kapat

14.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Troy
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Antik English
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
A. SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


Esas pazarlık

Türkiye'de insanın canının sıkılması asla mümkün değil. Her yeni gün sürprizlere gebe. Durduk yerde aniden herşey toz duman oluyor. Sonra iki gün içinde ortalık gene süt liman.

Salı günü Hazine Müsteşarı Demiralp ve Cotterelli'nin basın toplantısını radyodan dinlerken bu yazının başlığını "bir bardak suda fırtına" koymaya niyetlenmiştim. Dün bir başka yazarın kullandığını görünce vazgeçtim.

Pazartesi günü kamuoyu enflasyonla mücadele programının hedef ve araçlarında revizyona gidileceğine kesin gözü ile bakıyordu. "Ek paket" diyenler bile vardı. Borsa çöktü. Faiz tırmandı.

Salı günü programın rayında gittiği açıklandı. Hazine Müsteşarı ve IMF temsilcisi ekonomideki gelişmelerden memnun olduklarını, ek tedbirlere gerek olmadığını belirttiler. Borsa toparlandı. Faiz gevşedi.

Neler oluyor? Ekonomi kötüye mi gidiyor, iyiye mi? Başbakan neye kızıp zehir zemberek bir beyanat verdi? Anlatalım.

2001 YILI BÜTÇESİ
Aslında bütün bunlar Ankara'daki fevkalade önemli ve ciddi bir pazarlığın su üstüne çıkan kısımları. Türk usulü, pazarlık ve çekişme dolaylı şekilde, medya üstünden yapılıyor.

Şu ana kadar yaşananlar sadece bir başlangıç. Yakın gelecekte pazarlık devam edecek. Başka ani parlamalar, kriz tehditleri, atıp tutmalar göreceğiz. Hiç şüpheniz olmasın.

Konu önümüzdeki ay Meclis'e gönderilecek olan 2001 yılı bütçesinin temel büyüklükleridir. Pazarlığın bir yanında hükümet, öte yanında IMF ve bürokrasi yer alıyor. Popülist politikaların olağan müşterileri hükümetin yanında taraf tutuyorlar. Önce hükümete bakalım. Faizler düşünce, 2001 yılı faiz giderlerinde büyük bir tasarruf belirdi. Faiz harcamalarında 10 milyar dolar, 15 milyar dolar gibi düşüşlerden söz ediliyor.

Öte yandan ekonomi canlanınca, ithalattan ve içeride alınan KDV hızla artıyor. Büyüme ile birlikte gelir ve kurumlar vergisi tahsilatı da yükselecek. Yani bütçe açığı aynı hızla düşecek.

Buna "enflasyonla mücadele temettüsü" diyebiliriz. Hükümet bu temettüyü harcamak istiyor. 2001 yılında faiz dışı kamu harcamalarında artışlara gitmeyi arzuluyor.

Teknisyenler ve mali piyasalar ise ekonomideki canlanmanın 2001'de daha da hızlanmasından korkuyorlar. Bu takdirde cari işlemler açığı sürdürülemez düzeylere tırmanabilir diye çekiniyorlar.

Dolayısı ile 2001'de faiz dışı kamu harcamalarının en azından bu yılki düzeyde kalmasını, hatta bir miktar indirilmesini talep ediyorlar. Hükümetin taleplerine karşı çıkıyorlar.

NE OLACAK?
Bence bu pazarlıkta anahtar özelleştirme gelirleri olacaktır. Sanıyorum hükümet de durumu anladı. Stand-by Anlaşmasını riske atmadan 2001 bütçesinde faiz-dışı harcamaları yükseltmenin tek yolu, özelleştirmenin hızlanmasından geçmektedir.

Neden? Çünkü ek özelleştirme hasılatının daha fazla maaş, daha fazla yatırım, vs. şeklinde harcanmasına IMF'nin itirazı pek olmaz. Bu kaynakla borç ödeseniz daha iyi olur derler ama fazla israr etmezler.

Üç liderin derhal toplanarak TürkTelekom'da blok satışa sunulacak hisse oranını yüzde 34'e yükseltmelerini bu perspektiften değerlendirmek gerekiyor. Yakından izleyeceğiz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır