|
Sayılar yalan söylemez
Rakamlara bakıldığında 2000'in ilk yedi ayındaki performans, 1990 ve 1995'deki benzer tedbirlerin sonuçlarından daha iyi görünüyor
Ekonominin kuralları çoğu kez acımasızdır. Ama işini bilenler en yüksek kazançları, kriz, kıtlık ve yokluk dönemlerinde sağlar. Ekonominin genel gidişatı ile ilgili karamsar yorumlar da en yüksek primi, belirsizlik ve değişim dönemlerinde yapar. Son günlerde, bazı politikacılar, ekonomik durumun kötüye gittiğini, Eylül ayından sonra ise daha da kötüleşeceğini söylüyor. Tansu Çiller ve Güneş Taner, bu tür kehanetleri yapanlar içinde en önemli isimler. Her ikisi de geçmiş dönemde Türkiye ve Türkiye ekonomisi üzerinde söz sahibi oldu. Biz bu politikacıların kendi dönemlerinde ne yaptıklarına baktık. Taner ve Çiller'in dönemlerini, bu yılın ilk yedi ayı ile karşılaştırdık:
* Yıl 1990. Turgut Özal cumhurbaşkanı, Yıldırım Akbulut başbakan. 1988 ve 1989 yıllarındaki durgunluk ekonomiyi iyice yavaşlatmış. Ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevinde bulunan Güneş Taner, 1990'da enflasyonu düşürmeyi amaçlayan bir politika izleyerek yılsonu için yüzde 30'luk hedef koydu. 1990 yılı Ocak-Temmuz döneminde kur artışları bugün olduğu gibi yüzde 15.5 gibi çok düşük bir düzeyde tutuldu. İlk 7 ayda enflasyon hız kesti ve tüketici enflasyonu yüzde 25.2'de kaldı. Tüketim ve ithalattaki canlanma sayesinde 1990'ın ilk yarısında rekor sayılabilecek büyüme oranlarına ulaşıldı. Otomobil ithalatı ilk beş ayda 8 katına tırmandı.
Görüldüğü gibi 1990 Temmuz ayı sonunda durum bugünküne çok benziyordu. 2 Ağustos 1990 Cuma günü şafak vaktinde Saddam'ın orduları Irak'ı işgal etmeseydi, belki de enflasyon 10 yıl öncesinde düşecekti.
Benzer performans
*Yıl 1995. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı, Tansu Çiller başbakan. 1994'de yaşanan krizin izleri henüz çok taze. 1994 yıl ortasında imzalanan stand-by anlaşması sayesinde istikrar umutları çok güçlü. Kurlar yine sıkı markaj altında. Dolardaki ilk yedi aylık artış yüzde 16.8'de tutuldu. Ancak tüketici enflasyonu aynı dönemde yüzde 35.2 oldu. 1995'de ekonominin bir ribaund ve hızlı büyüme yılıydı. İthalat yine patladı ve tüketim kriz sonrası canlanmaya başladı. Bütçede faiz dışı fazla nedeniyle katsayı ve taban fiyatları artışları ılımlı düzeylerde tutuldu. Eğer 1995 yılı Eylül ayında Çiller, Deniz Baykal'ın baskısıyla erken seçim kararı almasaydı, enflasyon belki de beş yıl önce düşecekti.
*2000'in ilk yedi ayındaki durumu uzun uzun anlatmaya gerek yok. 1998'deki durgunluk ve 1999'daki daralmadan sonra kurlar, ekonomi gemisinin enginlere sürüklenmesini önlemek için yine çapa olarak kullanılıyor. İthalatta yine artış var. Tüketim 5 ve 10 yıl öncesinde olduğu gibi kıpır kıpır. Büyüme oranının yüzde 6'nın üstüne çıkma ihtimali giderek yükseliyor. Durum, 1990'un ve 1995'in ilk yedi ayına çok benziyor. Bu yılın performansının 1990'a ve 1995'e göre daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Ancak bugünküne benzer bir ekonomik tabloyu 10 yıl önce şiddetle savunan Taner, bugün ekonomik durumun hızla kötüleştiğini iddia ediyor.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'de, 1995'in ilk yedi ayına göre biraz daha iyi olan bugünkü ekonomik durumu yerin dibine batırıyor ve olumsuz kehanetlerde bulunuyor. Oysa Çiller 1995 yılında bugünküne çok benzeyen performansı göklere çıkarıyordu. Bu eleştiriler bir ihtimal etkili olur ve eleştiriyi yapanları belki de tekrar bakan veya başbakan yapar. Ancak herkesin bilmesi gereken bir gerçek var. Eğer bu paket bir siyasi kriz, erken seçim ve enflasyon lobisinin isterik çığlıkları nedeni ile başarısız olursa, Türkiye en az 7 değerli yılını kaybeder. Yüzbinlerce çalışan işsiz kalır... Yüksek enflasyon ve istikrarsızlık, Türkiye'yi 100 yıl sonra yine Boğaziçi'nin hasta adamı yapar...
FARUK TÜRKOĞLU
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|