kapat

PAZAR EKİ
08.11.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
banner
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Telsim


Benim kadınlarım - 2

aldinc@arti.net.tr

Faks: 0212 293 98 46

Gülriz Sururi İste bir anıt daha... Kendisini ilk kez "Sokak kızı İrma" oyununda seyretmiştim. Annemler birbirlerine onun siyah file çoraplı ilahi bacaklarını gösterip "Hii! Balmumu gibi" demişlerdi. Keşanlı Ali Destanı'nda ki Zilha rolünde rol icabi sahnedeki küçük oyuncunun onun yanında kalmak için ağlayıp babasına direnişini ne kadar haklı bulmuştum. Ben de küçük bir kız çocuğuydum o sıralar ve oyun bitince bizimle eve gelsin ve ömür boyu kalsın istemiştim. Annem bunun mümkün olmayacağınıfsöylediğinde de tepinerek ağlamıştım. Öyle bir büyüydü Gülriz Hanım ve hep öyle kalacak. Yıllar sonra ben adam (!) olduğumda onunla tanışınca ona olan hayranlığım onun bana olan hayranlık sözlerine karıştığında mutluluğumun ölçüsünü tarif edebilir miydim sizce? Peki sevgili Gülriz Hanım'ın nazik ev davetine hâlâ icabet edememiş olmak, bundan olayı hayatımın en anlamlı keyif anlarını ertelemek ahmaklık değil de nedir?

Filiz Akın
Gelmiş geçmiş en zarif kadınlardan biri. Seneler önce Nişantaşı'nda yürürken dünya gözüyle kendisini görüp, gerçek olduğunu anladığımda (!) imzasını alabilmek için karşıdan karşıya öyle bir geçiş geçmişim ki az kaldı arabanın altında kalıyormuşum.

Kağıda 'Ayşegülcüğüme...' diye yazmıştı. Ve ben onun 'Ayşegülcüğüydüm' artık. Bundan büyük mutluluk olabilir miydi? (Olamazdı) Yıllar sonra Ankara'da şarkı söylemek üzere sahne aldığımda beni izlemeye gelmişti (Allahtan spotlar gözüme girdiği için onu görememiştim, heyecandan bütün bildiklerimi unutabilirdim) ben sahneden indikten sonra tanıştık ve bunca yıl içimde ne kaldıysa dökü döküverdim huzura. O da beni çok beğeniyormuş meğer o gece mutluluktan yarım metre havada yürümüştüm.

Asaletin yeryüzü temsilcisi bu kadın, yıllar yılı ışığının Türkiye sınırları içinde hapsoldugunun farkına mı vardıfne; evlenip yurtdışında kaldı uzun bir süre. Bir zamandır da Paris'te sefiremiz olarak yaşıyor. İşte saraylara layık bu kadın sonundaflayığını buldu.fYaşadığı sarayıfo henüz içinde olmadan gördüğümü söylesem inanır mısınız? Önceki Büyükelçimiz Tanşuğ Bleda'nın biz (çekimleri Olimpia'da gerçekleştirilen bir yılbaşı programı sırasında) Paris'teyken evinde verdiği davetten dolayı biliyorum. Yokluğunda bizler, TV'deki eski filmleriyle idare ederken güzeller güzeli Filiz Akın'ıf sarayın koridorlarında filmlerindeki gibi uzun elbisesini dalgalandırarak yürürken hayal ediyorum. Nasıl? Onun hayali bile cihan değmez mi?

Aysel Gürel
İşte büyüyünce olmak istediğim kadın... Aysel, Zsa Zsa Gabor'un 'Aşkın yaşı yoktur kalbimiz kırışmaz'fveciz sözünü doğrularcasına habire aşık oluyor ya. Ben bu yanına bayılıyorum. Aşık olma kapasitesi bunca gelişkin bir kadın görmedim. Aysel'i yıllar önce Selim Andak'ın evinde tanıdım; yine bugünkü gibiydi (Yok! Bu kadar deli değildi) Birilerine 'Ben sosyoloğum' diye başlayan bir cümle kuruyordu. Aysel'in hafızamdaki ilk halifbudur. 'A deli mi ne' demiştim içimden (Bu arada sezgilerimin kuvvet derecesine dikkatinizi çekerim!)... 'Hiç de sosyoloğa benzemiyor' (Sosyolog nasıl bir şeyse). Evet ya; hali tavrı daha çok eski bir tiyatro yıldızı gibiydi (Ah! Yine aynı sezgi!) Sonradan hayatımın vazgeçilmezlerinden biri olacağını o gün bilebilir miydim? Size bir gün evlerini anlatmak isterim asıl;fonuftanığım günden beri taşındığı bütün evlere gitmişliğimfvardır. Filmlerdeki gibi usta bir sanat yönetmeninin elinden çıkmışa benzeyen dağınık odasını bir görmenizi isterdim; zira anlatmak fevkalade kifayetsiz kalacaktır röportaj yapmak üzere evine kabul edilmek ayrıcalığını yaşayanlar bile (Öyle herkesi evine sokmaz Aysel) dağınıklığını tanımlamada nasıl yetersiz kalmışlardır bilemezsiniz.

Bu müthiş kadının hayatla dalga geçişinefimrenmeyen var mıdır? (Tabii ki vardır lafim onlara değil zaten) Ben şahsen hayatın onca çetrefilini ilmek ilmek çözerek bugünlere gelmiş bir kadının, hayatı önce kendine, sonra da yakınlarına nasıl bu kadar hafif ve yaşanabilir kıldığını merak ede ede bu dünyadan göçeceğimi sanmaktayım. Aysel'i çözmek öyle her baba yiğidin harcı değildir.

Di mi Aysel? Di mi kometim?


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır