kapat

10.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Cahilliğinizi törpüleyin!

Bir varmış bir yokmuş... Bir ülke varmış... Bir de Mustafa varmış. Ülke büyükmüş, adı Osmanlı İmparatorluğu imiş. İmparatorluk kötü yönetilmiş. Dünya savaşında yenilmiş. Yok olmuş. Mustafa o sırada sadece 13 yaşındaymış.

Mustafa büyümüş...

Komutan olmuş....

Mustafa Samsun'a çıkmış...

Oradan Erzurum'a geçmiş...

Oradan Ankara'ya ulaşmış...

Kongreler toplamış. Yok olan ülkeyi, sınırları epey daralmış olarak fakat, "bağımsızlık bizim karakterimizdir" diyerek yeniden kurmuş.

Mustafa, meclis toplamış.

"Egemenlik milletindir" demiş.

Bilginler kurulu toplamış...

"En hakiki mürşit ilimdir" demiş.

Dönemin en ünlü filozofu John Dawey'i ülkeye getirtmiş, bir yıl boyunca araştırma yaptırıp, "Bu milleti bir bütün olarak nasıl öğrenmiş insanlar topluluğu haline getirebiliriz?" sorusunun cevabını aramış.

Öğ: Yüksek...

Renmiş: Yükselmiş...

Öğrenmiş: Yükselmiş insan demek.

Cahillik nasıl aşılır ve sadece okumuşlar değil toplumun bütün bireyleri nasıl "yükselmiş insanlar" haline getirilir diye düşünmüş ve John Dawey'in araştırma sonucundan çıkarttığı bilgilerle sormuş:

***

Halka ne lazım? Medeniyet lazım.

Mustafa, halkevlerini kurmuş.

Halka ne lazım? Eğitim...

Mustafa, alfabeyi değiştirmiş.

Köy enstitülerini kurmuş.

Halka ne lazım? Yeni sistem.

Mustafa, cumhuriyeti kurmuş.

Sultanlığı kaldırmış.

Halka ne lazım? Batıya benzemek.

Mustafa, devrimleri yapmış.

Halka ne lazım? Demiryolu lazım. Fakat demiryolu şirketi kuracak, bilgi beceri halkta yok.

Mustafa TCDD'yi kurmuş.

Halka ne lazım? Uçak lazım. Fakat uçak şirketini kuracak para, beceri, bilgi halkta yok.

Mustafa, THY'yi kurmuş.

Halka ne lazım? Banka lazım. Fakat bankayı kuracak para halkta yok.

Mustafa, bankayı devlete kurdurmuş.

Sümerbank, Etibank, Ziraat, İş...

Halka ne lazım? Birlik, beraberlik.

Mustafa, ulus devleti kurmuş. Demiş ki, mademki bu topraklarda yaşayanlar kendilerine Türk'üm, Kürt'üm, Çerkez'im, Laz'ım, Ermeni'yim, Rum'um, Musevi'yim diyorlar. Varsın herkes kendine ne diyorsa onu desin. Türk; Türk'üm diyebilsin. Kürt; Kürt'üm diyebilsin. Ermeni; Ermeni'yim diyebilsin. Ama kimse Türklük davası gütmesin, kimse Kürtlük davası da, Ermenilik davası da gütmesin. Kan milliyetçiliği yaparak ülkeyi bölmesin. Mustafa; "Ne mutlu Türk'üm diyene..." demiş. Ama bunu "Türkler diğerlerinden üstündür" demek için değil, birlik-beraberliğin yapıştırıcısı olsun diye demiş.

Halka ne lazım? Uygarlık lazım.

Mustafa, hedefi göstermiş.

Hedefimiz; çağdaş medeniyet...

Halka ne lazım? Tarih bilinci...

Mustafa, Tarih Kurumu'nu kurmuş.

Halka ne lazım? Temiz bir Türkçe..

Mustafa, Türk Dil Kurumu'nu kurmuş.

Halka ne lazım? Yüksek adalet.

Mustafa, yargı devrimi yapmış.

Halka ne lazım? Kadın-erkek eşitliği... Mustafa, kadına seçme-seçilme hakkını dünyadaki pek çok ülkeden önce getirmiş.

19 Mayıs 1919'da...

Samsun'a çıkmış...

10 Kasım 1938'de...

Dolmabahçe'de ölmüş...

Toplam 18 yıl 4 ay 10 gün içinde...

Özetle söyleyebiliriz:

Mustafa Kemal, şahsiyeti, zekası, liderliği, kültürü, çabası ile Anadolu'da yaşayan insanların sadece sosyal şuurunu değil, kökleri tarihin en eski çağlarına kadar varan şuuraltındaki dinamik güçleri de uyandırdı.

***

Fakat şu habere bakın...

İstanbul Avcılar Belediyesi, Atatürk'ün ölüm yıldönümü olan bugün 10 Kasım'da onun anısına bir "Atatürk evi..." açacakmış. Ve açılışı "leblebi ile rakıların içildiği" bir kokteylle kutlayacakmış.

Afedersiniz, ibişlik...

Rakınız batsın...

Mustafa Kemal'i sadece "rakı ve leblebiyle" anlamaya çalışmak tek kelimeyle ibişlik. Rakı içen bir insan diye Atatürk'ü rakı ile leblebi ile anmak, Atatürk'ü göremeyecek, anlamayacak kadar kör olmak demek. Adalar Rotary Kulübü Başkanı Sami Aji'nin davetlisi olarak önceki gece İTÜ Sosyal Tesisleri'nde babası Kafkas Türk'ü bir Fransız yazarı, kültür ataşesi, tiyatrocu Georges Daniel, "Atatürk ve Kültür..." diye bir konferans verdi. Kültürün Atatürk'ün hayatındaki ve eylemlerindeki yerini belgeleriyle sergiledi.

Georges Daniel dedi ki;

14 yaşından beri okuyor...

Düşünüyor, not alıyor.

Yazıyor, kıyaslayıp bakıyor.

Yabancı dil öğreniyor.

Hep geri kalmışlığı sorguluyor.

Fransız ihtilalini inceliyor.

Mısır medeniyetini araştırıyor.

Eski Yunan medeniyetini....

Kuran'ı ve İslam'ı inceliyor.

Cephede savaşırken bile gece çadırda petrol lambasının ışığında; John Stuart Mill'in "Kadınların Özgürlüğü" adlı kitabını okuyor, notlar alıyor. 26 yaşına geldiği zaman, hem iyi bir asker, hem tarih, siyaset, din, dil, ekonomi bilgilerini aklının süzgecinden geçirerek bir kültür ürünü haline getirebilecek kaliteye ulaşmış bir insan...

O, leblebi ve rakı değil...

Cahilliğinizi törpüleyin...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır