New York'taki Lincoln Center'ın Alice Truly Hall konser salonu, bu akşam yerel saatle 18.00'da (TSİ Çarşamba 01.00) önemli bir olaya sahne olacak. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) ve Amerikan Türk Dernekleri Asamblesi (ATAA) üyesi yüzlerce Türk ve Amerikalı, ilk kez Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i karşılarında görecekler.

Sezer de Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye'nin ABD'de sesini duyurmaya, çıkarlarını kollamaya çalışan bu grubu yakından tanıma, onlara hitap etme imkanına kavuşacak.

Yıllarca Özal ve Demirel'in esprili konuşma üsluplarına alışan Türk kökenli Amerikalılar, belki bu kez aynı esprileri duyamayacaklar. Ama Ankara'dan verilen mesaj yine aynı olacak: "Bize destek olmaya devam edin, bizim desteğimiz arkanızdadır."

Sezer, bu görüşmeden birkaç saat önce de, kaldığı The Pierre otelinde ABD'deki Musevi Cemaati liderleriyle biraraya gelecek. İsrail Başbakanı Ehud Barak'ın geçen hafta yaptığı ve Türkiye'ye teşekkürler yağdırdığı Ankara ziyaretinin hemen ardından yapılacak bu görüşme birkaç açıdan önem taşıyor.

Birincisi, ABD seçim dönemini yaşıyor. Musevi lobisi, kendisine yardımcı olarak bir Musevi olan Joseph Lieberman'ı seçen Demokrat aday Al Gore saflarında.

İkincisi, Türkiye'nin İsrail'le yakın ilişkiye girdiği 1992 yılından bu yana Rum lobisiyle yollarını ayırıp Türk yanlısı tutum içine giren Musevi lobisi aracılığıyla, Demokrat Parti yönetiminde varlık hissettirme anlamına geliyor. ABD'deki Türk lobisi Musevi lobisinin kanatları altında gelişiyor.

Üçüncüsü, Musevi lobisinin Türkiye'ye vereceği desteğin devamı, Ankara'nın stratejik çıkarları için hayati önem taşıyor.

İlk yurtdışı ziyaretini Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın cenaze töreni dolayısıyla Suriye'ye yaptığı için Musevi cemaatinde soru işaretiyle karşılanan Sezer için, "İsrail'e karşı önyargılı olmadığı" sınavı niteliğinde.

Sezer'in kendisine sunulan program tercihleri arasında önceliği, çoğu devlet başkanı ve özellikle de ABD ve İsrail liderlerinden önce Türk ve Musevi cemaat liderlerine vermesi, bu nedenlerle isabetlidir. ABD demokrasisinde lobilerin önemini bilenler için, bu temaslar Sezer'in Binyıl Zirvesi'yle kendisini içinde bulduğu büyük dış politika sınavı için iyi bir başlangıç olabilir.

Özal ve Demirel'in esprili üslubuna sahip olmasa da, Sezer'in Türk ve Musevi lobilerinden alacağı iyi not, Türkiye'nin Kasım başındaki seçimler sonrası ilişkileri için yararlı olacaktır.

MURAT YETKİN