kapat

10.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
banner
Patronlardan AB desteği
Türkiye'nin AB'ye girme konusunda kararlı olduğunu belirten iş dünyası, uyum sürecinde özel sektörün Türk bürokrasisinin arkasında olacağını vurguladı

Avrupa Birliği'n Gümrük Birliği anlaşmasının ardından yeniden tüm yönleri ilebirlikte Türkiye'nin gündemine oturdu. AB'nin hazırladığı Katılım Ortaklığı Belgesi'ni değerlendiren Türk iş dünyası, Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı kadar AB'nin atacağı adımların da önemli olduğunu vurguladı.

AB'nin yaklaşımının, Türkiye'nin bugünkü üniter yapısı, anayasal düzeni ve kültürel kimliklerin ifadesini yasaklayan mevcut yasal düzenlemelerle sınırlı olduğuna işaret edilerek, "Ancak, AB'nin gerek Türk ekonomisinin analizinde, gerekse siyasi dinamiğin kalıcılığı konusunda çok daha rasyonel ve kararlı bir tutum içinde olması gerekir" görüşü yaygın. Türkiye'nin AB'ye dahil olmak konusunda kararlılığını ortaya koyduğunu ve 5 yıldır içinde bulunduğu Gümrük Birliği anlaşması ile bu kararlılığın bedelini yeterince ödediğini düşünen iş dünyası temsilcileri, mali işbirliğinin de katılım ortaklığı hedeflerine uygun bir seviyeye çıkarılması gerektiğini dile getirdiler.

İyi anlatılmalı
Türkiye'nin AB katılım ortaklığı belgesinin topluma iyi anlatılması için gerekli özeni göstermesi gerektiğini vurgulayan iş dünyası temsilcileri, kamu yönetiminin bu konuda şeffaf ve hesap verebilir tutumunu koruması gerektiğine işaret etti.

Kıbrıs ve azınlıklar konularının AB'ye giden yolda Türkiye'yi yavaşlatmaması gerektiğini de dile getiren özel sektör temsilcileri, bu sorunların karşılıklı görüşmeler ve gerçekçi yaklaşımlarla çözülebileceğine inandıklarını dile getirdi. Özel sektörün Türk bürokrasisi ve diplomasisinin arkasında olduğu da vurgulandı.

Mali destek şart / Erkut Yücaoğlu (TÜSİAD)
AB, genişleme politikasına paralel olarak uluslararası alanda Türkiye ile ilgili politikalarda yapıcı ve çözüme yönelik olmalı. Avrupalı'nın Türkiye hakkında doğru bilgi edinmesine öncülük etmeli. Mali işbirliğini katılım ortaklığının hedeflerine uygun bir seyiyeye çıkarılmalı ve fonların tamamını AB'ye uyum sürecine yönelik projelere ayırmalı. Türkiye'nin AB işbirliği programına dahil olması için ilk yıllarda ek mali kolaylıklar geliştirilmeli. Gümrük Birliği'ne geçişte taahhüt edildiği halde verilmeyen fonlar bu destek içine alınmalı.

Türkiye'de de katılım ortaklığı konusunda partiler üstü uzlaşma sağlanmalı. Siyasi ve ekonomik reformlar için siyasi kararlılık devam ettirilmeli. Takvim ve icraat konularında hassas olunmalı. Kısa vadeli yasal düzenlemeler parlementoya acilen getirilmeli. Bu konuda topluma karşı şeffaflık hesap verebilirlik içinde olunmalı. Çalışmalar özel sektörle birlikte yürütülmeli.

Belge gayet dengeli / Şebnem OĞuz (İKV Genel Sekreteri)
Belge gayet dengeli hazırlandı. AB Türkiye'yi üye yapmak konusundaki olumlu düşüncesini ortaya koydu. AB'ye gidiş yolu, bizim için çok da zor bir yol değil. Kıbrıs konusunda ortaya konan şartlar, kısa vadede sorun çözülmezse müzakerelerin açılmayacağı anlamına gelmiyor. Kıbrıs Rum kesiminin katılım ortaklığı belgesinde de aynı şey sözkonusu. Hatta onların kısa vadede uyum sağlamak durumunda oldukları tek kriter de bu. Kıbrıs'la ilgili mesele ayrımcılık olarak algılanmamalı.

2004'te AB'deyiz / İSHAK ALATON (Alarko Holding)
Önümüzdeki yol uzun değil. Tarafların gerçekçi yaklaşımları ile 1 yıl içinde Kıbrıs meselesini hallederiz. Etmemek için hiçbir sebep yok. Ankara, gerçeklerin ışığında deneyimli bürokrat ve diplomatlarıyla soruna çare bulacaktır. 2004 yılında da AB'ye tam üye olacağımızı ümit ediyorum. Özel sektör bütün kurumları ile Türk bürokrasisi ve diplomasisinin arkasında olacak. Aksi bir düşüncenin bulunduğunu zannetmiyorum.

Kıbrıs bahane olmasın / MUHARREM YILMAZ (TÜGİAD)
Türkiye'nin AB yolunda ortaya koyması gerekenleri AB kriterleri olarak görmemek lazım. Ekonomik programla Türkiye AB yolunda önemli bir adım attı. Katılım ortaklığı belgesi bizi biraz daha disipline edecek. Siyasilere düşen görev, bugüne kadar yapılan çalışmaları kurumsallaştırmak olmalı. Sivil toplum örgütleri olarak biz denetleyicilik görevini sürdüreceğiz. Kıbrıs ve azınlıklar konusu girdiğimiz süreci yavaşlatıcı bir unsur olarak kullanılmamalı.

Kararlılık sırası AB'de / HÜSAMETTİN KAVİ (İSO Başkanı)
AB tam üyelik sürecinde yolda geride 5 yıl bıraktık. Genelde ülkeler önce tam üye olup sonra gümrük birliğinde yol alırken biz çok çetin bir ekonomik rekabeti göğüsledik. 5 yılda 40 milyar dolar ek ithalat ve 150-200 bin istihdam imkanını AB'ye vererek, katılımın bedelini ödedik. Şimdi sosyal ve kültürel konular önümüzde duruyor. Bunları da halletmek için özel sektör ve kamu yönetimi ile ortaklaşa çalışacağız. Çünkü Türkiye'nin AB'ye girme konusundaki kararlılığı net. Bunu Gümrük Birliği anlaşması ile kanıtladık. Şimdi AB Türkiye'yi ne kadar istiyor onu göreceğiz. Türk toplumu,eşitlik ilkesine bağlı olarak AB'nin diğer 12 ülkeden isteyeceklerini bekliyor.

Halkoylaması yapılabilir / HASAN ARAT (Arat Tekstil)
Bu yolda yapmamız gerekenler var ama ülke gerçeklerimizi gözardı etmeden sorunlara çözümler bulmalıyız. Bizden istenenleri kamuoyunda daha fazla tartışmak, toplumu aydınlatmak şart. Bireye önem verilmeli, insanlar bu konulardaki düşüncelerini özgürce ortaya koymalı. Hatta mutabık olunmayan maddelerle ilgili halkın duyarlılığını göz önünde tutmak gerekir. Gerekirse halkın oyuna başvurulmalı. Halk da gerektiğinde hükümete sonsuz destek içinde olmalı.

Leyla ŞEN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır