kapat

14.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Troy
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Antik English
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Marmara'da deprem giyotini ve İstanbul

Güncel konular malum; Cimbom'un, Monaco'ya karşı ıkıntılı ve sıkıntılı zaferi; IMF ile olan ilişkiler; enerji dar boğazı; Türkiye'nin, eli mızraklı Afrikalı cengaverler benzeri, şoven nağralar ata ata, acı bir fiyaskoyla 20. Yüzyıl'ı da ıskalaması ve "Yaşam kalitesi" açısından, Yunanistan'ın bile 65 basamak altında kalması...

21. Yüzyıl'ın başlangıç simgesi ise, 48 metre uzunluğundaki, ABD-Rus yapımı Atlantis Uzay İstasyonu'dur..

Kasımdan itibaren, astronotlarla kozmonotlar sürekli olarak kalacaklar Atlantis Uzay İstasyonu'nda; tabii dönüşümlü olarak...

Türkiye için ise, kendini kandıra kandıra ıskaladığı 20. yüzyılın son fiyasko bayrağını; 7 şiddettindeki bir İstanbul depremi dikeceğe benziyor...

Japonya, heyecanla ayağa kalmış; 9 milyon dolarlık bedava bir proje yardımı öneriyor şimdiden..

Fransa Deniz Araştırmaları Enstitüsü, bu alanda en gelişmiş teknolojiye sahip Suriot gemisini gönderdi Marmara'ya; Fransız yerbilimcisi Prof. Dr. Le Pichon'la birlikte...

Marmara'dan geçtiği ve bir gün kırılavereceği bilinen fay hattının, "tek bir fay" olup olmadığı saptanacak...

Şayet "tek bir fay"sa, kırılmasının yaratacağı sarsıntılar, çok daha korkutucu olacak...

Kimbilir kaç yüz bin kişi ölecek, kaç yüz bin ev yıkılacak?

Resmi ağızlar, son Gölcük depreminde ölenlerin 18 bin dolaylarında olduğunu söylemişlerdi. Uzmanlar, gerçek sayının halktan saklandığını ve depremde 50 bin kişinin öldüğünü iddia ediyorlar...

Sert bir İstanbul depremi, bu kez resmi kişilerde dahi durumu yine yalan dolanla ört bas etmeye çalışacak bir ağız bile bırakmayacak gibi...

Er geç yaşanacak bir İstanbul depremini önleme olanağı yok...

Alınacak önlemler yeterli olur mu, olmaz mı; onu da öyle bir faciayı yaşayacaklar görecek...

Vaktiyle aynı şiddette bir deprem 1894'de oldu İstanbul'da. O dönem basının neler yazmış olduğu hiç gündeme gelmedi. Konuyu Alev Er'le konuşurken; Alev, II. Abdülhamit'in basına sansür koyduğunu ve depremi sadece Fransızca çıkan azınlık gazetelerinin yazabildiğini söyledi...

Nedense o gazeteleri de bir merak eden hiç çıkmadı..

1894 aynı zamanda Tevfik Fikret'in oğlu Haluk'un da doğduğu yıldı.

Fikret 1894 depremini; bugün de İstanbul'a vuracak olası bir depremi sanki yaşamış gibi; gümgümlü dizelerle yeni doğmuş oğluna hitaben -"Zelzele" başlığıyla- şöyle yazmıştı:

"Bin üç yüz ondu (1894)... Henüz bu köhne izbeye sen/ Misafir olmuştun,/ Ki hep sinirli ve hummalı hastalar gibi yer/ Birden/ İçin için ve uzun/ Bir ihtilaç (sarsılarak kıvranma) ile çırpındı, kırdı, yıktı... Keder/ Ve korku yüzleri soldurdu; evler, aileler/ Birer döküntü; kalanlar bütün ezik, kurada (hurda);/ Bir inkisar-ı huşu (derin saygılı bir pişmanlık), en şerefli başlarda;/ Minareler bile ser-be-zemin (yerle bir)/ Beşer (insanlık) bir sadme-i meşu'ma (uğursuz bir belaya) uğrar da/ Biraz tenebbüh eder (gaflet uykusundan uyanır)./ Biraz tenebbüh için bin bela.../ Ne ders-i haşin/ Sen işte böyle siyah günlerin misafirisin/ Hayatın elbette/ Kolay ve neş'e-feza (çoğalan bir neşe) bir seyahat olmayacaktır;/ Lakin/ Bu tih-i minnette (bu zorlu çölde)/ Kolay ve neş'e-feza bir seyahatin ancak/ Hayali vardır; uzak bir serap için koşmak/ Nihayetinde yorulmak ve boş yorulmaktır;/ Hayatı div-i hakikatle (hayatın zebani gerçeğiyle) çarpışan kazanır; / Zafer biraz da hasar ister;/ Koşan cihad-ı maaliye (üst düzey düşüncelerin savaşına) şanlı, lakin ağır/ Mahuf (korkulu) adımlar atar,/ Önünde zelzeleler, arkasında zelzeleler...

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca Tevfik Fikret'in şiiri, biraz daha güncelleştirilip, toplumca benimsenmiş olsa; yeni bir İstanbul depremi de, yine ıskalanmış bir yüzyılın son bir fiyasko bayrağı olacağı kuşkusuyla, bu kadar kaygılandırmazdı yürekleri...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır