kapat

05.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Motivasyon
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


"Hayvanı güderken dövmeyin loo..."

AĞRI/Eleşkirt...

Anlayana, görebilene büyük değişiklik...Doğu'da; kibirle umut el ele vermiş... Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanı artık verim konuşuyor...

Tarlada verim...Ahırda verim...

Atölyede verim....

Şehircilikte verim...

Evlenmekte verim...

Çocuk sahibi olmakta verim...

Yaşasın verim!

Öldük, bittik ağlaması bitiyor...

Büyük bir ihtimalle 10 yıl içinde de; "Devlet versin biz yiyelim..." kibirsizliği de son buluyor. Ağrı'nın Diyadin İlçesi'nin Aşağı Hakpazar Köyü muhtarı ve aynı zamanda Gündoğdu Aşireti'nin reisi Rıza Gündoğdu'nun 12 çocuğu var. 8'i erkek, 4'ü kız..

Rıza Gündoğdu 80 yaşında...

***

Onun erkek çocukları artık birkaç kadınla evlenmiyorlar. Tek kadınla yetinebiliyor ve babaları gibi 10-12 çocuk sahibi değil en fazla 3-4 çocukla aile hayatının daha güzel, daha mutlu, daha umutlu ve verimli olacağına inanıyorlar. Nitekim Diyadinli 75 yaşındaki Hacı Sadık Yüce, tek eşle ömrünün bu yaşına gelmekle ne kadar doğru bir karar aldığını anlatıp, kendini tebrik ediyor.

Aşiret reisi Rıza Gündoğdu...

Burnunu öttüre öttüre konuşan, her lafa bir espiriyle cevap veren, ifadesinde bir tazelik, farklılık... Ağzından bal damlayan cinsten... Siyaset filozofu olmuş, derin politik analizler yapan biri... Köyünün sorunlarını anlatırken ilkokulun tuvaletinin olmadığından yakınıyor.

Gazeteciler, "Niçin yok?" diye soruyor. Reis; "Dövlet yapmamıştır..." diyor.

Bizim Musa Ağacık da Başbakan'dan demeç alıyormuş gibi ciddi tavır takınıp, teybini Aşiret reisinin ağzına doğru uzatarak; "Demokrasi adına sizin sıçacağınız tuvaleti de dövlet mi yapmalıdır, yoksa siz mi?" diye soruyor?

Cevap: "Dövlet gelmezse elbette tuvaletemizi biz yapacağız..."

Ağrı verim konuşuyor...

Eleşkirt Kazası'nda 2 yıl önce deri fabrikası, poşet imalathanesi, PVC pencere imalathanesi, deri ceket, mont, yelek, etek diken bir konfeksiyon atölyesi, korucu ve okul kıyafetleri konfeksiyon atölyesi açılınca ve batıdaki deprem sonunda geriye dönüşle birlikte ilçede inşaat yapımı patlaması da başlayınca ne olmuş tahmin edin?

Kahvehanelerin artışı durmuş.

Kahvehaneler kapanmışlar.

Yerine marketler açılmış.

Eleşkirt'te 2 yıl içinde kahvehane sayısı 47'den 32'ye gerilemiş. Yeni kaymakam Şahin Bayhan, ilçede kurulan deri fabrikasının 3 bin yıldır gizli kalmış bir gerçeği tabak gibi ortaya çıkardığını anlatıyor. Deri fabrikası açılınca, bölgeden toplanan koyun derilerini işlemeye başlamış. Fakat görmüşler ki; çobanlar koyun sürülerini ellerindeki sopalarla hayvana vurarak güdüyorlar ve her vuruş hayvanın derisinde silinemez izler bırakıyor. Dolayısıyla bölgenin derilerini işleyerek elde edilen deri ceketler, montlar, etekler pazarda alıcı bulamıyor. Genç kaymakam, şimdi Ağrılı köylüye; "Hayvanı güderken dövmeyin loo..." eğitim projesinin de düşünülmesi gerektiğini belirtiyor. Düşündükleri yeni projeler içinde 200 sondaj kuyusu açıp, yeraltı sularından yararlanma, Kopuz, Çat, Kösedağ yoluna 3 gölet yapma, Şeriyan Çayı'na baraj kurma, üreticiye mısır tarımını teşvik edip, bundan slaj yaparak günde 30 kilo süt veren kültür ırkı inek besiciliğini başlatmayı planladıklarını anlatıyor.

***

Doğu ağlamayı azaltıyor...

Verim artışını planlıyor...

Eleşkirt Belediye Başkanı Sait Yağmi, Ağrı'ya üniversite açıldığı zaman bir fakültesi ve yüksek okulunun Eleşkirt'te kurulması için binaları hazırladıklarını, üniversite rektörüne öğrencilerin Eleşkirt'te okuyacağı fakülte binalarının, kalacakları yurtların anahtarını teslim edeceklerini belirtiyor. Kaymakam ise "Eleşkirt fakültemiz kurulursa dekanına makam otosu ve şoförü de biz vereceğiz" diyor.

Eleşkirt'te kibirle umut el ele vermiş, verim konuşuyor...

Doğu'da iç dinamik 1000 yıllık uykusundan uyanıyor.

Sayıştay binası yanmıştı!

Ne oldu? Soruşturmadan ne çıktı? Sonucu bekliyoruz. 12 milyon dolar gibi çok yüksek bir paraya mal olan Sayıştay binası yangınının altından; devleti yönetenlerin lüks bina kapma kavgasının yattığı ortaya çıkmıştı. Üç binaya yayılmış Başbakanlık, Yargıtay binasına göz koymuş, Yargıtay da Sayıştay'ın yeni yapılmakta olan binasını kapmaya karar vermişti. Geçmiş yıllarda bu tip lüks bina kapma olayları yaşanmıştı. Örneğin, PTT'nin yaptırdığı binaya DPT konmuş, Halk Bankası'nın yaptırdığı binaya Hazine gelmiş oturmuş, Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürlüğü olarak yapılan binaya da Dişişleri Bakanlığı oturmuştu. Bu örneklere bakarak Sayıştay, binayı Yargıtay'a kaptırmamak için oturma izni almadan, geçici kabul yapılmadan arşivlerini taşımıştı.

Arşivler de yanmıştı

Soruşturma ne oldu? Kim ödeyecek 1 trilyon liralık yangın zararını? Bilmek istiyoruz. Bu arada, Sayıştay'la ilgili yazılarda adı lüks bina yaptıranlar arasında çıkan Savunma Sanayi Müsteşarlığı Müsteşarı Prof. Dursun Ali Ercan, bir açıklama yaptı ve 15 milyon dolarlık yeni bina yaptırma projesinden vazgeçtiklerini, bu yüzden Başbakan Ecevit'ten teşekkür aldıklarını, personelin kurulduğundan beri eski binada çalıştığını bildirdi. Duyururum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır