|
Kabustan rüyaya
G.Saray, Graz karşısında iki defa öne geçti. Ama "Köy Takımı!" 80'de eşitliği sağladı. Gruptaki diğer maçta Rangers'la Monaco berabere kalınca, Cimbom tarihi virajı aldı
Teşekkürler Sturm Graz... Teşekkürler Monaco... Dün gece G.Saray'dan başka herkes, G.Saray ikinci tura kalsın diye elinden gelen her şeyi yaptı. Ve "Ben bu turu geçmek istemiyorum" diye bas bas bağıran G.Saray'a rağmen başarılı oldular. Bu kadar kötü, bu kadar anlamsız oynayan bir takım ikinci turda ne yapar, düşünmek dahi istemiyorum. Sanıyorum, benim yerime yönetim kurulu düşünecek ve gereken önlemleri en kısa zamanda alacaktır. Lucescu, G.Saray'ı sahaya bugünkü koşullarda çıkarabileceği en iyi hücum 11'iyle çıkardı. Emre'yi riske etmiş, sol kanada Hasan'ı koymuş, hatta hızlıdır diye Fatih'i Capone'ye tercih etmişti. Ne var ki, hesaba katmadığı iki şey vardı:
Bir; G.Saray maçın özellikle ilk yarım saatini akıl almaz bir gerilim içinde oynadı. En rahat pozisyonlarda bile paslar rakibe atılıyor, gollük orta beklenirken çocukça vuruşlarla pozisyonlar ziyan ediliyordu. İkincisi; Jardel sahada yoktu. Keşke hiç olmasaydı. Durmadan ofsayta düştü. Ayağına aldığı bütün topları ezdi.
Ah Okan ah!
Sturm beraberliğe razı, geride oynadığı için G.Saray, ilk yarının hakimi oldu. Ancak Emre'nin uzaktan attığı az farkla auta giden enfes şut dışında maçın ilk çeyreğini pozisyonsuz geçirdi.
Futbolcular yavaş yavaş oyuna ısınmaya başlayıp Jardel her nasılsa oyunda olduğunu hatırlayınca Okan'ın önüne nefis bir pas bıraktı. Okan, herhalde hâlâ o golü nasıl kaçırdığını düşünüyordur. Vurmaya kalkmasa topla içeri girerdi. Ama o bek gibi dışarı çıkardı. Gol kaçmış, ama tribünler coşmuştu. G.Saray bundan sonra G.Saray gibi gelmeye başladı. Ve o ana kadar sahada etkisini hissettirmeyen Hagi sağ boşluğa Hagi gibi bir pas uzattı. Bana sorarsanız kaleci, Hasan'ın ayağını çektiğinde lüzumsuz bir penaltı yapmıştı. Hasan'ın artık gole dönme ihtimali çok azdı. Nitekim penaltıyı veren hakem kart çıkarmadı. Ergün'ün penaltısı soğukkanlı ve akıllıydı.
İhanet gibi kart
G.Saray 1-0 öne geçtikten sonra alıştığımız gol arkası krizi başladı. Top çıkaramaz, yalnız ileriye teper oldular. Tam oyunu yeniden dengelerlerken devrenin sonunda Hakan'ın akıl almaz hareketi geldi. Hakem faulü çalmış, rakibine kart çıkaracakken sen adamı it, yere düşür ve kart ye... Bu sorumsuzluk konusunda yazmadık laf bırakmadık. Bunların herhalde kafaları almıyor. Aksi takdirde "İhanet" demem gerek. Bu kaçıncı sorumsuz, lüzumsuz kart? Takıma ihanet edercesine kart görene çak 50 bin dolar cezayı, bakalım bir daha yapıyorlar mı? Bunlar iyilikten anlamıyor. Ve Lucescu'nun gücü bunları disipline etmeye yetmiyor. Acıtacak ceza vereceksin ki, böyle aptalca bir hareket yapmadan önce iki kere düşünsünler.
İkinci yarıda Sturm'un daha açık oynayacağını ve G.Saray'ın hücumda rahatlayacağını düşünüyorduk. Düşünmez olaydık. Bu devredeki futbol, ilk yarıyı da arattı. Böylesine bir kaşınma hayatımda görmedim. Maç boyu takımı 10 kişi, hatta ezdiği toplarla rakibi 12 kişi oynatan Jardel mucize bir gol atınca dahi kendimize gelemedik.
Sturm bağışladı
Emre, o güya "Çaktırmadan" yaptığı pis faullerden birini hakemin 1 metre önünde tekrarlayınca ikinci sarıdan kırmızıyı görüp 2-1 galip oynayan takımını 10 kişi bırakıverdi. Ve kötü futbol paniğe döndü. Tam "Bir kendi kalemize gol atmadığımız kaldı" derken onu da yaptık. Bu gole Grazlılar dahi şaşırdılar. G.Saray için her şeyin bittiğini düşünüyorduk ki, Glasgow'dan "2-2 bitti" haberi geldi. Ve Sturm Graz kendi sahasından çıkmadan topu dolaştırarak G.Saray'ı adeta bağışladı, kendisiyle beraber ikinci tura taşıdı.
Hakem en az G.Saray kadar kötüydü. Maçı çığrından çıkarmak için elinden geleni yaptı. Ama sonunda beraberliği o da bozamadı.Şimdi G.Saray ikinci turda. Ama çok radikal önlemler alınmalı; çok akılcı transferler yapılmalı. Aksi takdirde turu geçtiğimize pişman olabiliriz.
HINCAL ULUÇ
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|