kapat

05.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Motivasyon
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Beton ormanlarına bakarken...

KENTİN alçak bir bölgesinde bir inşaat yükseliyor. Arabamı durdurup dikkatle bakıyorum. Sayabildiğim kadarıyla tam 38 kat. Belki daha da fazladır: ara-katlar, toprak-altı katlarıyla...

Bir kentin gelişiminde mimarlıkla, kentleşme ve yapılaşmayla ilişkili temel kurallar vardır. Uzmanlarca yüzyıllık deneyimlerle, bilimsel verilerle saptanmış ve tüm dünyanın uyduğu... Bunlardan biri, bir kentin alçak yörelerinde, vadi içlerinde yüksek yapılaşmayı, hatta her türlü yapılaşmayı yasaklar.

Gelin görün ki burası İstanbul'dur. Ve her türlü evrensel kural bu kente vız gelir. Böylece tüm vadiler yapılaşmaya açılır. Ve şehrin tam göbeğinde (adını vermeyeceğim, ama birçoğunuz sık sık önünden geçiyorsunuz, eminim) bir alanda da 38 katlık bina yükselir. Geçenlerde bir gazetede bir resim çıktı. İstanbul'dan Edirne'ye tüm Trakya yöresini nasıl bir beton ormanına çevirdiğimizi gösteren. Ürkünç bir resimdi: bir bilim-kurgu filminden fırlamışa benzeyen... O güzelim Trakya'yı, o tarım ve doğa cennetini nasıl bu hale getirmiş, yap-satçıların obur iştahına terketmiştik ?

Deprem... Kuşkusuz ki deprem çoğumuzun aklını başına getirdi. Ve o yüksek yapılaşma cinnetine sanırım set çekti, ya da çekecek. O 38 katlı binanın da, Trakya'daki beton ormanların da artık kolay kolay müşteri bulacağını sanmam. İnsanımız, şehircilik veya estetik kurallarıyla değil, ama can korkusuyla akıllandı, yüksek yapılardan, dağ-taşı dolduran apartımanlardan uzaklaşma eğilimine girdi. İnşallah bu eğilim sürer.

Ve ben, yıllardır bu kenti beton yapılarla dolduran büyük şirketlerin artık biraz dur deyip, vaktiyle ucuza kapattıkları kimi büyük arsaları kente armağan etmelerini, kamu yararına parklara, botanik bahçelerine, oyun alanlarına dönüştürmelerini diliyorum. Örneğin bir Polat parkı, bir Ekşioğlu oyun yeri vb. şeyler iyi olmaz mı ? Bunca kazandınız, şimdi biraz da bu kente ve halkına olan borcunuzu ödeyin bakalım...


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır