Hitler" adlı kitabında Almanya'da kendini mesih ilan etme geleneğinin ne kadar yaygın olduğunu da şöyle aktarıyor..
ALMAN GELENEĞİ
"Alman köylülerini manevi alanda en derinden etkileyen batıl inanç türü 'Auto-Teism' diye bilinen bir akımdı. Bu bir tür ruh hastalığıydı ve kişinin kendini Tanrı veya çok kutsal bir din adamı olduğuna inandırmasıyla başlıyordu. Çünkü Almanlar Auto-Teism geleneğine alışkındı. Alman tıp kayıtlarına göre kendini Tanrı sanma olayının en uç örneği 1614 yılında, 30 Yıl Savaşlarının başlamasından 4 yıl önce Ezechiel Meth adlı bir kişide görülendir. Meth kendisini Tanrı ve onun sanal melekleriyle özdeşleştirmiş ve çevresine binlerce köylüyü toplayabilmişti.(...)Adolf Hitler de tıpkı Meth gibi az eğitim görmüştü ve o da konuşurken kendinden (ekstaz) geçme belirtileri gösterirdi. 1920'lerde Hitler'in öğrenimini tamamlayamamış olması halkın gözünde bir kayıp değil aksine kazançtı. Halkın büyük çoğunluğunun gözünde cahil bir adamın doğru sözler söylüyor olması Auto-Teistik kehanet gücünün bulunduğunun en somut kanıtıydı.Nitekim Hitler de bu özelliği sonuna kadar istismar etmiş, kendinden geçerek ve ağlayarak attığı nutuklarla milyonlarca Alman'ı büyüleyerek kendisine bağlayabilmişti."
Bülent GÜNAL-Yasemin TAŞKIN
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|