Çankaya Köşkü, halkın düşünüp de ifade edemediklerinin açığa vurulduğu bir makama dönüştü.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in sözleri herkesin yüreğine su serpiyor.
Hukukun üstünlüğü, demokrasi, tasarruf, alçakgönüllülük gibi unutulmuş değerlerin tekrar tekrar hatırlatılışı ülkenin üzerinde bir bahar rüzgârı gibi esmekte.
Bunca yıldır seçtiği ya da seçmediği yöneticiler tarafından horlanan ve devlet saltanatından bıkıp usanan halk, şimdi özlediği üsluba kavuşmanın sevincini yaşıyor.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'de özlenen değerlerin simgesi gibi dimdik ayakta.
Sezer isminin ilk telaffuz edildiği gün bu köşedeki "Hakim Bey" yazısıyla başlayan büyük desteğin farkındasınızdır.
Sezer ve ailesi, destek verenlerin yüzünü kara çıkarmıyorlar.
Cumhurbaşkanlığı makamı, bu ailenin ahlaki değerlerini değiştirmedi.
Uzun yıllardır ilk kez bir cumhurbaşkanının kızlarını, damatlarını, kardeşlerini, yeğenlerini, yakınlarını, anasını, babasını tanımıyoruz.
Cumhurbaşkanı'nın kızları lüks kulüplerde poz vermiyor, damatları şirket kurup iş takibine başlamıyor, eşi magazin basınına malzeme olmuyor.
Dikkat ederseniz hiç ortada yoklar.
Ne bir demeç, ne bir konuşma, ne bir aşırı hareket!
Resimleri bile çıkmıyor basında.
Bugün sokağa çıkıp rastladığınız kişilere, Cumhurbaşkanı'nın aile fertlerinin ve akrabalarının adlarını sorsanız, hiç kimse cevap veremez.
Ağır, vakur ve devlet onuruna yakışır bir şekilde geride durmayı beceriyorlar.
Hepsini kutluyor, teşekkür ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yalnız mesajları değil, üslubu da çok önemli.
İlkelerini sonuna kadar savunmanın, alçakgönüllü davranmaya engel olmadığının güzel bir örneğini sergiliyor.
Her sözüne ve her davranışına halkın sağduyusu egemen.
Belki bunda, halkın içinden yeni çıkmış oluşunun, bizlerle bağlarını henüz kesmemiş bulunuşunun da etkisi vardır.
Umarım yıllar onu değiştirmez.
Çünkü bütün devlet yöneticileri halkın içinden çıkıyor, o değerleri taşıyarak Ankara'ya gidiyor ama bir süre sonra çevrelerini saran profesyonel kişiler, onların gerçekle ilişkisini kesiyorlar.
Akı kara, karayı ak göstermekte pek usta olan bu çevreler, devlet adamlarını halktan ayrı duyan, ayrı düşünen, ayrı hisseden bir "politik ürün"e dönüştürüyorlar.
İşte bu yüzden yetki sahiplerinin olaylar karşısındaki tepkileri bizim gibi olmuyor ve hepimizi şaşkınlığa sürükleyecek kadar sağduyudan yoksun davranışlarda bulunuyorlar.