kapat

05.09.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Sofra
Motivasyon
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Daha kaç Özge ölmeli?
'Yürüyen Adam' tek örnek değil: Trafik kazasında ölen Özge Tunca'nın ailesi de 3 yıldır yeni yasa için mücadele ediyor

ONYEDİ yaşındaki Özge Tunca, yaşama sevinci ile dolu genç ve başarılı bir öğrenciydi. Hayalini iyi bir üniversitede eğitim görmek süslüyordu. Ta ki bir sabah başına gelecek kaza ile yaşam mücadelesi vermeye başlayıncaya kadar.

Güzel Özge 29 Eylül 1997 sabahı evden okula giderken, Balçova Hoca Durağı Kavşağı'nda, Dokuz Eylül Üniversitesi Acil Servisi'nde görevli stajyer doktor Yıldıray Çete yönetimindeki 35 RT 144 plakalı otomobilin altında kalarak ağır bir şekilde yaralandı.

Kaza sonrası hemen Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan genç kız, yoğun bakımda Azrail ile girdiği savaştan maalesef yenik çıktı ve beş gün sonra son nefesini verdi.

CANIN BEDELİ 3 MİLYON
Kaza sonrası acılı aile kızlarının ölümüne neden olan ve halen Antalya Devlet Hastanesi'nde doktorluk yapan Yıldıray Çete hakkında İzmir 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Bir yıl süren dava sonucu mahkeme heyeti, Çete'yi, önce 9 ay hapis cezasına çarptırdı, daha sonra bu cezayı 2 milyon 700 bin lira para cezasına çevirdi. Duruşmadaki ifadelerinde sürücünün çok hızlı geldiğini ve kızlarının kaçmasına rağmen Yıldıray Çete'nin direksiyonu kırmadığını vurgulayan aile, "Sanık ifadesinde 20-30 kilometre hızla seyrettiğini söylüyor. Oysa görgü tanıkları aracın kavşaktan en az 60 kilometre hızla çıktığını ve kızımızın üzerine gittiğini söylüyor" demişti.

MEKTUPLA MÜCADELE
Kızının hayatının baharında trafik canavarına kurban gitmesini hazmedemeyen emekli deniz astsubayı acılı baba Ahmet Tunca ve eşi Tülay Tunca, başka canların yanmaması için TBMM'de bekleyen yasanın çıkması için mücadeleye başladı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı, Adalet Bakanı ve daha birçok bürokrata mektup yazarak yasanın bir an önce çıkarılması gerektiğini haykıran aile, "Avrupa'da trafik kazasında bir kişinin ölümüne neden olan sürücünün, aracının görünebilecek bir yerine ölen kişinin bir fotoğrafı konulur ve bunu unutmaması sağlanır. Bizde de bunun gibi sürücünün ehliyetine bir siyah kurdele bağlamak gibi bir uygulama başlatılabilir" dediler.

SUÇLU ÇOK
Kaza öncesi olayın meydana geldiği yerde yolların durumu ve trafik ışığının olmaması nedeniyle muhtarları vasıtasıyla Balçova Belediye'ne başvurduklarını belirten acılı aile, "Ancak, hiçbir şekilde bu konuyla ilgilenmediler. Kaza olduktan bir hafta sonra ise o kavşakta yol düzenlemesi yapıldı. Burada birinci suçlu belediyedir. İkinci suçlu ise kaza sonrası arkadaşlarını koruyan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanlarıdır. Çünkü kaza sonrası kızımın beyin ölümü gerçekleştiği halde olayı yaralamalı kaza kılıfına sokarak 2 aylık ehliyete sahip doktor arkadaşlarının cezadan kurtulmasına yardımcı olmuşlardır" görüşünü savundular.

NEDEN BEKLETİLİYOR?
Trafik kazalarında bugüne kadar çok sayıda insanın can verdiğine değinen Tunca ailesi, milletvekillerine hitaben, "Yeni Trafik Ceza Yasası'nın çıkması için sadece Meclis onayı gerekiyor. Peki vekillerimiz daha neyi bekliyor; bu kadar can yetmedi mi," diye yakındılar.

Fahrettin DOKAK


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır