Ana muhalefet

Fazilet Partisi'nin Meclis Grubu dün "yine" toplandı... Ve toplantıda "yine" tartışma çıktı.

Toplantıdan sonra Recai Kutan'a sorduk:

- Fazilet'te neler oluyor?

- Herkes "parti içi demokrasi" istemiyor mu?.. İşte parti içi demokrasi... Sayın Cumhurbaşkanı bile "lider sultası var" demiyor mu?.. İşte görüyorsunuz, bizde lider sultası falan yok... Her şey ortada.

"Biraz fazla mı ortada" diye takıldık.

Genel Başkan'ın odasındakiler gülmeye başladılar.

Kutan ise...

Gülmekle birlikte "bu soruya" yanıt vermedi...

Ve "iç meseleler üzerine konuşmamaya karar verdiğini" söyledi.

***

"Aynı kararlılık" yenilikçi kesimde de var.

Onlar da "bir süre konuşmama" kararı aldılar.

Dün, grup toplantısından sonra "yenilikçi" Abdülkadir Aksu'ya sorduk:

- Fazilet'te neler oluyor?

Yanıtı "kelimesi, kelimesine" şöyle:

- Bir süre konuşmayacağız... Gelişmeleri izleyeceğiz.

***

Meclis'te... İkinci katta... Recai Kutan'ın makam odasının bitişiğindeki odada... Hararetli konuşmalar vardı.

Biz girdiğimizde Oğuzhan Asiltürk heyecanla "bir şeyler" söylüyordu.

Oğuzhan Bey'e dedik ki:

- Hedefteki isim... Yenilikçiler tarafından eleştirilen isim sizsiniz.

Asiltürk:

- Gerçekleri savunduğum içindir.

***

- Oğuzhan Bey... Duymuşsunuzdur... Sizin için deniliyor ki... Hoca'nın vekili... Balgat'ın sözcüsü... Prof. Erbakan, istediklerini size söylüyor... Siz de partiyi ona göre yönlendiriyorsunuz...

Asiltürk'ün tepkisi:
- Bunu kasıtlı yapıyorlar... Beni "düşündüğünü savunan adam" olarak değil de... "Kendisine söyleneni yapan adam" olarak takdim etmek istiyorlar... Madde bir, Hoca bana "şöyle olsun... Şu seçilsin" demedi... Madde iki, Hoca ile fazla temasım da yok... Madde üç, savunduklarım kendi görüşlerim.

***

Gördüğümüz kadarıyla Fazilet'te "takvim işlemiyor."

"Saatler durmuş."

Özellikle de "14 Mayıs'tan... Kongreden" itibaren.

Varsa "iç çekişme."

Yoksa "iç çekişme."

Bu yoruma, Asiltürk'ün tepkisi:

- İyi de... Hani kongrede, Genel Başkan seçimi sonuçlanınca... "Partinin emrindeyiz" dememişler miydi?... "Genel Başkan'ın hizmetindeyiz" diyenler onlar değil miydi?.. İki başlı parti olur mu?.. Bundan vazgeçerlerse iyi ederler.

***

Recai Kutan da, Asiltürk de dün bize "bir şeyi" sordular:

- Medya neden Fazilet ile çok meşgul?

Bu soruyu yadırgamadık.

Zira...

Medya, Fazilet'le hiç meşgul olmasa, bu defa da "neden meşgul değil" diye soracaklardı.

***

Fazilet "üçüncü büyük parti."

"Ana muhalefet partisi."

Fazilet "muhalefet görevini" yaptı da... "Halkın sorunlarını" Türkiye'nin gündemine taşıdı da... "Ezilen milyonların" avukatlığına soyundu da...

Medya "görmezden mi geldi?"

Biz bunları söyleyince Asiltürk de, Kutan da "yapıyoruz... Yapıyoruz... Muhalefet görevini yapıyoruz" dediler ama...

Buna kendilerinin de, odada bulunan milletvekillerinin de inandıklarını sanmıyoruz.