kapat

10.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim
Yorgo ile dobra dobra
Türk-Yunan ilişkilerinde kimsenin patronluğuna ihtiyacımız olamaz...Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesi zor olacak. Biz de çok sancılar çektik. Katılım Ortaklığı Belgesi'ni şartname olarak görmemek gerekir.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan son krizi, Ege, Kıbrıs ve Türkiye'nin AB üyeliğini, Ukrayna'ya uçuşunda SABAH'a değerlendirdi.

* Sayın Papandreu, Başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz'ın son Atina ziyaretinde ne gibi izlenimler edindiniz?

- Bu gibi ziyaretler her zaman yapıcıdır. Türkiye ile Yunanistan'ın birbirini daha iyi anlaması; ortak problemleri anlayışla karşılamamız açısından izlememiz gereken tek yol budur. Sayın Yılmaz'ın ziyareti de bu anlamda önemli ve yapıcıydı sanıyorum. Sayın Yılmaz'ın ülkenizin geleceği açısından çok önemli ve kutsal bir görevi vardır. Yılmaz bir yandan Türkiye'de yapılması gereken reformları izlemek; diğer yandan da bu reformlarla ilgili AB'ye bilgi verip koordinasyon sağlayan biri olarak bu görevinin ne denli zor olduğunu biliyor. Bunu takdir ediyoruz.

Sezer'e tam not
Türkiye, son açıklanan AB Katılım Ortaklığı Belgesi'den de anlaşılacağı gibi, AB'ye diğer aday ülkeler gibi bir çok engellerle karşılaşacak ve çok büyük sancılara hedef olacaktır. Bu böyledir. Biz de AB'ye tam üye olmadan önce aynı yollardan geçtik. Çok sıkıntılar çektik. Yapmamız gereken reformalara karşı büyük tepkilerle karşılaştık. Reformlar sırasında aynı tepkiler Türkiye'de de kendisini gösterecek. Ama içiniz rahat olsun. Tüm bunların bedeli fazlasıyla geri ödenecektir. Sabır ve ısrar şarttır. Cumhurbaşkanı Sezer Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesine çalışan saygıdeğer bir devlet adamı olarak beliriyor. Türkiye'deki reformların gerçekleşmesine de yardımcı olacağına inanıyorum.

* Katılım Ortaklığı Belgesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Ortaklık belgesi demin de söylediğim gibi aday ülkelerin gidişatını saptayan ve yalnız Yunanistan'ın değil 15 AB ülkesinin de ortaklaşa hazırladıkları bir belgedir. Bu belgeyi şartname olarak kabul etmemek lazım. Bu belgeyi, AB'ye girecek ülke için, hangi yolu izleyerek hedefe daha kolay ulaşabileceğini gösteren bir yol haritası olarak algılamak lazım. Türkiye'nin bu belgede sözü edilen yolda ilerlemek için gerekli olan siyasi iradeye sahip olduğuna inanıyorum. Türkiye'de bu yolda yapılacak reformlar bizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye nitekim komşumuzdur ve ne denli refaha kavuşursa biz de o denli daha rahat edeceğiz. Türkiye'nin önüne çıkan ve bundan sonra çıkacak engelleri aşabileceğine de inananlardanım. Çünkü eninde sonunda tüm zorluklara karşın bu, yani Türkiye'nin AB üyeliği, gerek Yunanistan-Türkiye gerekse AB ve bölgenin istikrarı ve barışı için yararlı olacaktır.

"Rumlar'ın AB üyeliği çözümü kolaylaştırır"
* Sayın Bakan bir de Kıbrıs sorunu var.. Kıbrıs'ta taraflar ikide bir görüşüyor ama hiç bir şey olmuyor.. Sizce ne olmalı?

- Kıbrıs sorununa başka bir boyuttan da bakmak gerekiyor artık. Yani Kıbrıslılar'ın artık, birbirlerini suçlamaktan vagçererek ; geçmişteki hataları bir yana bırakarak ve bunların bir daha tekrarlanmamasını da sağlayarak ileri bakmaları gerekiyor. Yani görüş ayrılığı mantığı yerine; birleştirici unsurları bulma mantığını edinmeliler. Tarafların ayrıca birbirilerinin sıkıntılarını; kaygılarını anlayışla karşılamaları gerekiyor. Mesela; Rum tarafı, küçücük bir adada 40 bin Türk askerinin varlığına anlam veremiyor. Tehdit unsuru bu kadar büyük mü ki, 40 bin asker bu adada bulunuyor? Aynı şekilde Rumlar'ın da, Türklerin "güvensizlik ve güven" duygularını bertaraf etmeleri için iyi niyetlerini; birlikte yaşam istediklerini ve hep

birlikte yaşam düzeylerini yükseltmeyi arzu ettikleri konusunda Türk tarafını ikna etmeye çalışması gerekiyor. Kıbrıs yarın öbür gün AB üyesi olacak. Bu durumda sorunların otomatikman çözümü kolaylaşacak. AB üyeliği eski hataların tekrarlanmamasının en büyük güvencesidir. Zaten AB'nin mantığı da budur. Yani, çeşitli kültürlerin, din ve dillerin ve değişik milletlerin tek bir çatı altında refah içinde yaşamasını sağlamaktır. Aksi halde taraflar yalnızlığa itilir ve bu yalnızlık içinde kalmaya mahkum olurlar. Kıbrıs'ı bir an için AB üyesi olarak düşünün. Bu kime ne zarar verir. Tam tersine hem Kıbrıs halkının çıkarına; hem de Türk-Yunan ilişkilerinin iyice düzelmesine yararlı olmaz mı?

'İlişkileri bu duruma biz getirdik'
* Amerika'daki başkanlık seçimleri Türk-Yunan ilişkilerini etkiler mi?

- Türk-Yunan ilişkilerini, bugünkü durumuna biz kendimiz getirdik. Türkiye de Yunanistan da kendi adımlarını attılar ve bir yakınlaşma süreci başlattılar. Bu bizim için son derece önemlidir. Kısacası ABD'deki yeni yönetim bizim ilişkilerimizi pek ilgilendirmiyor. Yani biz, ne Türkiye ne de Yunanistan, kendi sorunlarımızın çözümü için başkasının yardımını istemiyoruz. Patronlara ihtiyacımız yok. Buna karşın, tabii ki Türk-Yunan ilişkilerinin uluslararası hak, hukuk ve anlaşmalara dayalı olması için dünya ülkelerinin de dayanışmasını ve desteğini bekliyoruz. Bu durumda iki ülke arasında yeni krizlere meydan vermeyecek ya da çıkacak olası anlaşmazlıkları daha kolay aşabileceğiz... Akıntıya kürek çeken bir insanım. Çevremdekiler beni inançları doğrultusunda hırslı ve gerektiğinde yumruğunu taşa vuran bir insan olarak görüyor.

STELYO BERBERAKİS


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır