Geride bıraktığımız hafta üstüste olumsuz ekonomik veriler açıklandı. İhracat Temmuz ayında düştü. Cari açık giderek büyüyor. Enflasyon belki de eksi çıkabilecekken gıda, kira ve sağlık sektörlerinden vurgun yedi ve beklentileri olumsuz yönde değiştirdi.
Bütün bu olumsuzlukları Perşembe günü kamu kesimine yaklaşık 3 milyar dolarlık kaynak girişi sağlayacak GSM sözleşmesinin imzalanması önemli ölçüde dengeledi. Bir de hafta içinde 2001 yılı bütçesine ilişkin büyüklükler ortaya çıkmaya başladı. Bütçe belki de bu yılki büyüklüklerde tutulacak. Ya da yüzde 5 gibi çok az düzeyde artırılacak. Eğer mutlak rakam olarak bu yılki bütçeden daha düşük tutulursa bu ilk kez gerçekleşecek. Beklentileri değiştirme açısından önem taşıyacak. Bu etkenlerle Borsa Endeksi sadece yüzde 2.41'lik düşüşle 14.130'dan 13.789'a indi.
Mali piyasalarda gelecek hafta önemli bir beklenti veya gelişme yok. Sadece sanayi şirketleri için altı aylık bilançolarını kamuoyuna açıklama tarihi dolacak. Yani borsada bilançolara bağlı hareketler yaşanabilecek.
Önümüzdeki haftalarda GSM'den yeni bir beklenti doğması güç. Çünkü Ulaştırma Bakanı'nın açıklamalarına göre, ilk taksit olan 500 milyon dolar 1.5 ay sonra gelebilecek. 2.525 milyon doların tamamının ödenmesi bu yıl sonuna kadar sürebilecek. Zamana yayılı olsa da, bu gelişme 2000 yılı verilerini olumluya çevirmesi ve mali piyasalara etkisi açısından önemli.
* Büyük itfanın parası - Sadece mali piyasalar değil, reel kesimin de gözünü diktiği ve bir şeyler umduğu tarih 23 Ağustos büyük itfa tarihi. 4.2 katrilyonluk itfaya karşılık Hazine'nin yeniden yapacağı borçlanma 1.7-2.2 katrilyon. 2-2.5 katrilyon lira ise kamu kâğıtlarından çözülecek. Bu da 3.5-4 milyar dolar demek. İşte herkesin gözünü diktiği ve pay almaya çalıştığı para bu.
* İtfa edilecek kamu kâğıtlarının yaklaşık dörtte birinin yabancılara ait olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla iç borç geri ödemesinin yapılmasıyla bu paranın içeride cazip kazançla karşılaşmadıktan sonra yurtdışına çıkacağı tahminleri yapılıyor. Bu durumda dövize talep olacak.
* İtfa edilecek kâğıtlar arasında ikinci ve belki daha büyük grubun bankalar olduğu sanılıyor. Bu da bankalara yeni bir likidite demek.
n Şirketler kesiminin de bu itfadan bir payı olacak. Bu kesim de açığa çıkacak parasını ya cari harcamalarında kullanacak ya da tasarruf olarak yeniden bankalarda, repo, döviz tevdiat hesabı veya mevduat olarak tutacak.
* Kişisel yatırımcıların tercihi - Kişisel yatırımcıların bu itfa içindeki payı az olabilir, ancak sayı olarak en kabarık kesim. Bu kesim de açığa çıkacak parasını bir ölçüde tüketime yönlendirebilir, gayrimenkule gidebilir. İnşaat piyasasının da Eylül ayına hazırlık yapması itfa tarihi ile örtüşüyor. Bu alternatifler yanında kişisel yatırımcıların da mevduata veya dövize gitme olasılığı elbette var.
Alternatifler arasında borsa pek yok. Çünkü faize yatırım yapmış kişisel yatırımcıların düşen bir borsaya yatırımı zor. Dolayısıyla bu büyük itfadan borsaya pek bir şey düşmeyebilir. Ancak düşen faizlerden dolayı çok az da olsa belki yatırım fonlarına yatırım olabilir. Bunun borsaya etkisi de çok sınırlı kalabilir.
Ancak itfa ile bankacılık kesiminin likidite yönünden kısmen rahatlayabileceği söylenebilir. Faizlerdeki düşüşler de bunu gösteriyor.
* Sonuç - "Umut iyi bir kahvaltı, kötü bir akşam yemeğidir"