Baykal "başlarken..."

Pazar, sabah saat 07.45... Kurultay'ın yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda "seçim sonucu" açıklandı ve...

"O anda" Deniz Baykal'ın ev telefonu çaldı. Telefonu Baykal açtı.

- Sayın Baykal, ben Aydın Menderes'im... Kutluyorum... Başarılar diliyorum.

Deniz Bey dün "o sahneyi" anlatırken "duygulandım" dedi.

Ve ekledi:

- İnanır mısın?.. Genel Başkanlığım ilan edildi... Ve saniyesinde Aydın Bey aradı.

- Sonra kim... Ya da kimler aradı?

- Hemen sonra Süleyman Bey aradı.

- Ne dedi?

- Sayın Demirel'le ailece hukukumuz var... Zincirbozan hukukumuz... Dedi ki..." Ben ve eşim, yeniden CHP Genel Başkanı seçilmenizden dolayı sizi kutluyor ve başarılar diliyoruz."

- Başka telefon?

- Aynı gün (Pazar) Tansu Hanım da aramış... Ama evde yoktum.

- Başka?

- Sabah 07.30'dan gece 23.30'a kadar telefona bizzat çıkıyorum... Arayan çok.

- Lider düzeyinde arayan?

- Herhalde yazıyla tebrik edecekler.

***

Deniz Bey bugün Altan Öymen'den "nöbeti" devralacak ve...

"Sonra" ne yapacak?

"Hastayı" ayağa kaldırabilecek mi?

- Deniz Bey... Hasta... Hangi vadede iyileşebilir?..

- Ortada hasta yok... Hasta diye bakma... Halkta olağanüstü bir özlem var.

- Kime ve neye özlem?

- Partiler ve liderler birbirine çok benzemeye başladı... Ve o nedenledir ki boşluk doğdu.

- Ne boşluğu?

- Tabii muhalefet boşluğu... Ancak... Eklemeliyim ki... İktidar boşluğu da var.

***

Geçen hafta "Ecevit'in yakın çevresi" Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le ilgili olarak "CHP'li... Ve CHP'lilerin etkisinde... O nedenle hükümetten intikam alıyor" değerlendirmesini yapmıştı.

Deniz Bey'e takıldık:

- CHP'li Cumhurbaşkanı, CHP'ye Genel Başkan seçilmenizden dolayı... Sizi arayıp, kutlamadı mı?

Baykal'ın tepkisi:

- Çok ayıp birşey... Geçen hafta okudum ve inanamadım... Çok yakışıksız.

***

- Deniz Bey... Cumhurbaşkanı'nın söylemini nasıl buldunuz?

- Söylem, iktidara yönelik gözlemleri içeriyor... Hatta... Muhalefet boşluğunu doldurma girişimi bile denebilir.

***

Sohbet sırasında Deniz Baykal'ı "bir konuya odaklanmış" bulduk.

"Boşluk" konusuna.

Bir ara dedi ki:

- Gerçekçi olalım... 28 Şubat devam ediyor... Ve buna paralel olarak da... Siyasetteki boşluk sürüyor... Eh... Bir ülkede hem iktidar ve hem de muhalefet boşluğu varsa... Başka şeylerin olması kaçınılmaz.

- Yani?

- Yani... Yargı ya da Ordu zaman zaman, siyasi açılımlar yapma zorunluluğu duyuyor.

***

"Uluslararası politika" konusunda uzman "iki yabancı" Türkiye ile ilgili bir kitap yazdılar.

Yazanlar:

Ian O.Lesser ile Graham E. Fuller.

Kitabın adı:

Türkiye'nin Yeni Jeopolitik Konumu. (Alfa Yayınları... Temmuz 2000)

Kitapta deniliyor ki:

- Türkiye'de merkez sol, seçmenlerin çoğunluğuna cazip gelen bir gündem oluşturmayı hiçbir zaman başaramamıştır. (Sayfa 26)

Acaba CHP "üçüncü Baykal döneminde" seçmenin çoğuna cazip gelecek bir gündem oluşturmayı başarabilecek mi?

Bekleyelim ve görelim.