Akılsız dost
Önceleri çok gücümüze gidiyordu Ermeni Tasarısı.
Şimdi artık hiç bir ciddiyeti kalmadığını Ermeni dostlarımız da gördüğü için, kimsenin umurunda değil.
Bu kadarı bize yeter.
Bazen Ermenilerin arkasına saklanarak, bazen Ermenileri kullanarak tarih yazma sevdasına kapılanlar, zaten ya Amerikalı, ya İngiliz, ya Fransız...
Bazen İtalyan, bazen Hollandalı...
Hiç mühim değil.
*
Bunlar uzun süre Rumların arkasına saklandılar, ya da Rumları kullandılar.
Bazen Kürtleri.
Şimdi de Ermenileri.
Rumlar, neticede uyandılar. Kraldan çok kralcı kesilenlere artık şüpheyle bakıyorlar.
Kürtler, bu oyuna zaten düşmediler.
Son kozları Ermenilerdi.
Onlar da yutmuyorlar.
Çünkü ne velâyet altındadırlar, ne de avukat'a ihtiyaçları var.
Yüzyıllarca beraber yaşamış iki kardeşin arasına, bir üçüncü insan burnunu sokuyorsa, bunda mutlaka bir bit yeniği olmalı.
İşte Ermeni Lobileri, bunu farkettiler.
*
İşin en çirkin tarafı, her seçim arefesinde Ermenilerin kolay tavlanacak insanlar olduğunu zannederek, oy avcılığı'na çıkılmasıdır... Bence en büyük ayıp budur.
Ermeniler, haysiyetli insanlar.
Hiç bir ülkenin iç politikasına âlet edilmeyi içlerine sindiremezler.
İşte bunu farkettiler.
Gayet terbiyeli biçimde geri çekildiler, Ermeni Yağcıları ise suçüstü yakalandılar.
*
Bu bakımdan, çok öfkeli biçimde tepki göstermemize gerek yok.
Muhatap diye karşımıza çıkanlar, ya Amerikan yönetimi, ya İngiliz, ya Fransız... Yarın belki İtalyan...
Yapacağımız tek şey, Ermeniler'e kötülük ettiklerini onlara anlatmaktan ibaret.
Dinlerler veya dinlemezler.
Ama ağızlarının payını, -er geç- bizzat Ermeniler'den alacaklar... Bu kesin.
.....
Ermeni kardeşlerimizin de çok iyi bildiği bir atasözü vardır:
- Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun.
Ermeni Lobileri, hep akılsız dostlara çattılar.
Nerden çıktı bu dostluk hevesi, nedir bu aşk, sevda diye biraz düşünüp de sebebini bulmamak mümkün mü?