Helal olsun hırsızlara!
Ha altın çalmışsın,ha iğne... Ha değerli bir tablo çalmışsın, ha plastik bir düğme...
Düğme 10 para...
Tablo 100 milyon dolar...
İkisi de çalıntı...
10 paralık düğmeyi çalana aşağılık hırsız, 100 milyon doları çalana soylu soyguncu deseniz bile sonuç değişmez.
Fakat çok sevindik...
Mutlu olduk...
Bayram yaptık...
Irak diktatörü Saddam Hüseyin, ABD Büyükelçisi'nin dolduruşuna gelip Kuveyt'i işgal edince ve askerlerine "Bu savaşta ölüm hak, yağma helaldir..." diye acı tazeliği verince soylu hırsızlık Ortadoğu tarihine çengellenmiş oldu.
Avrupa'da her şey çalınır.
Para, pul, şeref, haysiyet...
Ortadoğu'da her şey çalınır...
Servet, şeref, haysiyet...
***
Fakat Ortadoğu'da bugüne kadar Avrupa değeri sayılabilecek bir değer üretilmediği için genelde diktatörler Arap halkının petrolünü dolara dönüştürüp batı ülkelerine satıyor, sonra da bu dolarları çalıp batı bankalarına depoluyorlardı.
Tablo hırsızlığı...
Ortadoğu ikliminde pek görülmüyordu. Ne zamanki Saddam Hüseyin Kuveyt'e girdi, petrol şeyhi saraylarından, belki de milli müzeden ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso'nun tabloları çalındı...
Ve köprü ülke Türkiye...
Bu kez de...
Tablo hırsızlığına köprü oldu...
***
İzmir'de...
Çifçi Kadın...
Yine İzmir'de...
Çirkin Kadın...
Şanlı Urfa'da...
Bir Genç Kadın Portresi...
Mardin'de...
Fincan Taşıyan İnsan Figürü...
Tabloları, onları Kuveyt'ten çalan ve batıdaki tablo koleksiyoncularına satmaya çalışan hırsızlarla birlikte yakalandılar.
Çok sevindik...
Çok mutlu olduk...
Hırsızlar sayesinde, Avrupa değerine sahip olmuştuk. Tablolar hemen Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerince gözden geçirildi.
Gerçek oldukları saptandı.
Ankara harekete geçti...
Kültür Bakanlığı dikkat kesildi.
Tablolar çerçeveletildi...
Resim ve Heykel Müzesi'nde "Özel bir Picasso Odası" düzenlendi. Tablolar bu odaya yerleştirildi, yarından itibaren sergileniyor.
Resimsevenler...
Picasso hayranları....
Gelip görecekler...
Helal olsun hırsızlara!
Onların sayesinde "evrensel değeri olan 4 tabloya" kavuşmuş olduk. Gerçi bunların Kuveyt Milli Sarayı'ndan çalınmış olabileceği, geri verilmesi gerektiği iddiaları da ortaya atılıyordu ama hırsızlık hukuğuna uygun olarak bu tabloların bizde kalabileceği görüşü ağırlık kazanıyordu.
***
Ressam bir dostumun ütopyası (gerçekleşmesi zor bir hayal) gerçekleşti. Bu ülkede 45-50 yaşlarındaki çok sayıda Türk ressamından hiçbiri, Picasso dahil hiçbir büyük dünya ressamının hiçbir eserini bir metre yakından görememişti.
Değil 1 metre yakından....
50 metre yakından bile izleyememişti... Bu ülkede Kültür Bakanlığı, Müzeler Müdürlüğü, Üniversiteler, Güzel Sanatlar Müdürlüğü vardı... Her yıl bütçeden üniversitelere, Kültür Bakanlığı'na, Müzeler Müdürlüğü'ne çok olmasa da kaynak aktarılıyordu. Fakat bizde ne Fransızlar'ın Paris'te gerçekleştirdiği Louvre Müzesi, ne İngilizler'in Londra'da yaptıkları Biritish Museum, ne Ruslar'ın Petersburg'da yaptıkları Hermitage, ne İspanyollar'ın Madrid'e kurdukları Prado, ne Amerikalılar'ın New York'ta yaptıkları Gaugheim Müzesi gibi bir müzemiz olmadı.
***
Niçin olmadı?
Helal olsun hırsızlara!
Onlar sayesinde...
Akademi öğrencileri...
Onların hocaları...
Ressamlar...
Sanatseverler...
Ankara'da yarın ünlü Ressam Picasso'nun resim yaparken fırça darbelerini nasıl attığını 1 metre yakından görebilecekler.
