İstanbul 5 No'lu DGM'deki duruşmalara ilk kez katılan Hacı İnan, savunmasında "Hizbullah cemiyeti"nin İran ve Lübnan'da bulunan Hizbullah örgütüyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirterek "Cemiyetimiz, müstakil bir cemaattir. Tarihçesini Kuran'dan aldık. İnsan nesli bulundukça da bu dava devam edecektir" dedi. İnan, ifadesini şöyle sürdürdü: "Biz gafil avlanmadık. Bunları bile bile bu yola koyulduk. Hicret, memleketlerinden çıkarılma, vurma, vurulma. Bunların hepsini biliyorduk. Takiyeye gerek yok. Biz kana susamış değiliz. Biz fazla kan dökmedik. Bizim kanımız döküldü. Fakat, gerekirse kan da dökeriz. Bizim hasımlarımızın dünyayı sevdiği kadar, biz davamız uğruna şahadeti severiz. İslamı yaşamaya ve yaşatmaya kararlıyız. Aynı ideali düşünenler, yapılacakları göze alamadıkları için takiye yapıp 'Biz Hizbullah değiliz' diyorlar. İslam'da kan dökme yoktur diyenler, Kuran'a, Peygamber'e iftira ediyorlar." Devlete savaş açmadıklarını ileri süren İnan, "Biz devlete karşı ciddi bir savaş açmadık. Silahlar toprak altında idi. Devlete silah doğrultmadık. Münferit olaylar hariç. Evet şeriatçıyız. Bu uğurda ne gerekirse de yaparım" dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tahliye taleplerini reddederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. İddianamede sanıklar Hacı İnan, İlyas Kutulman, Abdülsettar Yıldızbakan, Burhan Ekineker, Mehmet Bayram Eren ve Sebahattin Alkan hakkında idam, Enver Kılıçarslan, Abdullah Beldek, Ahmet Kontuk, Salih Kişi ve Benan Kutulman hakkında da 15 ile 22.5'ar yıl ağır hapis cezası isteniyor.

Veli SARIBOĞA