Bol miktarda "Uhde de ne ola ki" gibi televole tartışmalarına neden olmuştu. Epey de tutulmuştu yanlış hatırlamıyorsam. Sonra en az ilki kadar egzantrik başka bir şarkıyla çıktı: Rabbena. Kızımız, tarikatların cilalı merdivenlerinde mi dans ediyor (bir Kadıköy- Bostancı minibüs atasözü) diye düşünürken Seçil birden kayboldu. Meğer evlenmiş. Evlenmiş ve "evinin kadını" olmuş. Aşağıda da okuyacağınız üzere uzun uzun "evinin kadını" olayını konuştuk kendisiyle. Ben hâlâ bu "evinin kadını" olma durumu nedir, ne değildir anlamış değilim ama o bin pişman. Çünkü bu evinini kadını olma durumu ne kariyerinde işe yaramış ne de evliliğine. Bir de beyin iltihabı geçirince tam darmadağın olmuş. Ölüm döşeğindeyken aldatılma olayına ise girmek bile istemiyorum. Gazetelerden yeterince okumuşsunuzdur. Neyse ki egzantrik şarkıların şarkıcısı Seçil kocadan da iltihaptan da kurtulmuş.
* Geçmiş olsun.
Teşekkür ederim.
* Kocayı da attınız başınızdan, e hadi hayırlısı. Ne yapıyorsunuz şimdi?
Şimdi bar çalışmaları ve repertuvar çalışmaları yapıyorum. 2001'de yeni kasetim çıkacak.
* Nedir bu sizin başınıza gelen talihsizlikler böyle? Beyin iltihapları, yoğun bakımlar, aldatılmalar, unutulmalar...
Evlenmekle başladı aslında her şey. Evlendikten sonra camiadan soyutladım kendimi. Evimin kadını olmayı tercih ettim. Yaptığım şeyler, şimdi düşününce, hataydı.
* Ünlü olmak için o kadar uğraştıktan sonra nasıl oluyor da insan birden bire "evinin kadını" olmayı tercih edebiliyor?
Benim zaten normalde gece hayatım yok. Sahnem vardır, yaparım ve inerim. Disko, bar gezmem. Sansasyonel değilim. Mazbut bir insan olduğum için evlenince de evimin kadını olmayı tercih ettim. Evimle ilgilenmeyi tercih ettim. Ama karşımda değmeyecek bir insan vardı.
*Gece gezmelerini anlarım ama işinden niye vazgeçer insan?
Evimi ve eşimi ihmal etmemek için.
*19 yaşınızdan beri çalışıp didiniyorsunuz sonra birden evinin kadını olma uğruna... Nedir bu evinin kadını olma mefhumu?
Yine işimi yapıyordum aslında ama eski temposunda değil. Gelen her işi kabul etmiyordum. Ben tipik bir ev kadınıyım. O ise gece hayatına düşkün. Evlendik, ben işimden vazgeçtim ama o gece hayatından vazgeçmedi.
* Bile bile niye evlendiniz? Değiştirebilirim sandım.
* Şimdi kaybettiğiniz günleri telafi ediyorsunuz.
Seçil adını bir kez daha insanların aklına sokmaya karar verdim. Seçil bitmedi. Bunu bazı insanlara ispatlayacağım.
*27 yaşında zirveye oturup bu kadar kısa bir sürede unutulmak ağır bir şey mi?
Ben bunu kendi isteğimle yaptığım için o dönemde fazla dokunmuyordu. Şimdi keşke yapmasaydım diyorum. Ama çok da geç kalmış sayılmam. Yeni kasetim Uhde'yi bile aşacak.
*Kendine güven iyi bir şey tabii ama ortada bir kaset bile yok
Güveniyorum tabii. Önce kendime sonra şirketime. Çok iyi şeyler düşünüyorlar benim için.
* Nasıl atlattınız o zor günlerinizi? Özel yöntemler var mıydı?
Zor günlerdi ama çabuk atlattım. Ayrıldığımız ilk günlerde çok gözyaşı döktüm. Eşimin bana öyle karşılık vermesine çok ağladım. Benim sanatçı dostlarım bir elin beş parmağını geçmiyormuş onu da anladım o süre içinde. Daha önce yediğim içtiğim ayrı gitmeyen insanlar vardı ama hastayken yanımda değillerdi. O beş sanatçı dostum bana moral verdi, üzüntümü paylaştı.
*Diğerleri niye yoktu?
Kendilerine sormak lazım. En azından kim iyi gün kim kara gün dostummuş onu anlamış oldum. Şimdi hiç tanımadığım bir sanatçı dostum bu duruma düşse yanına koşar elimden geleni yaparım.
Camiaya dönüş yapan şarkıcı Seçil ne çektiyse evinin kadını olma uğruna çekmiş. Şimdi pişman ama iddialı
Asla tamamen çıplak poz vermem
* Bu arada para sıkıntısı çektiniz mi?
Kadıköy Şifa Yurdu tedavimi üstlendi. Tedaviden bir ay sonra da çalışmaya başladım zaten.
* E niye o zaman geri döndü diye haber yapılıyor. Zaten varmışınız piyasada.
Basında yer almıyordum ondan herhalde. Boşanınca haber çıktı, çıkınca da "döndü" oluyor. Evliyken insan pek ilgi çekmiyor. Açık pozlarım da yok.
*E verin bari o pozlardan hazır adınız yeniden duyulmuşken. Düşünüyor musunuz?
Dozunda olduğu zaman. Tamamen çıplak bikiniyle asla poz vermem. Hayranlarımın gözünde farklı bir imaj çizmek istemem. Benim diğer insanlardan farkım olmalı. Etimi teşhir etmem. Eğitimim var. Öyle pozlar versem, biliyorum ki televizyon programlarından düşmem. İş yağacak deseler vermem. O yolla gelecekse gelmesin daha iyi. Benim ihtiyacım yok.
* Çok iddialısınız ama ya tutturamazsanız?
Niye tutturamayayım? Uhde tuttu. Hem de soyunmadan. Uhde'yi nasıl tutturduysam bundan sonra da tuttururum. Benim bir hayran kitlem var, kasetimi sabırsızlıkla bekleyen. Şarkılar iyi olduğu sürece tutturamamak diye bir şey yok. Hadi bakalım...
MUTLU TÖNBEKİCİ