Hakem kararıyla

Sen Beşiktaş seyircisi; geçen yıl Seba ile Ahmet'i aynı kefeye koyarsan, o da oyundan alınınca kulübede Beşiktaş formasını yere atar. O zaman, ona bir şey söyleme hakkın olmaz.

Sen Bülent Yavuz, belki istikbal vaat eden bir hakemi böyle stresli bir maça pişirmeden atarsan, bunun günahını da çekmeye mecbursun.

Sen Harun Yiğit, imtihanda Cooper testinde 3500 metre koşmuşsun. Dün de iyi koştun. Ama 61. dakikaya kadar gösterdiğin cesaret, bu dakikada Münch'ün yaptığı harekette Rizespor lehine olan net penaltıyı çalmaya yetmedi. Ve bu dakikadan sonra oyunun şekli değişti. 2 dakika sonra Nouma'nın golü ile Beşiktaş maçı kazandı. Demek ki, hakemlik çok koşmakla değil, büyük yürekle oluyor.

Siz Beşiktaş ve Rize seyircileri, centilmenlikten bahsedilen Türkiye'de elinize ne geçerse sahaya attınız. Demek ki, bu iş konuşmakla olmuyor.

Maçın hakkı beraberlikti
Duran topu çabuk oyuna sokan Rize, maçtaki tek golünü kazandı. Aynı duran topu çabuk oyuna sokmak isteyen Karhan, rakibi Ümit tahrik edince, ona vurduğu için kırmızı kartla oyun harici kaldı. Kırmızı tamam, hani Ümit'e sarı kart?

Yine Yiğit'e dönelim. Çok koşan bu genç, ayağına kramp girdiği için tedavi gördü. Ve bu dakikadan sonra hiçbir futbolcu ve seyircinin ona itimadı kalmadı. Yukarda yazdıklarımız dün geceden satır başları.

Futbolcular iyi niyetli mi? Hayır, en ufak darbeyi yiyen 4 takla atıyor. İsim mi istersiniz? İşte Ahmet, işte Devran.

Şu ana dek seyrettiğim 3 büyükler haricinde en iyi mücadeleyi veren takım Rize. Dün verdiklerinin karşılığını alamadılar. Bence, hakem kararıyla yenildiler.

Beşiktaş, büyük paralar yatırdı. Havası da var, seyircisi de var. Ama sahada yüreğiyle oynayan futbolcusu az. Aynı F.Bahçe gibi. Hoş onlarda daha az ama! Futbol mücadele işidir.

Herşeye rağmen ve tekmili birden heyecanlı bir 90 dakika izledik. Maçın sonucu oynanan futbola göre berabere olmalıydı.