Okur ve yazarı birbirinden ayırmayı çabalayan nice ihanetler gördük. Ama bilgi sofraları "kitapsız"lara karşı direnmeyi sürdürüyor ve kültür açlığımızı gidermeyi başarıyor
Üstüne kitap düşüp de yaralanan kaç adam var bilmiyorum. Ben onlardan biriyim. Kitap kazasına uğramış olmaktan hiçbir zaman da yüksünmedim. Ve her zaman şunu söyledim: "Bugün kitaplara iyi bakarsanız, yarın da kitaplar size bakar."
Yarım asırdır sürüyor bu sevdam. Elli yıldır birbirine ihanet etmeyen sevgililer gibiyiz. Oysa bizi birbirimizden ayırmak için neler yapılmadı ki? Kağıt zamları, korsan baskılar, KDV'ler, telif sahtekarlıkları, yayıncı despotizmi, yazar ve okur sömürüsü, sansür, toplatma ve yasaklama gibi nice ihanetler gördük. Bütün bu "kitapsız"lara karşı okur ve yazarın erdemli birlikteliği sürüp gidiyor.
Kitap fuarları Türkiye'nin kültür açlığına yeni bilgi sofraları açıyor. Ve TÜYAP yeniden yaşanıyor.
Şimdiye kadar kaç kitap evi ve yayın evi geldi geçti bilinmez. Bilinen harf inkılabı sonrasında, yayıncılarımızın hayli ilginç kitaplarla okurun karşısına çıktığıdır. İşte bunlardan biri... Umumi Kütüphane'nin "Kaynana" adlı kitabı. Kurşunluzade Raşit'in çevirisi olan kitap avuç içi kadar. Umumi Kütüphane'nin yayınları bu kitapla 38'e ulaşmış. 1930'larda fena bir rakam değil... Yayınevinin sunduğu kitaplar arasında Tagore, Edgar Allen Poe, Maksim Gorki de var. Grimm kardeşler de var.
Kanaat Kütüphanesi'nin tiyatro yayınlarını çok seviyorum. Kapak üstünden Moliere bana bakıyor. Zor Nikah'ı bize kazandıran Ahmet Vefik Paşa'nın fesli güzel bir resmi ile süslenen kitap 1933 basımı. 15 kuruşa satılan MoliereĞAhmet Vefik Paşa dizisinden 16. kitap olarak basılmış. İçlerinde oynayıp oynanmadığı konusunda bilgimin olmadığı kitaplar da var. Bazılarının isimlerini çok tuttum. İnfial-i Aşk, Dudukuşları, Dekbazlık ve Tabibi Aşk gibi. Vakit Kütüphanesi, Ahmet Mithat'ın 1881'de yazdığı "Henüz 17 yaşında" adlı kitabını 1943'te yayınlamış. İkbal Kitapevi'nin 1940 yayınları kadar çarpıcı. İkbal'ın (Ankara Caddesinde eski Hilmi Kitapevi sırasında idi.) En iyi yayınları Ziya Gökalp dizisi. Altın Işık'tan başka, Yeni Hayat, Kızıl Elma da var. Ali Nüzhet'in Ziya Gökalp ve Çınaraltı kitabı da dizi içinde görülüyor.
Peki Faydalı kitap dizisini hatırladınız mı? Varoğlu Yayınevini, sarı çerçeveli küçük boy kitaplarını. Örneğin büyük folklorcu M.Şakir Ülkütaşır'ın "Meşhur Türk İmaparatoriçeleri"ni... Ya da Cevat Memduh Altar'ın Goethe ve Sanatı'nı (1947). Cevat Kudret Soluk'un kitaplarını bir solukta okumuşumdur hep. Çevirilerindeki lezzeti Pierre Loti'nin Madam Krizantem'inde daha bir farkettim. Işık Kitap ve Basımevi'nin her dilden tercüme romanlar dizisinin bu 1 numaralı kitabının kapağı 4 renk.
Geldik Güven Basım ve Yayınevi'nin Meraklı kitaplar Serisi'ne. Pardayanlar dizisini gözünüzün önüne getirin. Pardayan'ın Aşkı'nı, Pardayan Faust'a Karşı'yı ya da Pardayan'ın Sonu'nu. İki Çocuğun Devrialemi'ni az mı okuduk? İngiliz Casusu Mustafa Sagir'i nasıl unuturum?
Hilmi Kütüphanesi ile final yapacağım. Hilmi Kitabevi'ni yayıncılıkta baş köşeye koyarım. Dönemin en güzel çevirilerini yapmakla kalmamış, Hüseyin Rahmi başta olmak üzere çok sayıda Türk yazarının kitaplarını kitleye ulaştırmıştır. Kadın Erkekleşince, Şeytan İşi, Katil Buse, İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış, Hüseyin Bey'in bu diziden çıkan bazı kitaplarıdır.
Eski kitapları acaba "eski" biri olduğum için mi seviyorum? Bir anlayabilsem; bir anlatabilsem bu duyguyu...
Hasan Duman Türk kültür tarihinin en mümtaz isimlerinden biridir. Osmanlı-Türk Süreli Yayınları ve Gazetelerini (1828-1928) kültürümüze yapılmış en büyük hizmetlerden biri olarak telakki ediyorum. (Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı Yayınları)
Ahmet Uçar'ın "Güney Afrika'da Osmanlılar" başlıklı çalışması 140 yıllık bir mirası günümüze getiriyor.(Tez Yayınları)
Aytunç Altındal'ın her kitabında bir ışık bulurum."Bilinmeyen Hitler" kitabında gizli örgütlere gönderme yapan bölümler var. (Yeni Avrasya Yayınları)
Tabii ki dahası var. Ayhan Dinç'in "İstanbul Radyosu", Kültür Bakanlığı'nın Metin And, Özdemir Nutku ve Mevlüt Özhan ile oluşturduğu "Türk Tiyatrosu'nun İngilizce Yayını", Türkoloji açısından önem taşıyor. Tıpkı 700 Yıllık Mutfak Kültürünü ortaya koyan "Hünkarbeğendi" gibi.
Necdet Sakaoğlu ile Nuri Akbayar'ın Osmanlı'dan günümüze İstanbul'da eğlence yaşamını içeren "Binbir Gün, Binbir Gece"sini Denizbank yayınladı. Bunlar yakın zamanda tetkik edebildiğim müstesna kitaplar. Günü geldiğinde yazılarımda sık sık söz edeceğim. Ve sizi bu kitaplarla tanıştıracağım.