Kendisine değer veren insan "linç"e katılmaz.
Hukuka saygı duyar.
İçinde çok farklı sebeplerle beslediği kişisel öfkeyi, o öfkenin hedefi olmayan insanlara yönlendirmez.
Linçe katılıp katılmamak bir uygarlık ölçütüdür.
Buna karşılık, lumpen kültürlerin esiri olmuş insanlar, bir linç ortamı bulduklarında, hiç düşünmeden "vuranların" arasına sızarlar.
Çünkü normal yollardan boşaltamadıkları ve gemleyemedikleri "lumpen enerji"yi boşaltma ihtiyacındadırlar.
Onlar için enerjinin boşaltılması önemlidir, nasıl ve kime karşı boşaltıldığı, sonuçta ne kadar tehlikeli ve çirkin bir atmosfer yaratıldığı onların sorunu değildir.
Ve en önemlisi, lumpenler, yaratılan linç ortamının hangi siyasi odaklara hizmet ettiğinin de farkında olamazlar.
Hizbullah'ların, sözde "devrimci" cinayet çetelerinin, mafyaların ve gerici odakların bu linç ortamından nasıl lezzet aldıklarını hesap edemezler.
Sonuçta, "Atatürkçülüğün" ve Atatürk Cumhuriyeti'nin çatırdatılmaya çalışıldığının hesabını yapamazlar.
Son olaylardan bir örnekle meseleyi somutlaştırayım:
Egebank kahramanı Murat Demirel'in çevresinde öyle bir linç ortamı yaratıldı ve Murat Demirel'in vereceği ifadelere öyle güçlü anlamlar yüklenmeye başlandı ki...
Murat Demirel şu atmosferde, isterse, Türkiye'nin en temiz insanlarını bile cayır cayır yakabilir.
Murat Demirel, "Bütün işlerimi filanca falanca ile birlikte çevirdim. Falancaya şu kadar para gönderdim, filancaya şu kadar para verdim" deyiverse, bu linç lumpenleri gözü dönmüş boğalar gibi o ifadelerin üzerine atlamayacaklar mı?
Elbet, "gerçek" zamanla aydınlığa çıkacaktır.
Ama bu arada tertemiz insanların rezil olmasına, onur ve itibarlarının yerlebir olmasına sebebiyet verebilecek bir linç ortamı, neden yaratılmış olsun?
Böyle bir varsayım hiçbir zaman gelişmeyebilir.
Ama bu örnek, ortamın tehlikesini göstermeye yeter de artar bile...
Bu ortamın acaba kime yarar var?
Ekmeğinin ve maddi manevi sorunlarının peşinde yaşam mücadelesini yürüten milyonlarca insana bir yararı yok...
Sadece linç lumpenlerine yararı var...
Çünkü linçe katılınca, kendilerini "adam" zannediyorlar.
Sağduyu ve akıl ortamlarının, onları "adam" yerine koymadığıni çok iyi biliyorlar.
Bu ortamın ayrıca da, demokrasi yolunda zaten sancılar çeken laik cumhuriyet rejimine diş bileyenlere yararı var...
Sağduyulu vatandaşlar, gelişmeler karşısında ellerini oğuşturan mürtecileri ibretle izlemeye devam ediyor.
Linç mimarları ve linç lumpenleri bilin ki nefretle izleniyor...