kapat

10.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Alem yıkıcıdır, yoktur yapıcı..

Aşık lafına böyle başlamış.. Bugünlere gözü değseydi "Kimi kuaför olmuş kimi modacı.." diye devam eder, sazını tıngırdata tıngırdata giderdi.. Dinleyen de lafından mana çıkartıp ister aklına yazar, ister tahta kaşık yapardı..

Güzel Allah'ım elinde sopa gezdirmez.. Ayrıca kulları ile muhatap olmaz ki aykırı gidenin kafasına sopayı ekleştirsin.. Bunları yapmadığından sebepler halk eder.. O sebepler sayesinde azıtan kullarının hakkından gelir..

Kadın kısmı hem azmaya müsait olduğundan hem de erkek milletini azdırdığından Allah da onların başına modacılarla kuaförleri bela etmiştir..

Nitekim modacı kısmı, özellikle de zengince bir kadını eline geçirdiğinde onu "dişisine fikrini bozan" erkek tavuskuşuna benzetmeden bırakmaz.. Orasını burasını nakış nakış işler..

Sonra iki üç adım geriye çekilip, uzaktan şöyle bir "Olmuş mu?" diye bakar.. Elinde kalan son tüyü de bir yerlerine taktıktan sonra serbest bırakır ki kadın sokaklarda gezip, milleti kendine güldürsün..

***

Kuaför kısmı daha da insafsızdır.. Neden derseniz, modacı kısmı iyi kötü kadına bir kıyafet giydirir.. Yakışmasa da "yenidir" diye sevindirir.. Kuaför milletinin görevi ise ayağına kadar güle oynaya gelen kadınları doğduklarına pişman etmektir..

"Nereden biliyorsun? Kuaförler Derneği'ne mi kayıtlısın?" diye sual edecek olursanız, hemen arzedeyim..

Kararlılık tatbikatı..
Bir kızkardeşle birlikte büyüdüm.. Başımdan bir evlilik geçti.. Bir kızım var.. Yakın uzak birçok kız arkadaşım var.. Tabiatım icabı hepsinin hallerini gözlerim.. Özellikle de kuaförlerle olan ilişkilerini çok merak ederim..

Son olarak böyle bir gözlem daha yapma fırsatım oldu..

Tarım ilacı içip intihara kalkışmasından korktuğum için adını vermiyorum.. Çok yakınımda olan biri, konuşma sırasında lafı açıldı;

- "Yarın kuaföre gidiyorum.. Saçlarımı biraz ucundan kestireceğim.." dedi..

Kuaför milletinin, önüne oturttuğu bir kadına savaş esiri muamelesi yaptığını bildiğimden "Aman haaa!" çektim.. "Gitme, bak sonra çok üzülürsün.."

- "Yok canım.." dedi.. "Uçlarından biraz kırktıracağım.. Uçları kırılıyor da.."

Tecrübemle bilirim ki kadın milleti, işi kafasında bu noktaya getirmişse olayın dönüşü yoktur..

Çünkü son bir iki ay içinde kendisine aynadan en az otuz, kırk saat bakmıştır.. Saçını oradan toplayıp buraya katmış, kulağın üzerine çıkarmış, öne dökmüş, tepeden kabartmıştır..

Yaptığı aynalı tatbikatlar sırasında bilinen bütün renkleri sanal olarak kafasında denemiş, sonunda;

- "Ben kuaförden çıktığımda dünyanın en dayanılmaz kadınlarından biri olacağım, iyi ki bunları akıl ettim.." noktasına ulaşmıştır..

Artık o saatten sonra, Diyarbakır'dan kırk elli korucu getirip kuaför dükkanını kuşatsanız, içeri girmeye çalıştığında üzerine taciz ateşi açsanız, durduramazsınız..

Sürünür, tünel kazar, yine içeri girer..

***

Bereket, erkek milleti olarak böyle bir derdimiz yok.. Hilkatten saç konusunda eksikli yaratılmışız.. Gerçi istisnalar yok değil.. Temsil arkadaşım Alinur Velidedeoğlu..

Saçları son Mohikan'ın saçları gibi sırtına kadar iner ama o dahi berberdi, kuafördü uğraşmaz.. Saçlarını arkadan toplayıp, at kuyruğu şeklinde salar ki birgünden birgüne özenip kurdela dahi bağladığı görülmemiştir..

Demek ki saçla oynamak kadınlara merak veren bir iş.. Zaten berber milleti de bunu bildiğinden erkeğin üzerine üzerine gitmez.. "Şöyle yapalım, böyle keselim.." demez..

Kadın ise belli bir yaşa ulaştıktan itibaren gözünü kendi saçından ayıramaz..

Bu çark ters döner..
Şahsen gözledim, kız kardeşim ergenlik çağına girmişti.. Akşamları aynı masada ders çalışırdık..

Onun oturduğu yerin karşısında ayna asılıydı.. Tam dört sene her gece, gözünü kırpmadan aynadan saçlarına baktı.. O devirler öyle adım başı kuaför de yok..

Kızlar saçlarını kendi yaparlardı.. Bunların bir de aykırı huyu var.. Saçı düz olan ille kıvırcık yapacak, yaradılıştan kıvırcık olan da ille düzeltecek..

Halbuki herkes kendi doğasına uygun gezse bu kadar eziyet çekmezler.. Kimi bigudi ile sarar.. Bigudi bulamayan mukavaları yuvarlak yapıp saçına dolar..

Akşam yatma vakti geldi mi her evin içinde nisa taifesinden "ziyaret ağacı" gibi gezinen bir iki kişi olur..

"Haşıl parasından bulgur kaynattık, mangal maşasından saçımızı kıvrattık, ustamızın düğünün de kızları oynattık.." türküsünden ilham alıp, maşa kızdıranları, ısıyı ayarlayamadığı için saçını yakanları da bilirim..

***

Gelelim benim adını vermediğim yakınıma..

Sırtının ortasına kadar gelen kızıla yakın saçları vardı ki Rambrant'ın tablosundan fırlamış gibi duruyordu.. Kuaföre gitti.. Ben diyeyim kuaföre gitti, siz deyin Kırk Haramiler'in mağarasını bulup "Açıl susam açıl.." diyerekten içeri girdi..

Çünkü o günden itibaren kızcağız sır oldu.. Kara vicdanlı kuaför artık buna ne yaptıysa! Sokağa çıkamıyor..

Belli ki şuradan biraz, buradan biraz, deyip kızcağızın saçlarını ele gelmeyecek hale getirdi.. Belki de kalanını önden yandan kabartıp, kafasını sap arabasına çevirdi..

İnsan içine çıkmıyor ama telefonda konuşabiliyor..

İki kez daha gitmiş aynı kuaföre.. Son iki gidişin sebebi başka.. Birincisinde hasar tesbiti yapmışlardır.. İkincisinde de enkazı kaldırma tatbikatı..

Sonunda saçı ekin değmiş keçeye döndüğünden kendini bir yerlere kapatmış.. Çileye girmiş derviş gibi insandan uzak duruyor.. Bekliyor ki saçları uzayıp, eski haline dönsün..

Psikolojisi mi? Çok bozuk.. Bergama'da tek kişilik hücreye kapatılan Nuri Ergin'den beter hallerde.. Biri görüp de "Aaaa! Saçlarına ne yaptın?" dese, mazallah onu mermi manyağı yapar..

Kıssadan hisse: Küp üstünde pastırma, kız zülüfün kestirme..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır